Yeni Başlangıçlar

400 24 11
                                    

Var oluşun,yok olmaya yüz tutan evlatlarıyız biz. Bir yokluktan kaçıp var olmaya koşarken aslında başka bir yok oluşa giden bihaber evlatlar...

 Bir yokluktan kaçıp var olmaya koşarken aslında başka bir yok oluşa giden bihaber evlatlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 12

Dudaklarımın üzerinde hissettiğim sert baskı ile gözlerim yavaşça aralandı. Sert cisim hareket ederken, bilincimi toplayıp olan biteni anlamaya çalıştım.
Uzandığım yerde hafifçe doğruldum ve ağzımın üstündeki ayağa şaşkınlıkla bakakaldım. Evet evet kesinlikle yanlış görmüyordum. Bir ayak ağzımın üzerindeydi. Hızla yataktan kalktım ve ayağın sahibini görünce ufak çaplı bir şaşkınlık daha geçirdim.

Ayça'nın başı olması gerektiği yerin tersinde,yani ayaklarının olduğu yerdeydi. Bir bacağını tamamen kendine doğru çekmiş,diğer bacağını da tabiri caizse ağzıma sokmuştu. Yüzü koyun uzanmış ve ağzı açık bir şekilde uyuyordu.
Kızların prenses gibi uyuduğunu iddia eden kim varsa kesinlikle yanılıyordu. Her prensesin altında yatan bir öküz mutlaka vardır.

Koltuğun üstündeki telefonuma uzanıp saate baktım. Henüz sabahın yedisiydi ve bugün haftasonuydu.

Sadece üç saattir uyuyor olduğumu farkettim ve tekrar uyumaya karar verdim.
Önceliğim tabi ki Ayça'yı düzeltmek oldu.

Onu nazikçe kucağıma aldım ve başını yastığa koydum. Ardından ben de uzandım ve battaniyeyi ikimizin de üstüne örttüm.
Bakışlarım Akın'a kayınca onun battaniyesinin de üstünde olmadığını farkettim ve üstünü örttüm.

Başımı yastığa koyar koymaz vücudum sanki bu anı bekliyormuş gibi kendini uykuya teslim etti.



"Uyanın hadi koalalar. Öğlen oldu siz hala uyuyorsunuz. Saat bir olacak neredeyse."

Ayça'nın sesi tüm odayı doldururken gözlerim aralandı ve uyuduğum yerden kalktım.
Baş ucumdaki telefonu alıp saate baktım.

Saat henüz on bir olmuştu ama Ayça annelik iç güdüsünden taviz vermeyip saatin bir olduğunu iddia etmiş ve bizi çabuk uyandırmaya çalışmıştı. Başarılı olduğu da söylenebilirdi. En azından benim açımdan.

Akın yastığını başının altından çekip kulaklarına doğru kapattı.
"Şu alarmın sesini kapatın lan."dedi Ayça'yı kastederek.

Ayça sinirle Akın'ın yanına gelip başının üstündeki yastığı çekti ve "Sen kime alarm diyorsun bakalım? Şimdi göstereceğim ben sana alarmı."deyip yastıkla vurmaya çalıştı.

Onlar didişmeye devam ederken ben banyoya girdim ve sabah rutinlerimi halledip çıktım. İçeriye geri döndüğümde uyuduğumuz yataklar düzeltilmişti.
Akın da ben çıktıktan sonra lavaboya girdi.

Mutfağın kapısının önüne gelince burnuma muazzam kokular gelmeye başlamıştı.
Kapı pervazında durup yumurta kıran Ayça'yı seyretmeye başladım. Ardından kendimi tutamayıp masaya sinsice yaklaştım ve yaptığı çikolatalı kreplerden bir parça aşırmaya çalıştım.
Tam başaracağım derken elimin üstüne yediğim tokat ile başarısızlık bayrağımı çektim.
"Herkes sofraya oturmadan bir şeyler aşırma. Bereketsizlik getirir."
"Sen de tam anne oldun he. Bari bir tanecik patates alayım."

Rüya (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin