Mektup

70 3 0
                                    



Haziran
1831- Southwold           
   Sevgili yeğenim Seraphina
mektubuna çok geç ulaştım ricada bulunduğun konuyu Leydi Winslowla  konuşma fırsatı buldum.Kızının doğumunda ettiğin yardımı unutmamış sana teşekkülerini iletiyor ,Anabell ve Penelopeyi Winslow Malikanesinde ağırlamaktan mutluluk duyuyor..  sezon başladı ama hazırlanmak için yeterli süreleri  var iyi birer koca bulmaları için Elimden geleni yapacağım . Sevgiler
Hilda
          Bu bir şaka olmalı.
Anabel üçüncü kez okumasına rağmen hala şokunu atlatamamış bir şekilde ,boş bakışlarla hilda haladan gelen mektubu nereye saklayacağını düşünüyordu annesi böyle birşey yapamazdı.
Tamam. Belki yapardı ama önce ona fikrini sorardı..
Ahh Tanrım sormazdı!
Son doğum gününden beri iyi bir evlilik ,mutluluk lord ve içinde anabellin umrunda olmayan bir sürü şey içeren cümleler kurar yirmi dakikan fazla anabelle aynı ortamda kalamazlardı
Bir gün mutlaka evlenecekti elbette. Kendi seçtiği adamla kendi istediği zamanda köylerindeki güzel  taş kilisede sevdikleriyle beraber... şimdiye kadar hiç kasaba dışına çıkmamıştı
- Anabel hemen gelmelisin alex yangına ters biniyor etraftaki herkez bahse tutuştu.. Hey
Penelope onu çağırıyordu odanın kapısı o kadar hızlı açıldıki Anabel mektubu aceleyle yastığın altına sıkıştırdı bu gün güzel bir gündü bunu daha fazla düşünmrk istemiyordu.
-Napıyorsun bell gelmelisin alex kafasının üstüne çakılmadan önce belki biraz daha eğleniriz
-Anneme sen mi haber verirsin ben mi ?
-Tanrım Bell tam bir ispiyoncusun
Alex   iki yaş küçük erkek kardeşiydi Penelopenin ikizi aynı zamanda azılı düşmanı bazen o kadar çok kavga ederlerdi ki anabell her an kasaba halkının kapılarıma dayanıp meşalelerle onları kovacağını düşünürdü
Evden çıkıp ahıra giderken içinden kıkırdamamak için kendini zor tutuyordu açıklık alanda alex etrafındaki kızlara hava atmak için (aslında rahibn  kızı mariaya) yangına ters binmiş yangını koşturuyordu anabel ahırın kapsına dayanıp bu maskaralığı bir süre izledi annesi her an pazardan gelebilir ve alexi bu şekilde görürse kalp krizi geçirebilirdi Alex'in  sıkı tutunduğu bir anı gözledi ve kızlara yakışmayan afilli bir ıslık çaldı yangının bunu dinleyeceğini biliyordu yangın durdu ve yönünü Annabelle  çevirip tırıs tırıs ona gelmeye başladı,
Alexin sinirden kızarmış yüzü onun biraz daha keyiflenmesine neden oldu onunla uğraşmak her zaman daha eğlenceli olmuştu,Annabell  bunu düşününce burdan gidip ailesinden uzaklaşma düşüncesi tekrar zihnini ele geçirdi bunun olmaması için elinden geleni yapacaktı.
- Gösteriş yapmaktan vazgeç  Bell ıslık çalmak koca bulmanda yararlı olacak bir özellik değil
-Bunu senin kadar önemsemiyor olmam iyi bir şey sanırım.Annem gelmeden küçük gösterini bitirmeni öneririm. son macarandan sonra aldığın cezayı unuttun sanırım
Alex kısa zaman önce bir iddaa uğruna köy meydanındaki en yüksek ağaca tırmanıp sallanırken feci şekilde düşmüş boynununu kırmaktan son anda kurtulmuştu zavallı annesi günlerce ağlamış ve sonunda köydeki en pis ahırların sahibi Jackson McNaught ın  yanında çalışması için iki gün boyunca Alex'i  zorlamıştı.
Annabel  yangını ahırına götürüp yemini doldurdu  yadigar dostunun yelesine küçük bir öpücük kondurdu buradaki hayatını seviyordu sakın sıradan ve her gün birbiriyle aynı geçen günleri onu sıkmıyor aksine halinden oldukça hoşnuttu hayatında süprizlere yer yoktu bilmediği herşey, konrolü dışına çıkan her şey onu geriyordu. Ahırdan çıkıp evine doğru giderken Emily i  gördü telaşlı bir şekilde onu bekliyordu  Kendini bildi bileli Emily  en yakın arkadaşı hatta tek arkadasıydı.Her konuda birbirine zıt iki insanın bu kadar sıkı dost  olması bazen onu şaşırtsada mutlaka gülecek ve eğlenecek bir şey bulurlardı
-leş gibi kokuyorsun  o ahırda kaç saat harcadın neyse konuşmamız gereken çok önemli bir konu var böyle bir şeyin olduğuna inanamıyorum ,bana yardım etmelisin  ne yapacağımı bil-
-Emily
-Tanrım anlamalıydım en son bana getirdiği çöreklerden anlamalıydım ama o kadar lezzetliydiki bunu düşünemedim ve-
Annabell sabırla dinlemeye çalışsada endişe yumağı arkadaşı başı kesik tavuk misali bir oyana bir buyana hareket ederek başını döndürüyordu önemli birşey olmadığına emindi emıly düzenli olarak sinir krizi geçirecek bir neden bulur çözmesi içinde ondan yardım isterdi
-lütfen sakinleş.Sorun ne ?
Emily derin bir nefes aldı, gözlerini kapatı bir kaç saniye bekledikten sonra anlatmaya başladı
-Bu gün Bayan Thopkins eve geldi yanında peterla tanrım bell peter her gördüğümde dahada genişliyor neyse kapıdan onları dinledim vee bayan thopkins peterla görüşebilmem için babamdan izin istedi
Anabell gülmemek için kendini zor tutuyordu peter köydeki en obur cocuktu o kadar ki Annabell onu elinde çörek yada turta olmadan görmediğine yemin edebilirdi
Thopkinsler köydeki en verimli topraklara sahip oldukça iyi geliri olan sıradan bir aileydi fakat bayan thopkinsi dinleyen herkez onları dünyanın en varlıklı ailesi sanardı. Aile üyelerinin hepsi kısa, tombul, ve oldukça çirkindi ,pembe yanakları ,ve kıyafet konusunda seçtikleri iddalı renklerle Annabell ve Emlynin yegane eğlence kaynağı olmayı başarmışlardı
-Bell gülmeyi kes ve bana birşey söyle.Hayatımın geri kalanını peter yada ailesiyle geçirmektense kiliseye kapanırım daha iyi tanrım onlar dışındaki her şeçenek o kadar cazipki
-Tamam beni dinle. Eve gidip enine boyuna düşünüp bir çıkar yol bulacağımızdan eminim, yarın panayır var ve dinlenmemiz gerekiyor sabah erkenden burda buluşalım olurmu ?
Emily ümitsizce kabul etti. Vedalaşıp ayrıldılar Annabel eve girdiğinde saat oldukça geçti herkes yatmıştı.Yavaşça annesinin odasına doğru yöneldi ,annesi yatakta uzanmış her gün yaptığı gibi eskiden büyükkannesine yazdığı mektupları okuyor, bir kaç damla gözyaşı döktükten sonra özenle katlayıp baş ucuna bırakıyordu .Annabel annesini izlerken içini bir hüzün bulutu sardı annesi kırklı yaşlarının ortalarında olmasına rağmen güzelliğinden hiç birşey kaybetmemiş aksine ,geçen zaman onu dahada güzelleştirmisti. Annesine benzemiyor oluşu büyük trajediydi, kahvenin en güzel tonuna sahip kıvırcık saçları su misali sıırtından aşağ dökülür ,beyaz teniyle harika bir uyum sergilerdi küçük yüzü ve çekik gözleriyle annesi oldukça güzel bir kadındı genç yaşta dul kalmış üç çocukla tek basına uğraşmak onu yıpratmıştı.
Sorumsuz babası ne onları, nede annesini hiç bir zaman sevmemiş, sadece gidecek bir yeri olmadığı için hayatı onlara zehir etmişti eğer hayatta olsaydı anabel bildiği en güzel küfürü patlatır ve ona defolmasnı söylerdi bunu düşünmek bile onu keyiflendirdi.
-Bell
-Gelebilirmiyim ?
Annesi yatakta yer açarak;
-Elbette gel bakalım. Sorun ne? düşünceli görünüyorsun.
Anabel annesinin yanına uzandı ve ona sarılarak kokladı dünyada ona huzur veren çok az şey vardı bu da onlardan biriydi işte.
-Sadece heyecanlıyım. Yarınki panayır için
-Tanrım bell her sene oluyor senin yaşındayken bana heyecan veren tek şey köyün dışındaki herşeydi
Annabel biraz huzursuz bir şekilde kafasını annesinden göğsünden kaldırıp yüzüne baktı.
-Köyden uzaklaşmak istemiyorum anne. Senden hatta alexten bile uzaklaşmak istemiyorum.
-Vakti gelince bebeğim, her kuş yuvadan uçar kendi yuvasını bulmak için böyle bir fırsat yakalamanı ve diğer bütün güzellikleri görmeni isterim artık yirmibir yaşındasın evlenmek ve kendi aileni kurmanı istiyorum..-
-Anneee lütfen.. seni tanımasam benden bıktığını düşüneceğim.
-Henüz değil tatlım ama az kaldı.
Annabell şok olmuş bir şekilde annesine döndü şaka yaptığını bilsede braz bozulmuştu. Annesini öptü ve uyumak için Penelopeyle paylaştığı odasına gitti yatağına uzandı bütün gün düşünmek istemediği herşey beynine hücum ediyor uyumasına engel oluyordu.
Burdan gitmek annesinden emılyden alexten , yangından uzaklaşmak onu kahrederdi, resmen sürgün ediliyordu. uykuya direnemeyen  göz kapakları kapanırken. bunları hepsini unutmaya ve kısa zamanda annesiyle konuşup bu konuyu kapatmaya karar verdi annesi onu zorlamazdı yarın yapacağı ilk şey mektuptan kurtulmak olacaktı yatakta yavaşca yüzüstü döndü ellerini yastığın altına soktu çarşafın soğukluğu onu rahatlatmıştı..yastığını güzelce sardı ama kafasında dönüp duran birşey aniden onu yataktan zıplatı.
-Mektup ! Mektup nerde ?


İngiltere sosyetesinde küçük bir koca avı..Where stories live. Discover now