Baby Don't Like It

1.3K 97 9
                                    

Donghyuck, saatin geç oluşuna, üstündeki pijamalara, saçının dağınıklığına, sabahtan beridir yemek yemiyor oluşuna bakmadan, aceleyle evden çıktı.

Mark'ın aynı şehirde, başka biriyle birlikte oluşunu kaldırabilirdi. Ama Mark'ın, farklı bir şehirde oluşunu kaldıramazdı.

Koşarak, birkaç mahalleyi aceleyle geçti, yollarını ezberlediği tanıdık eve koştu.

Nefes nefese kalışını, gözyaşlarının korkusuyla karışık yanaklarından akışını önemsemeden koştu.

Aşkı, gururunu dinlemiyordu.

Kalbi, Minhyung Hyung'unda atmayı bırakmıyordu.

Sonunda tanıdık binanın alt katındaki zile baktı, çocuğa ait olduğunu bildiği zili parmağıyla ezdi.

Birkaç kez, belki birkaç kezden de fazlaydı, çaldığı zili, otomata basılarak açılan kapı izledi.

Hızla asansöre yöneldi, asansörün o katta olmayışının hüsranıyla merdivenleri tırmanmaya başladı.

Mark'ı acilen sevmesi lazımdı.

Sonunda birkaç katı çıkıp, yorgun bir suratın aralayarak kafasını uzattığı kapıya baktı.

Yorgun surat, yerini şaşkın bakışlarla dolu hayrete bırakırken, Haechan öne eğilip soluklarını düzene sokmaya çabaladı

"Sen? Hae- Dong-... Tanrım, burada ne işin var?"
Mark'ın şaşkın sesiyle doğruldu Haechan.

Gözlerini dikti aşık olduğu gözlere, şefkatle gülümseyerek baktı.

"Bırakamazdım. Seni, sevgimi, ilişkimizi, ikinci bir şansı vermeden ellerimle itemezdim Min Hyung."

Haechan konuştukça Mark, kalbinin atış hızının arttığını, hala kapı kolunda duran ellerinin terlediğini hissediyordu.

Sonunda girdiği şoktan çıkarken, yorgun ve şaşkın yüzünü güzel bir gülümsemeyle süsledi.

Kapıyı tamamen açtı, Haechan'ı kolundan tuttuğu gibi kollarının arasına çekerken, kapıyı arkalarından kapattı.

Oradaydım (MarkHyuck) ✅Donde viven las historias. Descúbrelo ahora