BÖLÜM 14

626 75 30
                                    

Gülümseyerek telefondan kafamı kaldırdım. Yemekteyiz izleyen aileme, arkadaşlarıyla deli dolu bir şekilde mesajlaşarak elma yiyen kardeşime bakındım. Herkese sarılasım gelmişti.

Çünkü ben yıllar sonra Gökhan'a bu şekilde hislerimi belli edebiliyordum. Onu sevdiğimi söyleyebiliyordum, bundan daha ötesi ne olabilirdi?

Tom ve Jerry'de ki sadece bacaklarını gördüğümüz evin sahibini görmek bunun ötesi olabilirdi.

Yok yok. Olamazdı.

Gökhan: Yarın öğle arasında kantine gel çay ısmarlayayım.

Gözlerimi pörtlettim. Heyecandan ısınan yanaklarıma dokundum. İçimde ki kelebeklerin canlandığını ve uçmaya başladığını hissediyordum.

Bana neden bunu yapıyordu? Daha iki gün önce kedi köpek gibiydik.

Gizem: Eylül?

Gökhan: Ne olmuş ona?

Gizem: Sevgilin değil mi amk

Gökhan: Takmaz.

Sen öyle san.

Deli gibi kuduracaktı. Ama bunu fırsat bilmek yerine sadece anı yaşayacaktım.

Onunla sözleşmeli ilk buluşmam olacaktı. Ve bunu düşünerek değil yaşayarak geçirecektim.

Ayağa kalktım ve hızla koşarak ilerleyeceğim sırada ayağıma takılan tepsiyle yere düştüm.

Acıyla bağırırken yandan Erdem'in sesini duydum. Pardon anırmasını.

"Kızım,"

Annem koşarak yanıma geldi. Acıyan yere bakındığında yüzünü ekşitti.

"İyi misin?"

Elini acıyan yere dokundurup hafifçe saçımdan öptü. Ben ise kızmasını bekleyen gözlerimi açtım. Ne yani onca dökülen şeye rağmen beni mi düşünüyordu?

Gülümsedim.

"Daha iyi oldum annem."

"İyi. Kalk buraları topla şimdi."

Gülen babama ve kardeşime ters ters bakındım.

Ulan Gökhan.

Daha ne yapabilirdim seni sevdiğimi gösterebilmek için? Daha ne kadar katlanabilirdim?

***

"Hocam son beş dakika boş bırakır mısınız?"

"Hayır."

"Orospu çocuğu."

İçimde ki sese engel olamadan mırıldandım. Yanımda olan Selen şaşkınca gülen bir bakışla bana baktığında sinirle önüme döndüm.

"Az daha bağır kanka. Bu az oldu."

Elimde ki kitabı sıkıca tutmaya devam ettim. Sabırsızlıkla kalan dakikaları saymaya devam ediyordum.

"Hayırdır kanka? Bu ne heyecan lan? Hem sen neden bugün güzel olmuşsun?"

"Normalde değil miyim, Selen?"

"Hayır. Şaka lan şaka. Ama ayrıca ruj sürmezdin. Ne bileyim siyah kazaktan hariç bugün kırmızı bir şey giyinmezdin."

Sabah okula gelmeden önce kırmızı bir kazak geçirmiştim üzerime. Lakosun yakalarını kazaktan dışarı koymaya bile özen göstermiştim.

Ruj bile sürmüştüm anasını satayım.

"Geldiğimde anlatacağım sana. Şu an öğle arasına çıkmam lazım."

SENSİZLİĞİ BANA SOR (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now