-1-SK

9 1 1
                                    

Sıradan.
Hep olmayı dilediğim şeydi şu zamana kadar. Gözlerimin değdiği her insan gibi olmak isterdim. Sıradan işte. Baktığında sanki anlatılacak bir sürü hikayelere sahiplermiş gibi dursa da, herkesin yaşadıkları birbirleriyle aynıydı sanki. Küçüklüğümden beri, onlardan hep farklı olduğumu düşündüm. İçimde bir ses benim her zaman bu dünyaya farklı bir şey katabileceğimi söylerdi. Oysa 22 senelik hayatımda dünyaya hiç bir şey katamamıştım.
Dünyayı geçin, kendime bile bir faydam yoktu.

"Lidya!" Piyano hocam Sena hanım uyarıcı bir ses tonuyla kaşlarını çatmış duran parmaklarıma bakıyordu. "Sizin gibi bir hanımefendiye bunlar yakışmıyor küçükhanım, lütfen dikkatiniz notalarınızda olsun." Kafamı hafifçe sallayarak parmaklarımı yerleştirdim. Piyano çalmayı oldum olası severdim, ya da ben sevdiğimi düşünüyordum. Belki de bu kendime bunu yük görmemek için uydurduğum bir bahaneydi. Sena hanım melodiyi mırıldanarak geniş odada gezerken pencerenin önünde duraksadı. "Oldum olası en sevdiğim ev sizinki. Her sabah şöyle bir manzaraya uyanmak için nelerimi vermezdim..."

İç çeken sesine göz devirerek parmaklarımı piyanodan çektim. "Bugünlük bu kadar yeterli, sizi geçireyim Sena hanım." Sena hanım bozularak koltuğun üzerinden çantasını aldı. "Çalışmalarını aksatmanı katiyen istemiyorum, bir daha dersimde dalma lütfen küçükhanım." Dediklerini duymamazlıktan gelerek odanın kapısını açtım. Topuklu ayakkabılarının üzerinde süzülerek odadan çıkmasının ardından hızlı adımlarla koridorda gözden kayboldu. Kapıyı kapattıktan saniyeler sonra bedenimi koltuğa bıraktım. Pencereden sızan ışık yüzüme vururken, toplu saçlarımı açarak yastığa savrulmasını sağladım. Pencerenin ardındaki göl manzarası gördüğüm en güzel manzaralardan biriydi. Fakat sanırım ben hiç bir zaman mavici olmadım, her zaman yeşile tutkundum. Kapı hiç de nazik olmayacak bir şekilde açıldığında dirseklerimin üzerinde kalkarak bakışlarımı kapıya çevirdim.

"Bebeğim." Kağan gülümseyerek kafasını kapıdan uzattı. Koltuktan kalkarak yanıma gelmesi için kaydım. "Baban ders için burada olduğunu söyledi. Umarım zamanlamam kötü değildir." Omuz silktim. "Dersim biraz önce bitti, dinleniyordum. Gelsene." Ceketini çıkararak piyanonun üzerine bıraktıktan sonra yanıma oturdu. Avuç içi ince beyaz gömleğimin üzerinden belimi kavradığında hafifçe irkildim. "Acaba, bizimkilerle bir akşam yemeği mi organize etsek? Uzun süredir yapmıyoruz bunu."

Sıkkınlığımı belli etmemeye çalışarak hafifçe gülümsedim. "Güzel olur, organizasyonu sen yap, konum atarsın." Belimdeki eli hafif hafif gezinmeye başladığında rahatsızca kıpırdandım. "Ya da, akşama kadar baş başa vakit geçirebiliriz?" Koltukta bana doğru kaydığında konuşmanın sonunun nereye geliceğini az çok tahmin edebiliyordum. Fakat uzun süredir ona olan o hislerim kayıptı. Bir toz misali üflenmiş, etrafa dağılmıştı sanki. Dudakları yanağıma sürtünürken nazik bir şekilde bedenini geri ittim. "Kağan.." Dudakları duraksadı. Belimdeki elini sertçe çekti. "Sorunun ne olduğunu anlamıyorum. Günlerdir soğuksun ve arama gereği bile duymuyorsun Lidya."

Onunla neden birlikte olduğumuzu herkes biliyordu. Bu ilişkiyi biz inşa etmemiştik. Bu ilişki başkaları tarafından planlanmış bir iş anlaşmasıydı. İki ortağın bir araya gelerek atmaya karar verdikleri bir düğümdük. Dudağına ufak bir öpücük bıraktım. Kağan her zaman sorunların ne olduğunu bilen, ama asla çözüme ulaştırmaya çalışmayan bir insandı. Ona karşı neden böyle olduğumu bilse de eski beni istiyordu.

Ben de eski beni istiyordum.

Öpücüğümün ardından gerilen yüz kasları gevşedi. Salak değildi, bunun bir geçiştirme olduğunu bilse de çaktırmıyordu. "Seni ararım." Kafamı sallayarak onayladım. Odadan çıktıktan sonra derin bir nefes alarak göl manzarasına karşı ayaklarımı uzattım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 29, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sokak ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin