26.Bölüm

2.9K 204 174
                                    

Bölüm Şarkısı: Leonardo Gashi feat. Umut Timur - Pronto

İyi Okumalar

---------------------------

Arya'dan

Bilmem kaç saattir yattığım hasta yatağında rahatsızca kıpırdandım. Hayır yani niye hastaların rahatını düşünmüyorlar. O yumuşak yataklarda belimiz ağrımıyor hastane yatağında ağrıyor yine nerede adalet be? Ben hasta değilim ya. Hasta olmadığım halde beni hala zorla yatakta tutmaya devam eden Kerem'e yeni ürettiğim küfürlerden birini mırıldandım. Kerem'in dışarı da olmasını fırsat bilip hızlıca ayağa kalktım. Kalkmamla yatağa geri oturmam bir oldu. Kafama sıçayım. Çocuğun bir bildiği var ki tutuyormuş seni yatakta. Aman sikeyim onun düşüncesini. Yatakta rahatsız olmayan fakat yatak yüzünden rahatsız olan bir pozisyon da uzandım. Masanın üzerinde ki telefonu alıp Mero'yu aradım. İkinci arayışım da açtı.

Ar: Hayırdır Enes Meral kendine yeni hayran mı buldun?
Enes: Yok be hep beraber Loredana ile oturuyoruz.
Ar: Tamam siktir git şimdi.

Telefonu tama kapatacakken konuşmaya başladı.

Enes: Dur kızım noldu?
Ar: Bir sus ve söylediğim şeylere cevap ver.
Enes: Dinliyorum.
Ar: Hep beraber derken kimler?
Enes: Bizim tayfa işte. Birde diğer 428'ler bir kaç tane de abilerimiz.
Ar: Ben Lori'ye sinir oluyor muyum peki?
Enes: Evet.
Ar: O kız size ikiyüzlülük yapmadı mı?
Enes: Yaptı fakat kendini affettirdi.
Ar: Tamam Enes.
Enes: Akşama yanındayız Berlin'e geliyoruz.
Ar: Hiçbirinizi istemiyorum gelmenize gerek yok.

Diyip bir şey demelerine izin vermedim kapattım. Eğer bencillik yapıyorsam gerçekten umurumda değildi. Telefonu sertçe masanın üzerine koydum. Yahya Abim gitmemişti fakat hastane de kalmasına da izin verilmemişti de. Hastaneye yakın ailesinin bir evi varmış oraya gitti o da. Kapının tıklatılmasıyla"Gir be." diye bağırdım. Oraya baktım. Kapının önünde baştan aşağıya adidas kıyafetleri giyen bir eli kapının kolun da olan, yüzünde yine o harika gülümsemesi olan ve yeni çıkan sakalları ile tatlı ve karizmatik gözüken Mero'ya ile arkasında ki kişilerle karşılaşmamla hiçbir zaman kimseye sunmadığım gülümsemem yüzüme yayıldı. Yataktan kalkıp önde duran Mero'ya sıkıca sarıldım. Kollarını belime doladı ve o da bana sıkıca sarıldı.

Ondan ayrıldıktan sonra diğerlerine sarılmıştım. Ve Baran Abim'e son sarıldığım günden sonra tatmadığım o abi sıcaklığını Ensar(Eno)Abim'de tatmıştım. Yan koltukta oturan Mero'nun koluna çok da hızlı olmadan bir tane geçirdim"Siz hani Lori ileydiniz?" dedim soru sorar gibi."Az önce Rüsselsheim'deydik ışınlanıp buraya geldik." dedi Doğan ve bana ezikliyeci bakışlar atıp"Harbi gerizekâlısın." dedi."Beynin çok az olduğu için sana bir yastık fırlatışımda salak oluyordun. Herhalde yastık istiyorsun." dedim. Doğan ayağa kalkıp çocukca"Ben gidiyorum ya." dedi. Kolundan yakalayıp rahatsız hastane yatağında biraz yana kaydım ve onu da yanıma oturttum. Kolumu boynuna dolayıp saçını sevdim ve omzuma doğru çektim. Hepsi ayrı ayrı birer abi ve kardeş olmuştu bana. Bu gruptan kimseye yan gözle bakmam. Mero'ya hayran olabilirim fakat bu ona o gözle bakacağım anlamına da gelmiyor.

"Birbirimizi seviyormuşuz he Arya?" dedi Doğan alaylı bir şekilde. Gülümseyip"Aptal." dedim. Kahkaha atıp kafasını iyice omzuma yasladı."Tedavine başlandı mı?" dedi Ensar Abim.
"Doktorum birazdan gelecekmiş." dedim."Sen biz gelmeden önce ne yapıyordun?" dedi Ahmet(Mucho). Göz devirip"Napayım acaba? Kapıda bekleyen bir öküz var. Adım atmama bile izin vermiyor." dedim. Hepsi güldü. Enes ciddileşip"Buraya en son Berkay ile gelmiştin ve sevgiliydiniz. Şuanda da bu çocukla geldiniz." dedi."Düşündüğün gibi bir şey değil Enes. Onunla sevgili falan değilim." dedim. Omzumda yatan Doğan'dan ses çıkınca onu dinledim"Peki onu yani Berkay'ı unuttun mu?" dedi. Bu soru karşısın da duraksamamam gerekiyor öyle değil mi? Sonuçta o çocuk benim hayatımın ortasına sıçıp siktirip gitti."O oruspu çocuğunu daha fazla hafızanda tutmaya devam etmesin." dedi Ahmet. Resul Abim ona uyarıcı bir bakış attı."Ah hadi ama küfür ettiği için ona mı kızıyorsun abi?" dedim. O cevap verecekken kapı tıklatıldı ve içeri doktor, hemşire ve yanlarında bir adam girdi. Almanca bir şeyler söylediler ve yanlarında ki çevirmen bana ne dediklerini anlattı"Öncelikle hastanemize hoşgeldiniz hanımefendi. Tedaviye hemen başlanması gerektiğine dair Türkiye'den bilgi geldi. Yarından itibaren tedavi başlıyor. Hafta da sadece bir kez hastaneden dışarı polis olmadan çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun. Tekrar görüşmek üzere." dedi. Doktor ve hemşire ile beraber çıkarken kapıdan bana doğru gülümsedi ve göz kırpıp kapıyı kapattı. Bu ne ya? Gözlerimi devirip önüme döndüm. Enes'in telefonu çaldı. Kim olduğuna bakıp odadan çıktı. Bu durum beni huzursuz etse de fazla üzerinde durmadım.

Dört BelaWhere stories live. Discover now