Bölüm -2- "Ohana"

46 11 58
                                    

Multi: "Ohana"

**Keyifli Okumalar**

Lavinia'dan;

Mükemmel (!) bir güne açtım gözlerimi. Bilin bakalım bugün ne oluyor?

Evet ablanız son girdiği olay yüzünden babası tarafından sürgüne gönderiliyor. Şaka falan yapmıyorum harbi sürgün. Nesil Koleji'ne gidiyorum ceza olarak.

Aranızda Nesil Koleji'nin namını duymayanlara bir açıklama yapayım. Dıştan bakınca normal bir kız lisesi. Ama bulunduğu konumdan dolayı fazla öğrencisi yok tabii. Kim kızını şehrin en ücra noktasına okumaya gönderir ki? Tabii ki hain babam.

Her neyse. Az öğrencinin olmasının bir diğer nedeni de etrafına yerleşim yerinin çok az olması. Zaten şehir merkezine baya uzak bir de etrafında ev yok. Bildiğiniz kör ucube bir yer. Etrafında ne otel var ne de pansiy- pardon var. "Özel" Sarıhan Erkek Yurdu. Benim de kalacağım yer orasıydı.

Evet bir erkek yurdunda kalacaktım. Allah'ım babamı benim hayatımdan diskalifiye edebiliyor muyuz? Cidden adam sorunluydu ya. Bir insan neden biricik kızını erkek yurduna gönderir ki aklım almıyor. Burdan yetkililere duyurulur sahibinden satılık zengin baba. İlgilenenler için şuraya tel bırakıcam.

Nerde kalmıştım? Heh. Erkek yurdunda kalacağım. Devletin yurdu olmadığından benim kız olmamı yadırgamadılar sağolsunlar (!). Anlayacağınız 'paranın açamayacağı kapı yoktur' sözü doğruymuş.

Neyse biraz kendimden bahsedeyim. Ben Lavinia. Lavinia Gürsoy.. On yedi yaşındayım. Sapım -tamamen kendi tercihim aksi anlaşılmasın-. Aşk işleriyle pek aram yok. Olmasını da istemem açıkçası. O işler bana göre değil. Ne o öyle vıcık vıcık ilişkiler falan. Hiç uğraşamam.

Genelde kimseyle pek geçinemem. Özellikle kızlarla. Sanırım bunda annemin etkisi büyük. Beni hiç istememiş. Hamileyken sürekli aldırmayı düşünmüş falan ama babam bir şekilde ikna etmiş. Ben doğduktan sonra da evde hep kaos havası hakimmiş. Kavgalar falan filan. En sonunda hanımefendiye ağır gelmişiz. Taşıyamamış. Ben daha bir yaşımı doldurmadan çekip gitmiş. Bir daha da gelmedi zaten. Hoş, gelsin de istemem.

Her anneler gününde yaşadığım kırgınlığı tarif edemem. Herkes annesine şiirler yazıp çiçekler, hediyeler alırken ben odama kapanıp kendime çizdiğim anne figürüne kırgınlığımı anlatıp ağlıyordum. Hayat cidden adil değil. Herşeye yarım başlamak kolay değil tahmin edersiniz ki. Annenizin kıymetini bilin, cidden. Bakın mesela ben anne kokusunu hiç bilmiyorum. Annemin yüzünü de bilmiyorum. Hoş onlar büyük istek, ben annemin adını bile bilmiyorum.

Ihm, her neyse bu konu böyle uzar gider. Nihayet okula gelebilmiştim. Fikri Abi -şoförümüz- benim eşyalarımı yurda götürecekti o yüzden beni direk okuluma bıraktı.

Evet yeni okul, yeni hayat..

Okulun bahçesine girmemle yüzlerin bana döndüğünü hissettim. Aldırış etmeden okulun içine adımlarken önümü bi kaç "tikican" kesti.

Anında kaşlarım çatılırken aramızdaki mesafeyi korumak adına bi adım geri çekildim.

"Ceyda bırak kızım ya korktu hemen." Ağzındaki sakızla gevşek gevşek konuşan kıza dalmamak için kendimi sıkarken bir diğeri atladı bu sefer.

"Ayh yazık yaa. Kıyamam sen korktun mu?"

"Bu da korkak çıktı iyi mi"

Etraftan gelen gülüşmeler eşliğinde sinir katsayılarım artmıştı. Artık kulağımda onların ölüm marşları çalıyordu.

Öndeki kızın bileğinden tutup sertçe çevirip yere ittim. O yerde debelenirken üstüme yürüyen tikinin diz kapağının arkasına ayağımı geçirip onun üstüne düşmesini sağladım. Diğer ikisi ne yapacağını bilemez halde bir bana bir de arkadaşlarına bakıyordu.

Yerdekilere döndüm.

"Eceli gelen köpek cami duvarına işermiş. Siz kaşındınız yani." Diyip göz kırptım.

Arkamdan mırıldanma sesleri gelirken adımlarımı hızlandırıp sınıfa çıktım.

***

Sonunda dersler bitmişti. Allah'ım bu hayatın zorluğunu kim doksan dokuz yaptı ya. Her gün okul eziyeti çekiyoruz.

O değil de üç kakaolu süt iki tost yedim hala açım. Bak midecim seninle anlaşalım böyle zamansız acıkmaların can sıkıyor. Yakında iki yüz kilo olacağım vinçle taşımak zorunda kalacaklar.

Elimdeki dördüncü kakaolu sütümü içerek yurda gidiyordum.

Allah'ım inşallah yurtta bol serseriler vardır da günlük kavga olur her dakika kaos olur ami-

Elimdeki kakaolu sütün üstüme dökülmesiyle kutuyu yere fırlatıp bana çarpan oğlanın arkasından bağırdım.

"Senin beyin kıvrımlarını atomik kaoslara sürüklerim hain Ohana!!"

Koşarken adımlarını yavaşlatıp bana bakarak geri geri yürümeye devam etti.

"Güzel fantezi bir ara konuşuruz." Göz kırpıp koşmaya devam etti.

Lanet p*ç. Çarptığı yetmiyormuş gibi bir de sütümü döktü. Sütümü dökmese bir şansı vardı yaşamak için. Neyse iş işten geçti o süt döküldü.

ECELİN IS COMING BEBEĞİM!

**BÖLÜM SONU**

Evet uzun bir aradan sonra ben geldim.

Umarım beklettiğime değmiştir.

İlginiz için teşekkürler.

Umarım beğenmişsinizdir.

Sizleri seviyorum..💙

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 06, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Erkek YurduWhere stories live. Discover now