Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora"

15. Bölüm

Gelenler aynı şekilde geri gitti.
Biz ise büyük bir hız ile kendimizi olimpos Tanrılarının koltuklarında oturdukları meclise ışınlanırken bulduk.

Bu Zeus, hep böyle yapıyordu. Keşke önceden bir haber verse.

Fakat bir tek Arel ile beni getirtmişti.

Ah, ama bu sefer babam da burada.
Bu iyiydi işte.

Şimdi fark ettim de, Danny de buradaymış.
Yazık, ne kadar da ezik duruyor.
Oh olsun ona, sen misin bana meydan okuyan.

"Danny, sen ne yaptığını sanıyorsun!!!
Bu yaptığın saçmalıklar da ne böyle.
Hadi Arel ile düello yapmana bir şey demedik.
Ki o da zaten seninle görev paylaşımı yaptığı zaman, ortaya daha iyi şeyler çıkacağına inandığımız içindi.
Peki bu son yaptığına ne demeli?
Hani sadece asi bir öğrenciydi!
O kişinin Nora olduğunu ve neler yapabileceğini hiç mi düşünmedin!
Madem böyle bir ihmalkarlık yapmak için yeterince tecrübe sahibi değilsin, o zaman zaten bu mertebeye de layık değilsin.
Görevden men edildin!
Bundan sonraki görevin ise, Nora ve Arel'in ayak işlerini yapmak.
Şimdi bir daha gözüm görmesin seni." Diye kükrercesine konuştu Zeus.

Ve daha sonra da Danny'yi gönderdi.
Bu konuda haklıydı.

"Ve size gelirsek çocuklar, zaten eğitmeniniz yeterince iyi değilmiş.
Büyük ihtimalle onu seçen kişi torpil yapmış.
Ve bu konu ile de çok yakından ilgileneceğim.
Çünkü Olimpos'ta böyle saçmalıklara yer yok.
İkinizin de mertebesi aynı.
Birbirinize üstünlük taslamak kesinlikle yok.
Vereceğiniz kararlar, ikinizin ortak izni ile olacak.
Bu tür tartışmalar ile karşıma çıkmanızı istemiyorum." Diye devam etti Zeus.

Yok daha neler.
Oldu olacak ne söylemem gerektiğine de sen karar ver Zeus, ha? Ne dersin?

"O kadar da değil Zeus.
Nasıl anlaşıp anlaşmayacağımız, bizim sorunumuz.
Ona da karışamazsın ya.
Madem böyle bir sorun çıkmasını istemiyordun, arenada ikimizin de eğitmen olması durumunu engellerdin.
Benim nasıl biri olduğumu az çok biliyorsun, böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi de tahmin ederek dile getirmemen gerekiyordu.
Böyle gerçekleşmesi olası olmayan kurallar koymanı, kabul etmeyeceğim kusura bakma."

Ahh hayır, bu cümleler benden çıkmadı.
Arelden çıktı.
Demekki bu çocuk da yeri geldiğinde konuşabiliyormuş ya.

Bende diyorum bu Zeus'un yaptıkları bir tek bana mı batıyor?
Hadi diyelim ki herkese batıyor, o zaman neden hiç biri korkudan ağzını açıp tek kelime edemiyor.
Ehh, en azından yeni eğitmen arkadaşım pısırık çıkmadı.

"Ahh, haklısın Arel.
Bu sizin sorununuz, o zaman aranızda halledin.
Ee, artık bu konuyu da çözdüğümüze göre sizi geri yollamanın vakti geldi.
Unutmadan, son bir şey daha var.
Bu günkü kalan dersleriniz iptal edildi.
Yarına kaydırılacak.
Evet, şimdi gidebilirsiniz."

Ne!
Bağırmak yok mu?
Haddini bil demek?
Hele güç kullanmak, o da mı yok?
Ne dönüyor bu ikisinin arasında benim bilmediğim.

Ohh! Hayat Arel'e güzel.
Bu Zeus kendi  kızı olan küçük sıçana haddini bildirdim diye  anlamadan, dinlemeden az daha şimşek topu ile beni bir ediyordu.
Ama sıra soğuk nevaleye gelince ise, tamam Arel, haklısın Arel, o zaman aranızda çözün Arel...