57

1K 95 65
                                    


 Rahmi amca ve Berna teyzenin zorlaması ile Berk ile arabaya atlamış Cuma akşamı kendimizi Urla'da bulmuştuk. İkimizin de işleri yaz dönemi ile yoğunlaştığı için onlara pek vakit ayıramıyorduk ve bu konuda Berna teyzeden bir kaç kere sitem işitmiş olabilirdim.

 Normalde arabayı Berk kullanır, ben klimanın sıcağı altında mayışıp uyuklayarak onun müziklere eşlik etmesini dinlerdim. Fakat sabah çok erken uyandığı için kıyamamış ben otobandan Urla yoluna girerken yan koltukta horuldayarak uyumasına müsaade etmiştim. Evlerinin olduğu sokağa girdiğimizde saat 9'a geliyordu. Arabayı garaja park edip Berk'in sırt çantasını alıp savsak hareketlerle annesine ilerleyişini izledim. Berna teyze önce Berk'e sonra da bana sıkıca sarılıp içeri geçmemiz için kapıyı araladı. 

 Rahmi amca salonda oturmuş televizyonda yayınlanan bir tartışma programını izliyordu. Geldiğimizi görünce kalkıp ağır adımlarla yanımıza geldi. İki yanımıza geçip ikimizin de sırtını sıvazlayarak

'Hoş geldiniz oğullar.' dedi gülerek. Babamın vefatından bu yana Rahmi amcanın bana karşı daha hassas davrandığını biliyordum. Hatta istersem ona baba diye hitap edebileceğimi, niyetinin tabi ki onun yerini doldurmak olmadığı ama hayatımdaki baba figürü yerine onu koymamın onu mutlu edeceğini söylemişti. O kelime ağzımdan çıkmıyordu belki ama iletişimimiz bir baba oğulunki gibiydi.

' Hoş bulduk.'

' Size yemek ısıttım, soğumadan geçin mutfağa haydi.'

' Anne uykum var ya..'

 Berna teyze ile göz göze gelip gülüştük. Berk'in bu uyku aşkı bize komik geliyordu. Her yerde ve her vakitte uyuyabilme skilli vardı çocukta resmen. Gülmemize siniri bozulsa da bir şey demeden mutfağa ilerledi. Mis gibi yemek kokuları zaten boş olan midemi guruldatırken Berk'in oturduğu sandalyenin karşısına yerleşip uykulu bir şekilde yüzünü ovuşturmasını seyrettim. Berna teyze birer kase çorba ve birer tabak yemek doldurup önümüze koydu. Daha sonra diğer sandalyeyi çekip önce bana sonra Berk'e baktı gülümseyerek.

' Ee nasıl gidiyor bakalım?' 

' Çok yoğun,' dedim çorbamı kaşıklamadan önce. 'Bir türlü gelemedik. Ya bana uymadı ya Berk'e..' 

' Olsun, şimdi geldiniz işte. Çok yormayın kendinizi.'

' Canım çıkıyor anne..' dedi Berk gözünde yaramaz ışıltılarla 'Bu Aras da çok üzüyor beni.'

' Nedense hiç inanmadım oğlum biliyor musun?'

' Zorla evi temizletiyor bana.'

' Geçen gün yediği tabağı üç buçuk saat makineye koymamakta direndi de, ondan bahsediyor.' dedim.

' Az bile yapıyor, liseye giderken donlarını, çoraplarını az mı topladım odanın ortasından.'

' Abartma anne.'

' İnanırım vallahi Berna teyze. Her sabah pijamalarını farklı yerlere fırlatıyor akşam oradan alıp giyiyor.'

' Ben nasıl senin gibi dağınık bir çocuk yetiştirdim hiç bilmiyorum.. Bir de bunun bir sevgilisi vardı o zamanlar, Semih. Çocuğu bizden habersiz eve getirmiş, odası çöp dolu. Çocuğun annesi ertesi hafta gelip tuhaf tuhaf imalarda bulundu artık oğlu ne dediyse..'

 Berk annesine ters bir bakış attığı için kadın cümlenin sonunu kısık bir sesle getirmişti. Aynı ters bakış bende de mevcuttu ama benimkilerin hedefi Berk'ti. Semih'in kim olduğunu biliyordum. Aylar önce doğum gününü bizim barda kutlayan ve gelip Berk'e selam veren elemandı. Berk ile sonradan konuştuğumuzda aralarında cinsel bir ilişki olduğunu, ilk seferini onunla yaşadığını ama çocuğun kız arkadaşı olduğu için görüşmeyi kestiklerini anlatmıştı. Berna teyze ise onları sevgili olarak biliyordu. Bunu sonra konuşacaktık o yüzden derin bir nefes alıp yemeğimi yemeye devam ettim. 

Ocean Eyes // bxbWhere stories live. Discover now