Kutsal doğum

2.4K 114 16
                                    


"Sakin ol gelinciğim dayanmalısın"

"Birisi Artemisi getirsin HEMEN!"

Büyük kapının açılmasıyla odadaki her kafa o tarafa döndü. Önce hizmetçi ruh sonrada arkasından Artemis göründü. Odanın ortasındaki büyük yatağa doğru hızla yaklaşırken süt beyazı saçlarından bir tutam deri kayıştan kurtulup yüzüne doğru düştü. Daha odaya girmesiyle bile Persephone nin sancıları azalmaya başlamıştı. Artemisle pek yakın değillerdi ama yinede geldiği için minnettardı, elini yavaşça tutup yanına oturduktan sonra ise sancıları tamamen kesilmişti. Artemis onun başını hafifçe okşayıp yüzüne baktı. Persephone yüzyıllardır hayatında ilk kez onun gülümsediğini görmüştü bu onunda içini sıcak bir duyguyla kaplamıştı. Şimdi neden Artemis'in masumiyeti temsil ettiğini anlıyordu. O sırada diğer yanında huzursuz bir kıpırdanma hissetti başını çevirdiğinde bir zamanlar nefret ettiği ama şimdi sonsuz bir aşkla dolduğu, o bir eskiden soğuk ve korkunç olarak bilinen tanrıya baktı. ölümün tanrısı şimdi onun için endişeleniyordu. Elbette ölmeyecekti ama bu acı çekmeyeceği anlamına gelmiyordu.Bu ilk tanrıça Gaia tarafından koyulan bir kuraldı tıpkı faniler gibi onlarda doğum sancısı çekecek ve onlarda bebeklerini bir süre karınlarında taşıyacaktı. Bazı istisnalar vardı. Mesela Aphrodithe'in oğlu Eros gibi ama Persephone bebeğini Gaia'nın istediği şekilde doğurmak istiyordu. Her ne kadar ölüler diyarının kraliçesi olsada o hala Demeterin kızı baharın tanrıçasıydı ve Doğa ana ile olan bağıda su götürmez bir gerçekti.

"Şimdi sakin olman gerek"

"Ta-Tamam"

Kendi sesine ne olmuştu böyle o melodik sesi şimdi daha tuhaf geliyordu. Acaba doğum-

Yüksek sesle açılan kapı düşüncesini yarıda bölmüştü kendisi göremiyordu ama her kim geldiyse odada bulunan herkesten hayret dolu sesler geliyordu

"Bu doğum benim kutsamam ile yapılacaktır!"

Persephone bu sesin kime ait olduğunu anlamamıştı ama sanki ilkbahar yağmurlarının o güzel serinliği gibi bir ferahlama hissetmişti ruhunun içinde. Hadesin yanından kalkıp ayak ucuna doğru geçtiğini hissederken başını kaldırmayı denedi. Yanağına dokunan elin yumuşak sıcaklığını hissedince başını çevirdi. Onu görmüştü, daha önce onu görmüştü ama bu yüzyıllar önceydi. Hala o yüzü hatırlıyordu o zamanlar onu tanımıyordu ama şimdi kim olduğunu biliyordu

"Beni özledinmi küçüğüm?"

"Tanrıça Gaia!"

"Bebeğin gücü beni buraya çağırdı. Bu kutsal bir doğum Persephone. Sen ve Hades yeni bir tanrıça yarattınız"

Başımı Hadese çevirdiğimde hafif bir şekilde gülümsüyordu bende ona bir gülümsemeyle karşılık verdim

"Bu bebek bize ışık ve karanlığın nasıl birleşeceğini, birbirlerinin doğalarına aykırı olsalarda bunun var olabileceğini kanıtladı ve şimdi bu kutsal mucizenin var oluşunu görüyorsunuz bu bebek bütün evlatlarımdan bir parçaya sahip olacaktır doğuştan bir tanrıça olarak 13.Olimposluyu kutsarım böyle dedim ve böyle olacaktır."

Gaia ellerini gökyüzüne kaldırdığında odadaki bütün duvarlar parlamaya başladı daha sonra ellerini indirip karnımın üstüne koydu. Teni karnıma dokunduğu anda bir anda kendimi beyaz çiçeklerle dolu bir çayırda buldum çiçeklerin araşında uzanıyordum başımı yükarı doğru kaldırdığımda beyaz renkli bir kelebek karnıma kondu. Gözlerimi açtığımda Olimpos'da Ölüler diyarındaki sarayımızdaydım Hades başımda oturmuş saçlarımı okşuyordu. Yavaşça doğrulmaya çalıştığımda kolumdan tutarak bana yardımcı oldu. Kendimi çok iyi hissediyordum tuhaf bir şekilde mutluydum susamış ama mutlu kenardaki bardağa doğru uzandığımda Hades benden önce davranıp bardağı bana uzatmıştı bile mis gibi ambriosayı yudumlarken boğazımım kuruluğu da geçmişti bardağı geri bıraktıktan sonra başımı Hades'e çevirdim o siyah gözleriyle beni izliyordu saçlarımı okşamaya devam ederken bir yandan'da gözlerime tatlı tatlı bakıyordu

"Kalimera kalbim"

"Kalimera"

Hades bana her zaman kalbim diye seslenirdi birgün nedenini sorduğumda bana daha önce kalbinin var olmadığını beni gördükten sonra var olduğunu söylemişti öyle güzel söylüyorduki o kadar zaman geçmesine rağmen hala yanaklarım kızarmaya başlardı. Elim yavaşça karnıma gittiğinde aklım başıma gelmişti

"Bebeğim nerde?"

"Merak etme Gaia ile bahçedeler istersen yanlarına gidebiliriz"

"Evet onu görmek istiyorum nasıl görünüyor?Eminim sana benziyordur"

"Aslında ikimizede benzemiyor o çok...farklı bunu sende göreceksin"

Koridorları geçip bahçeye çıkana kadar ikimizde birşey söylemedik. Bahçeye çıktığımızda Gaia mermer çeşmenin kenarında oturuyordu kucağında tuttuğu kumaşın içinde beni bekleyen bebeğimi düşündükçe içim kıpır kıpır oluyordu. Düşüncesi bile bir mükemmeldi benim bebeğim, benim miniğim. Gaia'nın etrafında beyaz bir kelebek uçuşuyordu bu bahçedeki bütün ruhları şaşkına çevirmişti çünkü Hadesin sarayında genellikle kelebekler olmazdı ben bile onları görmek için Elysia bahçelerine giderdim sadece kelebekler değil diğer bütün hayvan ruhları Elysia bahçelerinde olduğundan sarayda sadece kendi ruhlarını Hades'e adayan ruhlar olurdu. Gaia'nın yanına geldiğimizde ayağa kalktı ve yüzünde o güzel gülümsemesiyle bana baktı

"Kalimera küçüğüm"

"Kalimera"

Kucağındaki bebeğimi bana uzattığı anda şaşkınlıktan dilim tutulacaktı. O...o kadar güzeldiki teninin rengi,minik pembe dudakları,bembeyaz saçları ve gözleri mükemmel bir rengi vardı parlak bir gün batımı pembeliğinde  tıpkı Aphrodithe'in altın rengi gözleri gibi açık Ares'in kan rengi gözleri gibi canlıydı Hadesin dediği gibi çok farklıydı bir rüya kadar güzeldi yüzüne dokunduğunda narin teninin yumuşaklığına şaşırmıştım dokunuşumla gıdıklanan bebeğim bana bakıp kıkırdadı sesi o kadar hoştu ki  sirenleri bile kıskandıracak o tatlı melodiye bayılmıştım. Benim sesimin hoş melodisi ve Hadesin ilk kez bana şarkı söylerkenki melodisinin mükemmel bir karışımıydı. Yavaşça mermer çeşmenin kenarına otururken Hades  omzuma dokundu başımı ona çevirdiğimde  gözlerimin ıslandığını fark ettim. Tıpkı benim gibi Hades'de duygulanmıştı gözlerinden yaşlar düşüyordu ama yüzü gülümsüyordu

"Kızımıza bir isim vermeliyiz"

Böylesine güzel bir mucizeyi tanımlıyacak bir isim bulmak için yüzyıllar boyu düşünsem birşey bulamazdım ama ben bunu düşünüyorken zihnimde o kelebek tekrar ortaya çıktı. Bu sefer sadece kelebek değil arkasında bulunan Moiralar'da vardı. Üçünün sesi zihnimde tatlı bir fısıltı olarak yankılandı

"Nimpia"



Selam millet evet ilk bölümümüz noktalama işaretleriyle aramın iyi olmadığını fark etmişsinizdir ehehe
Neyse ilk bölümü nasıl buldunuz beğendiniz mi ? Yorumlarınızı bekliyorum. kitap hakkında bilgiler öğrenmek ve sorularınızı sormak için instagram adresime girebilirsiniz: mfy.nimpia 🌸

Nimpia  (Devam Ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin