Bölüm 1: 25 Yıllık Gizem

46 12 1
                                    

 Saatler önce normal bir insan gibi 25. yaş günümü kutluyordum. Şu an ise bir özel askeri jette askerlerle birlikte bütün geçmişimin saklı olduğu ülke Türkiye'ye gidiyorum. size olan bitenleri baştan anlatayım;

 Bugün sabah sevdiklerim ile doğum günümü kutluyorduk her şey yolundaydı. Kutlama bittikten sonra herkes dağıldı. ben ise arabamla en yakın arkadaşlarımı Londra sokaklarında gezdiriyordum.Eve döndüğüm vakit ise karşılaştığım manzara karşısında şaşkına döndüm. Evim harabeye dönmüş polisler, ambulanslar kapıda... Koşarak içeri girdim, annem ve babam yerde kanlar içinde doktorlar başlarında, doktorlar birbirlerine bakıp kafa salladılar o an hayatımın en çaresiz hissettiğim zamanıydı. Doktorlar o sıra vedalaşmam için bizi yanlız bıraktılar. Onlara sarılarak ağlarken kimin yaptığını sordum. Babam, oğlum biz senin gerçek ailen değiliz. Bunlar senin peşindeler, hemen kaçman gerek Türkiye'ye gidip ailen bul... Babamın yani babam sandığım adamın ağzından çıkan son kelimeler bunlardı. direkt yakın arkadaşım Reyhanı aradım ve bana yardım etmesini istedim. Reyhan beni almaya geldiğinde hızlı bir şekilde arabaya binip yola çıktık. Yanıma sadece bir kaç kıyafet ve gerekli bir kaç malzeme aldım. Yolda giderken Reyhan bana, sana önemli bir şey söyleyeceğim dedi. Bende, bugün daha ne duyabilirim derken birden silah sesleri duyduk. Arabaya ateş açtılar. Daha ben ne olduğunu anlamadan Reyhan belindeki silahı çıkarıp ateş etmeye başladı. O çıtı pıtı üflesen yıkılacak kız yoktu. Orada tam bir savaşçı vardı. Ailemin yani sahte ailem bana nasıl savaşılacağını, dövüşüleceğini  her şeyi öğretmişti ama nedenini asla söylememişlerdi meğerse bunun içinmiş. Reyhandan bir silah istedim, silahı verir vermez ateş açtım. O an içimde hem korku hem cesaret hem de güç hissi doğmuştu. 5 dakika sonra gücümüzü yitirmeye başlamıştık ki şehrin dışında kimsenin olmadığı yerdeki çatışmamıza son veren bir araç dolusu tim, çatışma bitti derken bu seferde o tim bizi arabalarına koyup götürmeye başladı. Neler olduğunu daha çözmekte zorlanırken aklıma Reyhanın yaptıkları geldi ve direkt ona döndüm benim o sorgulayıcı yüz ifademi gördüğünde bana dönerek sana anlatacaktım ama o sırada saldırdılar dedi. Neyi anlatacaktın sen kimsin Reyhan? Peki, ben kimim? Neden peşimizde onlarca insan var? Neden ailem öldürüldü? Benim ailem kim? diye duygularımın karışık olduğu bir ses tonuyla onlarca soru sordum. Reyhan konuşurken yüzünde bana karşı olan üzüntüyü gördükçe ona kızamıyordumda. Reyhanın söyledikleri beni öylesine şaşırttı ki, kafam daha çok soruyla doldu.
-Ben seni korumak için görevlendirilmiş bir ajanım. Görevim sana yakın olup seni her türlü tehlikeye karşı korumak. Sahte ailen ise seni tehlikelerden uzak tutmak için görevlendirilen bakıcı aile, senin gerçek ailen Türkiyenin en iyi ajanlarından birileri ama ne yazık ki onlar şuan düşmanlarımız tarafından yakalandılar. Biliyorum bunların hepsi senin için çok ağır geliyor ama bunların cevabını bulacak tek kişi sensin bu soruları cevaplayabilecek kişiler ise ailen. Şimdi bir tercih yapmak zorundasın Murat. Ya bu soruların cevaplarını bulmak için bizimle beraber savaşıp hem aileni hem de soruların cevaplarını bulacaksın. Ya da her şeyi bir kenara itip sonsuza dek bu soruları unutacaksın biz de ömür boyu seni koruyacağız. Şimdi seçim senin gerçek için savaşacak mısın? Yoksa yalan için kaçacak mısın?
Bu soruya verdiğim tek cevap korkuyorum oldu. Reyhan sakinleşmem için bana sarılacağı anda korkarak onu ittim. Reyhan tamam sorun yok anlıyorum ben seni kafan çok karışık korkuyorsun ama kafandaki karışıklığı ancak sen giderebilirsin diyince biraz düşünmeye çalıştım. Sonra korkak ve kızgın bir ses tonuyla verdiğim cevap ise tam... Tam... Tamam kabul ediyorum. Sizinle geleceğim.
Araç Türk Londra büyükelçiliğine giderken kendimi biraz toplayıp peki bunlar kim? Diye sordum. Reyhan tek tek tanıttı.
-Yüzbaşı Dilan, Üsteğmen Mert, Üsteğmenin kardeşi Teğmen Gökçe, Astsubaylarımız ise Deniz, Ali, Afra, Duru, Kübra, İrem, Sercan, Tutku, Tuncay, Burak, Fırat ve Berkay hepsi özenle seçildi.
Neden özenle seçildi ki? Diye sordum.
-Ankaraya vardığımızda bunun cevabını öğreneceksin.

Konsolosluğa vardığımızda çok yoğun bir hareketlilik vardı. Başkonsolos Ömer bey beni kapıda karşıladı. Bir kaç saat dinlenmemi söyledi sonrasında da Türkiyeye -Ankaraya- gideceğimi söyledi.
Bana hazırlanan odaya girdiğimde yatağa uzandım ve soruları kendime sordukça başka sorular çoğaldı bu kısır döngüdeyken yorgunluktan uyuyakalmışım. Yaklaşık 3 saat uyuduktan sonra Reyhan beni uyandırdı. Uçağa bindikten sonra kendimi daha huzurlu hissetmeye başladım. Sanki sorularımın cevaplarına çok yaklaşmışım gibi hissettim. Uçak kalkarken geçmişime gittiğimi biliyordum ve artık geleceğin gizli geçmişine yolculuk başladı. Diye sesli bir şekilde söyledim ve bir ohh çektim. Herkes bana bakarak sırıttı. Onlara şunu söyledim. Artık bu konu benim şahsi meselem değil hepimizin bir parçası diyince Reyhan o zaman hepimiz geleceğimizin gizli geçmişine gidip gerçekleri bulalım dedi. Bu sözün üzerine tim coşkulu bir ses tonuyla hep bir ağızdan hep beraber diyerek bağırdılar. İşte o sırada ilk kez kendimi güvende hissettim. Çünkü artık hep beraber geleceğin gizli geçmişine yolculuk ediyoruz.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 29, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Geleceğin Gizli GeçmişiWhere stories live. Discover now