Başlıyoruz

494 29 97
                                    

SİS
BÖLÜM BİR
"BAŞLIYORUZ."


" Kızım..."

"Hayır anne, ben o adamın evine gelmiycam, anlıyor musun?" Demiştim bir sağa bir sola gidip gelirken.

"Kızım yapma ne olur. Hadi naz etme gel işte gidelim." Ağlamaklı çıkan sesine karşı dikildiğim camın önünden çıkıp, oturduğu kırmızı, eskimekten soyulmuş ve rengi solmuş koltuğun önüne diz çöküp ellerini avuçlarımın içine aldım.

"Bu senin hayatın, sonuna kadar saygı duyuyorum. Sen o adamla hayatını birleştirdin anne. O adamla hayatını birleştiren kişi ben değilim  sensin." Bir elini avucumdan çekerken gözünden ardı arkası kesilmeyen yaşları silmişdi.

"Yapma kızım, kırma anneni."

İnanma, annene kanma!

"Anne lütfen, tanımadığım yabancısı olduğum bir adamın evinde sığıntı gibi yaşamak istemiyorum anla beni." Gözlerimin içine beklenti dolu bakışlarıyla bakarken gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına yerleştirdim.

"Lütfen anne, lütfen."

"Pekala öyle olsun." Diyip oturduğu yerden kalktı ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledi, sanki az önce ağlayan o değildi.

İlerlediği o kapının dışında, o adam vardı muhtemelen. Annemi benden ayıran, babamın hatıralarını silmek isteyen adam. Annem derin bir nefes verip kapının koluna uzattığı elini indirdi ve yavaşça bana döndü.

'Gözleri kan çanağına dönmüştü. Neden anne, neden? Madem canın yanıyor neden gidiyorsun ha!'

"Ne olursa olsun bir annen var. Hep arkandayım bebeğim. Hep gel diyeceğim ama gelmezsin biliyorum. Hep gelmesen de gel olur mu?" Kafamı sallayıp onu onayladığımda ahşap kapının kolunu yeniden kavramış, gözlerimden geçen hiçbir duyguyu önemsememiş ve gitmişti. Sarılmamıştı bile.

Tekrar az önce dikildiğim yere gittim, camın önüne. Annem, babamın beni emanet ettiği kadın. Ölesiye aşık olduğu adamı, onun hatıralarını bıraktı ve o adamın elini tuttu. Sol gözümden akıp yanağım boyunca ilerleyen yaşı silmedim. Camın köşesinde duran elim usulca cama ulaştı, sanki elimi uzatsam elini tutabilecektim. Gitme diyip çekip alacaktım annemi o adamın yanından. Son bir kez arkasına bakmadan o adamla birlikte siyah Range Rover'a binip girişlerini izledim.

Dakikalarca bekledim, o camın önünde. Elim camda gözlerimde yaşlarla dakikalarca belki gelir, gitmez diye bekledim. Annem yeni hayatına gitmişti bile.

Bu arada ben Papatya. Yirmi iki sene önce 9 Haziran akşamı gözlerimi açmışım. Annem papatyaları çok severmiş, babam da hiç usanmadan her gün anneme buket buket papatya getirmiş. Papatya demiş babam, doğduğu zaman onun adı papatya olsun. Annem dayanılmaz sancıları uyandırmış onu uykusundan. Hastaneye giderken ne olduğunu anlamamışlar bile, bir kaza geçirmişler o gün ve o gün ölüm meleği bir canı dünyadan alırken, başka bir can gelmiş dünyaya. O gün babam annemi terk ederken, beni ona emanet edip gitmişti.

Annem, onun bu zamana kadar kimseyle bir ilişkisi olmamıştı. Ama ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde karşıma birisini getirmiş ve ben yeniden aşık oldum demişti. Bir kız çocuğu için yıkıcı bir haberdi bu.

Kısa bir süre önce de hayatlarını birleştirmiştiler, anlam veremediğim bir hızla. Ve az önce annem yeni hayatına, o adama gitmişti.

Giden arabanın geri dönmeyeceğini anladığım an yanaklarımda kuruyan yaşları silip karşı duvarda asılı olan aynadan kendime baktım. Çökmüştüm.
Dağılan saçlarıma çeki düzen verip, sanki bir saatim yaşanmamış gibi gülümsedim aynadaki yansımama. Kısa eteğimin üstüne giydiğim ceketimin yakalarını düzeltip kapının yanında portmantoda asılı olan çantamı koluma taktım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 14, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SİSWhere stories live. Discover now