↬Eighteenth

9.2K 1K 2.1K
                                    

"Bu gece çok güzeldi."

Eve geldiklerinde direk salona geçmişti ikisi de. Büyük olan koltuğa oturana kadar elleri birbirlerinden ayrılmamış, oturduktan sonra da küçük olan kollarını büyüğünün beline dolayarak sarılmıştı. Başını da büyük olanın omzuna koymuş, gülümseyerek konuşmaya başlamıştı.

Büyük olan da küçüğünü kolları arasına almış, başını hafif bir şekilde kendisine sarılan bedenin başına doğru yaslamıştı. Bir süre ikisi de kapalı olan televizyondan gözüken yansımalarına bakmış, sonra da birbirlerinden ayrılmışlardı.

İkisi de karşı karşıya olacak şekilde oturmuşlardı büyük koltuklarda. Büyük olan ayaklarını karşısındaki bedene doğru uzatmıştı hafif bir şekilde. Küçük olan ise bağdaş kurmuş, arkasında duran yastığı da kucağına almıştı.

Büyük olanın kızı olmayınca yapacak bir şey bulamıyorlar ve sıkılıyorlardı.

"Hadi bir oyun oynayalım," demişti küçük olan, en sonunda ikisinin de arasında olan sessizliği bozarak. "Ama tamamen dürüst olmak zorundasın, yalan söylemek yok."

Büyük olanın başını sallaması ile beraber gülümsemiş, dirseğini yastığa koyarak çenesini eline yaslamıştı sincaba benzeyen oğlan. Bir süre düşündükten sonra heyecanlı bakışlar ile karşısında oturan bedene bakmaya başlamıştı.

"Birbirimize soru soralım, bu herhangi bir soru olabilir. Ve süre tutalım, tam süresinde cevap veremeyen kaybetsin."

"Kaybeden de komik bir anısından bahseder o zaman."

"Kabul."

İkili, uzun bir süre birbirine baktıktan sonra gülümsemeye başlamıştı. Daha yeni ayrılan elleri tekrar buluşmuştu. Birbirlerinin ellerini sıkı bir şekilde tutmaya devam ederken birbirlerinin gözlerine bakmışlardı tekrar.

Ve en sonunda konuşmaya başlayan küçük olan olmuştu.

"Ben başlayacağım," demişti Jisung, bir elini ayırmış ve saçlarını düzeltmişti. Tekrar büyüğünün ellerini tutmuş ve gözlerine bakmaya başlamıştı. "Şu son zamanlarda ilgilendiğin herhangi biri veya herhangi bir şey."

Büyük olan, tuttuğu elleri bırakmıştı kısa bir süreliğine. Küçük olan ne olduğunu anlamaya çalışırken göz açıp kapayıncaya kadar kendisini büyüğünün kucağında bulmuş, şaşkın bir ifade ile kucağında olduğu bedene bakıyordu.

Büyük olan ise geniş bir şekilde gülümsemeye başlarken ellerini kucağındaki bedenin beline koymuş, yüzüne doğru yaklaştıktan sonra fısıltı ile konuşmaya başlamıştı.

"Şu son günlerde ilgilendiğim, daha doğrusu ilgilenmek istediğim kızımdan sonra tek biri var. O da sensin, Han Jisung."

Büyük olan konuşmasını bitirdikten sonra küçük olan bir süre daha büyüğünün yüzüne bakmaya devam etmişti. Tam bir şey söylemek için dudaklarını araladığında büyük olan konuşmasına izin vermemiş, küçük olanın dudaklarını kendi dudakları ile kapatmıştı.

Küçük olan ise diyeceği şeyi söylemeyi sonraya bırakmış, kendisini öpen büyüğüne hafif bir şekilde karşılık vermişti. Böylelikle saklanan duygular, artık ortaya çıkmış ve ikisinin de haberdar olmasını sağlamıştı.

----
Ağlıyorum galiba.... Annelerinizin anneler günü kutlu olsun~ Ve Jisung'ın da fndbfmgn

Dad •MinsungWhere stories live. Discover now