12

6.8K 462 229
                                    

"Günaydın..." diye mırıldandı Hyunjin, gözlerini ovuşturarak.

"Ne günaydın, ne tünaydın canım, akşam oldu!"

Hyunjin, karnını dürten ayağa sertçe vurduğunda Flora, hafifçe bağırarak oradan patırtılı adımlarla uzaklaştı.
"Hyunjin saat 5 oldu hayvan herif, dün saat 9'dan beri uyuyorsun!" dedi bu sefer de Daisy, onun başına dikilirken.
"Herif uyurken yataktan düşmüş yine uyanmamış..." dedi Flora, başını sallayarak.
"... Saygı duydum."

"Hyunjin, hadi uyan." diye içeri girdi Bella, yumuşak bir sesle.

Hyunjin, anında gözlerini açarak oturur pozisyona geldiğinde Flora ve Daisy ona küfrederek birkaç tekme geçirdiler ve yatak odasından çıktılar.

"Çok mu yoruldun?" diye sordu Bella, ayağa kalkarak yatağa oturmuş Hyunjin'e bakarak.
Hyunjin uykulu gözlerini ovuşturarak başını salladı.
"Birkaç gündür vardiya yapıyordum."
Bella onun sırtını sıvazladı.
"Ne yapayım sana, çorba?"
"Tavuklu mu?" diye sordu Hyunjin, gözleri parlarken.
Bella başını sallayarak göz kırptı.
"Tavuklu."

Hyunjin onun kucağına doğru uzanarak kulağını Bella'nın oldukça şişmiş karnına yaslayarak bir süre dinledi.
"Güzelim?" dedi Hyunjin, hevesle.
Sonunda yüzüne doğru bir sarsıntı geldiğinde heyecanla Bella'ya baktı.
"Tekme attı!" dedi, ellerini çırparak.
Bella gülerek ona başını salladı.
"Evet. Hep yapıyor."
Hyunjin'in yüzü tekrar düşerken, Bella'nın yüzünü avuçları arasına aldı.
"Dün geldiğimden beridir hep aynı surat ifadesi, ne zaman güleceksin?"
"Moralim bozuldu Hyunjin, ne yapayım? Kolay bir şey sanki nişanlının evli çıkması." dedi Bella, üzgünce yanağını onun eline daha çok yaslayarak.
Hyunjin oflayarak onu kendisine doğru çekti ve sarıldı.

"Aile var amına koyduklarım, aşağı gelin, Bella noona yemek yapana kadar Flora yaptı."

Odaya lök diye dalan Jeongin yüzünden Hyunjin bir çığlık attığında, Bella korkuyla susması için ona vurdu.
"Hyunjin!"
"Ulan kaç kere dedim ani hareketler yapmak yok diye, sen benim çocuğumun başına bela mısın?" diye sordu Hyunjin, Bella'nın karnına korumak ister gibi sarılarak.

"Sikiş var sikiş." diye bağırarak Jeongin'in arkasında beliren Flora, hızlıca onun gözlerini kapatarak.
Jeongin'e arkasından sarılarak çenesini onun omzuna yasladı.
"Beyler hadi gelin, yemek hazır diyorum."
"Bana bak Çinli..." diye sordu Hyunjin, Flora'ya gözlerini kısarken.
"... Köpek, yarasa falan yok değil mi?"
Flora ona gözlerini kıstı.
"Salak salak espriler yapma sus, keserim götünü."

Jeongin, arkasını dönerek kendisine sarılan Flora'ya kollarını sardı ve o ikisine götünü döndü.
"Hadi, hadi. Soğutmayın."

O ikisi beraber aşağı indiklerinde Daisy ve Chris, masayı kurmuşlar, yemekleri tabaklara servis etmişlerdi.

"Birisi mi eksik?" diye sordu Bella, merdivenlerden Hyunjin'in yardımıyla inerken.
"Bebeğim yok." dedi Flora, hızlıca etrafına bakınırken.
"Tek bebeğinin ben olduğumu sanıyordum?" diye bağırdı ona kolunu atmış olan Jeongin.
Flora onun başını pat patladı.
"Dur velet, sevgilim yok zaten."

Flora koşar adımlarla evi turlamaya başlarken bir anda gözü kendi odasının hafif aralık kapısından gözüken bacaklara takıldı. O yavaşça odaya girerken, onu merdivenlerden izleyen Chris'e döndü.
"Siz yemeye başlayın, biz sonra geliriz, bırakalım uyusun." dedi, kapıyı kapatmadan önce.

Kapıyı kapatarak mışıl mışıl uyuyan Felix'e ilerledi ve yatağın yanına çökerek çocuğun çilli suratına düşmüş hafif uzun, kahverengi tutamları geri itti.
"Yanıma gelsene." dedi Felix, yana kayarak.
"Uyanık mıydın?" diye sordu Flora, onun kolları arasındaki yerini alarak yatağa uzanırken.
"Evet ama ayılamadım."
Flora, onun dudaklarına hafif bir öpücük kondurduğunda, Felix de onun burnunu öptü. Fakat o kadar yorgundu ki hemen arkasından kıza sıkıca sarılarak uyuklamaya devam etmişti.

Aşağıda ise yemek bitmiş, mutfakta kalan Daisy ve Chris, bulaşıkları yıkıyordu.

"Minho da az değilmiş he..." dedi Chris, Daisy'nin kollarının arasından uzattığı kollarıyla bulaşıkları yıkarken.
Onun yıkadığı bulaşıkları kurulayarak yana bırakan Daisy mırıldandı.
"Bizim şu ikisinin arasını yapmamız lazım Chris, bak sana söylüyorum."
Chris'in gözleri, oturma odasında oturan Bella'nın karnına yüzünü yaslamış, Mina'yla konuşan Hyunjin'e baktı. Hyunjin'in gizlerine yatmış, Bella'nın karnını okşayan Jeongin ise onların oğulları gibi duruyordu.
"Bizim bir şey yapmamıza gerek var mı ki?" diye sordu Chris, son tabağı da yıkayarak suyu kapatırken.

Daisy, tabağı diğerlerinin yanına bıraktığında beline sarılmış olan Chris'in boynuna kollarını sardı.
"Yorgun duruyorsun." dedi Daisy, Chris'e doğru.
Chris onun yanağını öptüğünde Daisy, elini onun yanağına yasladı.
"İşler yoğun biraz, sorun yok." dedi Chris gülümseyerek.

"Bak Bella, çok tekme atıyor, canın yanmıyor değil mi?" diye sordu içerideki Hyunjin merakla.
Bella başını salladı.
"Yok, gayet normal bunlar bu dönemde."
Hyunjin başını sallayarak arkasına yaslandığında Bella, onun göğsüne başını koydu.
"Belki de..." dedi Hyunjin, onun saçlarıyla oynarken.
"... Benimle tekrar birlikte olmayı bir düşünebilirsin. Aile olmayı-"
"Seni seviyorum." diye mırıldandı Bella, sessizce.
Hyunjin kocaman bir gülümsemeyle ona baktığında Bella, ona gözlerini devirdi.
"Sana o şekilde hissetmiyorum Hyunjin, hayatımda şu an sadece Minho var Hyunjin." diye taklit etti Hyunjin onu, sesini incelterek.
Bella onun ağzına vurdu.
"Sus."
Hyunjin onunla uğraşmaya devam etti.
"Sustur canım."
Bella onu ensesinden kendisine çekerek öptüğünde, Hyunjin mutluluktan çığlık atsa da ondan ayrılmadı ve çocuğunun annesini öpmeye devam etti.

Herkes bir şekilde mutluydu. Hyunjin ve Bella tekrar barışmışlardı, Daisy ve Chris her zamanki gibilerdi, Flora ve Felix birbirlerine olan hislerini tamamen kabul ediyorlardı.

Yani şey... Jeongin dışında.

Tek başına, cenin pozisyonunda oturur gibi çöktüğü salonun köşesinden ileri-geri sallanarak mırıldandı.
"Hepinizin amına koyayım."



pregnant ex girlfriend ღ stray kids✔️Where stories live. Discover now