1/2

5.1K 504 911
                                    

- ikinci bölümün son kısmını güncelledim daha güzel oldu 

"biliyorsun, kuroo. eğer arkadaşların benden rahatsız oluyorlarsa sorun etmem. bu tür toplanmaları sevmem zaten."

kuroo arabayı güzelce park yerinden çıkardığında yolcu koltuğunda oturan kenma'ya bakmadan kemerini takması için emir veriyor.

"kimse senden rahatsız olmuyor. nereden çıkarıyorsun bunları?"

kenma pes ederek yönünü cama doğru çeviriyor ve dirseğini camın hemen önüne koyup elini yanağına yaslıyor. "biliyorum işte." diye mırıldanıyor. ne kuroo'nun telefonuna gelen son mesajdan bahsediyor ne de izinsiz bir şekilde arkadaşları ile olan konuşmalarını okuduğunu itiraf ediyor. sadece camdan dışarıyı izliyor.

"kenma," araba ışıklarda durduğunda kuroo kendisi kadar gergin olan arkadaşına bakıyor. "evde hiçbir şey yapmadan oturmanı, o video oyunlarında hayat bulmanı istemiyorum. senin de benimle sosyalleşmeni istiyorum. daha fazla vakit geçirelim istiyorum."

arkalarındaki arabalardan yükselen korna sesleri ile kuroo son kez kenma'ya bakıp önüne dönüyor ve gaza yavaşça ayağını koyuyor.

bokutoların evi kuroo'nun evine on beş, kenma'nın evineyse yarım saat kadar uzak. arabayla daha çabuk geliyorlar tabii. kenma kemerini açmadan önce son bir kez bakıyor aynada saçlarını düzelten arkadaşına.

"hiç boşuna bakma bana öyle." diyor kuroo, kendi tarafındaki kapıyı açıp bir bacağını dışarı atarken. "bugün bizimle kafa dağıtacaksın."

kenma derin bir nefes alıp uzun saçlarını daha çok önüne getiriyor. boyası akan saçlarını tekrar sarıya boyatmayı aklına not edip arabadan iniyor.

kuroo uzaktan kumanda ile arabanın kapılarını kilitleyip kenma'ya daha fazla durmasın diye işaret yapıyor.

kenma başı her zamanki gibi eğik takip ediyor çocukluk arkadaşını. apartman şifresini girip merdivenleri çıkmaya başladıklarında gerginlikten nefes alamadığını hissediyor ve kuroo'nun hırkasına tutunuyor.

ona tebessüm edip elini tutuyor ve öpüyor, kuroo. dostunun insanlardan eskisine nazaran daha fazla korktuğunu, çekindiğini fark ediyor. "sakin ol. ben yanındayım. ne zaman gerilsen gözünün önüne beni getir tamam mı? ben buradayım."

13. dairenin önünde duruyorlar. kenma kuroo'nun arkasına saklanmış kapının açılmasını bekliyor. kuroo zile bastığında ise alnını sırtına koyup markasını bilmediği parfümün kokusunu ciğerlerine dolduruyor.

"harika kokuyorsun." diye fısıldıyor. tam endişeyle başını kaldırıp ağzından kaçırdığı şeyin savunmasını yapacakken kapı açılıyor ve bokuto neşeyle arkadaşının boynuna sarılıyor. kenma bu yüzden bir adım geri kaçmak zorunda kalıyor.

"kuroobro!"

"brokuto!

ikili saçma selamlaşma faslından sonra kahkaha atıyor. bokuto arkadaki küçüğe bakıp sırıtıyor. "selam olsun sana kuroo'nun sevimli dostu."

kenma gözlerini kaçırıyor ve bir merhaba mırıldanıyor.

bokuto içerdekilere haber vermek için önden koşuşturuyor ama içerdeki kimse onun kadar heyecanlı olmadığı için neşesini kaybedip koltuktaki boş kısma bırakıyor bedenini.

kuroo ve kenma ayakkabılarını diğer ayakkabılar gibi bir gazetenin üzerine koyduktan sonra içeriye geçiyorlar. kenma hâlâ çok gergin ve başı eğik.

"eyo!" diyor kuroo.

bokuto kollarını kaldırıyor ve bu esnafa yanındaki akaashi'ye hafifçe vuruyor. "eyo!" akaashi homurdanarak ayağa kalkıp ondan uzaklaşsa da bokuto'nun hemen sonraki istikameti akaashi'nin yanı olduğu için işe yaramıyor.

kuroo kenma'nın omzuna kolunu atıp onu önüne alıyor ve koltuktaki lev'i tehditlerle kaldırıp kendisi oturuyor. etrafına bakan kenma'yı ise kucağına çekip dizine oturtuyor.

kenma yavaşça kızardığında ise sırıtıp küçüğün yüzünü gizleyen saçlarını kulaklarının arkasına iliştiriyor. kenma öyle çok daha tatlı.

"bro," diyor bokuto. "akaashi ile çıkmaya başladık."

kuroo şaşırıyor ve ilgisi kenma'dan bokuto'ya doğru çevriliyor. kuroo'nun ilgisini kaybetmek onu huzursuzlandırsa da bir şey demiyor ve parmaklarıyla oynuyor.

aralarında kuroo ve kenma'nın da bulunduğu on genç gecenin ilerleyen saatlerinde sipariş ettikleri pizza ve içkilerin gelmesiyle parti moduna geçiyor. televizyondaki açık çizgi filmi izleyen tek kişi kenma. diğerleri kahkahalar atarak zıplıyor ve birbirlerine sataşıyor.

"kozume-san," sarhoş tsukki elindeki içki şişesini uzatıyor büyüğüne. "tutar mısın şunu?" kenma istediğini yapıyor ve tsukishima'nın koşarak kuroo'nun sırtına atlayışını seyrediyor.

kalbi acıyor. arkadaşı tarafından bırakıldığı için falan da değil bu sefer. çünkü kenma biliyor artık, ondan hoşlandığını.

elindeki şişenin ağız kısmını yavaşça silip bir yudum alıyor. tadı ne kadar kötü olursa olsun şişenin sonuna gelene kadar da durmuyor.

saat on bire gelirken o da sarhoş bir şekilde diğerleri gibi gülüyor. kimse üst üste gelen iki şikayeti de takmıyor.

-

şişe çevirmece.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin