1.BÖLÜM

1.5K 114 24
                                    


"P'Gui, Khim vardiya değiştirmek için gelmiş."

Üzerimdeki önlüğü çıkarıp ona selam vermeye gittim. Bugün, sabah çalışmıştım çünkü yerine geçtiğim kişi gelmemişti. Bugün hava güzel olduğu için biraz yürüyüş yapsam iyi olur diye düşünüyordum. Uzun zamandır boş zamanım olmuyordu. Bu yüzden değerlendirmem gerekirdi. Dönem arasında, vardiyalarımızı eskisi gibi bölüşmüştük. Her gün aynı rutini yaşıyordum. Gece vardiyası yapıp sabahları uyuyordum. Ama dönem başlayınca tatil için evine dönen diğer çalışanlar (alt sınıf öğrenciler), işlerine geri döndüler böylece vardiya dağılımı da tekrar değişti.

Ding.

Sırt çantamı omzuma takarken kafeye giren tanıdık yüzü görünce durdum.

"Ray?"

Telefonunda bir şeyler yazan ismin sahibi bir anda durup bana baktı.

"Gui."

Bana doğru yürüdü. Gözleri gülümserken tamamen kısılmıştı. "Bu saatte burada ne işin var?" diye sordu.

"Bu sabahki çalışan gelmedi. Ben de şimdi çıkıyordum."

Ray, Ziraat Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisiydi. Ay-Yıldız yarışmasında tanıştığım bir arkadaşımdı. O zamanlar kendi fakültesinin temsilcisiydi. Bu yılki temsilcilerin de gözetmeni olduğunu duydum.

"Evet. Bazen biraz ara vermelisin. Her gün burada çalıştığını görüyorum. Yorulmuyor musun?"

"Dinlenecek zamanım oluyor..." Karşımdaki kişinin bana inanmadığını fark edince biraz güldüm. "Sen burada ne yapıyorsun? İlgilenmen gereken alt sınıflar yok mu?"

"Ahh, evet... Birileri gözetmene yiyecek ve içecek alma görevi vermiş. Tabii az olacak. Sonra da, onlara büyük bir parti düzenleyeceğiz. Ben de bu kafeden alayım dedim. Ara verdiklerinde yemek yemelerine izin veririm."

Anladığımı belirterek kafamı salladım. Sonra da Ray'in elindeki sipariş listesini aldım. Listede otuz sipariş vardı. Neyse ki eve henüz gitmemiştim. Yoksa Khim bunların altından kalkamazdı.

🎵Nong Ray telefonun çalıyor. Nong Ray telefonun çalıyor. 🎵

Listedeki içecekleri hallediyordum. Ancak telefonunun zil sesi duyunca gülmemek için kendimi zor tuttum. Telefonun sahibi ise bulmak için büyük çantasını altüst ediyordu.

Ray'in telefonundan gelen ses bir erkek sesiydi ama tıpkı bir kadın sesi gibi tiz çıkıyordu.

"Birazdan...evet...evet...buluşabiliriz...olur..."

Ray'in telefonu kapattı ve çantasını omzuna taktıktan sonra bana yürüdüğünü görünce kaşımı hafifçe kaldırdım.

"Uzun zaman sonra seni gördüğüme çok sevindim. Ama acil bir telefon aldım."

Fiyatlarla birlikte yazılı olan sipariş listesine bakıp kafamı salladım.

"Olabilir böyle şeyler."

"Bu yüzden senden rica etsem, siparişleri prova yerine götürür müsün? Şu an sahne yürüyüşünü prova ediyorlardır. Sen gidip kendini göstersen yeter."

Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. Onu geri çeviremediğim için başımı onaylar biçimde salladım. Aslında yürüyüşe çıkmayı planlıyordum. Geçerken siparişleri teslim etmek sorun olmazdı.

"Çok teşekkürler, Gui!" Elini kaldırıp saçımı hafifçe karıştırdı, daha sonra aceleyle kadefen çıktı.

Khim ile neşeli bir şekilde arkasından güldük. Khim'e pastaları kutulara yerleştirmesini söyledim ve listedeki içeceklere baktım.

OXYGEN The Series - ออกซิเจนWhere stories live. Discover now