•30•

1K 62 35
                                    

Rüzgar'ın bana ettiği evlilik teklifinden sonra yol boyunca onun gibi özel bir adamla evli olmanın hayallerini kurmuştum.

Tanrım, harika olacaktı! Tabi, Türkiye'ye dönünce bu durum hiç hoş karşılanmayacaktı ama risk almaya değerdi.

Neyse ki her ne olursa olsun ablam bu konuda beni destekleyecekti. Onun varlığı beni hiç olmadığım kadar cesur ve güçlü hissettiriyordu. Bir an önce ona olan bitenden bahsetmeliydim ama saat çok geç olmuştu. Her şey yarına kalacaktı.

Evin bahçesine vardığımızda her zamanki gibi Rüzgar aniden frenledi.

Başımı olumlu anlamda sallayarak kemerimi çıkarttım ve arabadan indim.

Güvenliğe iyi geceler dedikten sonra poşetlerle birlikte eve doğru geçtik.

Evin bütün ışıkları kapalı gözüküyordu, muhtemelen herkes uyumuştu.

Kapıya doğru ilerleyeceğim sırada tanıdık bir kol aniden beni kendine çekti.

"Nereye?"

"Hadi, içeri geçelim."

Rüzgar beni dinlemeyerek elimden sıkıca tuttu ve benide peşinden arka bahçeye doğru sürükledi.

Sağ köşede Alya'nın kendi gibi küçük oyun parkı beni gülümsetmişti.

"Burası ne kadar güzelmiş. Hiç gezmeye vaktim olmamıştı.." Diye mırıldandığımda boynumdan öperek fısıldadı.

"Senin kadar değil." Sırıtarak ellerimi boynuna doladım ve onun kusursuz yüzünü incelemeye başladım.

"Sen buraya geldiğimizden beri romantik bir adam oldun Rüzgar Karahan. Hiç dönmesek mi?"

Gözlerini kırparak yanıtladı.

"Normalde de böyleyim yavrum sen beni yeni keşfediyorsun."

Eskiden bana yaptığı eziyetleri ve kaba davranışlarını kısaca gözden geçirerek alayla yanıtladım.

"Yaa, tabi."

"Üşüyorsan eğer battaniye getirecektimde nerden bulayım şimdi koca evde amına koyayım. İçeri geçelim istersen?"

İtiraz ettim, zaten üzerimde ceketim vardı. Asıl üşümesi gerek o olmalıydı.

Salıncağa geçip kendi kendime sallandığımda o da demirliğim başına sırtını yaslayarak hem sigarasını içiyor hemde beni izliyordu.

"Hatırlıyor musun? Bir keresinde bizim eve gece ansızın gelmiştin."

"Sende benim kesilen elimi sarmıştın." Dedi hatırladığını onaylayarak.

"O zamanda böyleydik. Ben sallanıyordum, sende sigaranı içerek beni izliyordun."

"Kabul et, o zamanlar da bana deli gibi aşıktın. İçinden ah bu çocuk benim olsa diye hayaller kuruyordun."

Gözlerimi devirdim,

"Senden nefret ediyordum çünkü seni çok yanlış tanımıştım ve içimden bu çocuk iflah olmaz diyordum." Dedim onun yalanını düzelterek.

Cehennem MeleğiWhere stories live. Discover now