0.1

82 25 12
                                    


-Asena Çevik-

Sadist bir gülümsemeyle karşımda duran şerefsizin işini bitirmek için Talha'nın uzattığı tabancayı elime aldım.
Tetiği çekmemle merminin gittiği yolu izledim ve adrese teslim!
Bu muhteşemdi!
Bir şerefsiz daha eksildi dünyadan.
Depoya Gökhan'ın nefes nefese gelmesiyle ona döndüm.
"Polisler..."
Demek istediğini anlamıştım.
Deponun arkasından çıkıp adamlara gitmek için işaret verdim ve bende arabama atlar atlamaz çalıştırıp anayola doğru sürmeye başladım.
Arkamdan da Gökhan, Timur ve Talha bir arabada diğer adamlar da bir arabayla beni takip etttiler.
Adamlarım sadece bu kadar değildi.
Fazla kalabalık sevmezdim.
Her zaman ki kaldığımız eve sürmeye devam ettim.
Yarım saatin ardından şehirden biraz uzak evime geldim.
Burada tek kalmıyordum tabiki.
Birkaç tane adamlarım ve tayfam.
Gökhan, çocukluğumda tanışmıştım onunla.
Ayrılmıştık bir süre, sonra farklı bir olay da yine karşılaşmıştık.
Belki de tayfam da kendimi en yakın hissettiğim kişi oydu.
Talha onunla da bir kavga da tanışmıştık.
Baya hırpalamışlardı.
Son olarak Timur, onunla da Talha sayesinde tanıştım.
Çok iğrenç espiriler ve şakrabanlıklar yaparak bizi gülümsetmeyi başarıyor her seferinde.
Ama sanki onun bana farklı bakışlarını da hissetmiyor değildim.
Hiçte arkadaş gözüyle bakmıyordu bana.
Eğer benim gibi bir katili seviyorsa hata yapıyordu. Çünkü ben hiç kimseye iyi gelmeyecek kadar kötüyüm.

Karnımdan gelen seslerle acıktığımı anladım.
Koltuktan kalkıp mutfağa doğru yol aldım.
2 saatin ardından her şey hazırdı.
Köfte, salatalık, pilav...
Mutfaktan salona doğru seslendim.
"Lan! Gelin."
Onları beklemeye başladığımda mutfaktağa giren Talha konuşmaya başladı.
"Ooo meleğim."
Deyip masaya oturup ellerini birbirine sürttü.
Ardından Gökhan lafa girdi.
"Ağzımdan akan suları görüyor musunuz?"
Deyip çatalını köfteye sapladı.
Bunlar her zaman böyleydi.
Ardından Timurun da mutfağa girmesiyle tamamdık.
Tabi Timurda aklından geçeni söylemeyi es geçmedi.
"Patronların bir tanesi neler döktürmüş böylee!"
Sadece kafa sallayıp yemeye başladım.
____

Timur: "Bırak lan şu kumandayı"

Talha: "Bana ne lan! İlk ben aldım elime."

Timur:"Eğer kumandayı vermezsen dondurma yerken ki videounu hesabımda paylaşırım."

Talha:"lan şerefsiz sen silmedin mi hala onu?"

Timur:"Bebişim,o kadar güzel dondurma yalıyordun ki silmeye kıyamadım."
Deyip Timur'un kahkahı basmasıyla Talha kumandayı aniden çekip Timur'un kafasında parçaladı.
Bunlar harbi salak!
Salakların hası.
Timur'un ayaklarımın üstüne düşmesiyle gülmeden edemedim.
"Hayırdır Timur ayaklarıma mı kapanıyon?"
Ben gülmeye devam ederken Timur da yanıma tırmanıp cevabını yapıştırdı.
"Yok sana tapıyorum."
Yanımdaki küçük yastığı hızla alıp kafasına geçirdim.
3. Vuruşumdan sonra kaçmayı başarmıştı.
Yastığı ona doğru firlatmamla Timur kurtarmıştı ama Gökhan için aynı şeyi diyemicem.
Lan çocuk neye uğradığını şaştı.
"Hangi ipne attı lan bunu?"
Talha'nın kaş göz işaretleriyle beni göstermesini görür görmez doğruyu söyledim.
"Ben."
"Gülüm."
Deyip yanıma yaklaştı.
"Efendim?"
Yanıma oturup yastığı bana uzattı.
Tam alacakken yastığı yüzüme geçirdi.
"Bana tam böyle vurmuştun kardeşim!"
"Pislik! İnsan kardeşine böyle vurur mu?"
"Vurur, vurur."
Sinirli sinirli ona bakarken o toz olmuştu bile.

_________

Gelen seslerle gözlerimi açarken aynı zamanda da küfürlerimi eksik etmiyordum.
Gelen kırılma sesiyle ayağa fırladım.
Koşarak odadan çıkıp mutfağa geçtim.

Talha:"Bırak lan o öyle yapılmaz."

Timur:"Tam da böyle yapılır kardeşim.

Sen kes sesini. Otur biricik sevdanı, beni bekle.
Timur omlet yaparken, Talha da tavayı onun elinden almaya çalışıyordu.
Gökhan ise oturmuş bıkkınca onlara bakıyordu.
Bir adım atmamla ayağıma giren acıyla yere baktım.
"Lan! Hangi beyinsiz bunu kırıp toplamadı?"
Timur'un Talhaya bakmasıyla anlamıştım.
Gökhan bir an ne olduğunu anlamadı sonra yere bakıp koşarak yanıma geldi.
"Battı mı?"
Kafamı sallayıp sekerek sandalyeye oturdum.
Gökhan ayağımdaki cam kırığını çıkartmaya çalışırken Timur masayı hazırlamış ve Talha da kırıkları toplamayı akıl edebilmişti.
"Şu kırık bi çıksın ben göstercem sana dünyanın en boktan gününü."
Gökhan'ın cümlesiyle gülümsedim.
"Oh be! Kahramanın kurtardı kızım seni!"
"Yaa! Canım kahramanım."
Deyip kahkaha atmaya başladım.
Tabi Gökhan'ın da ağzıma vurması bir sonraki gelecek kahkahalarımı durdurmuştu.
Hepimiz kahvaltımızı yapıp en son olarak bulaşıkları Talhaya kitledik.
Şüphesiz bugün Talha'nın en iğrenç günü olacaktı.

___________

Timur:"Talhacımm bu don sana çok yakışır."
Timur'un dediğiyle merakla ona döndüm.
Elindeki beyazlı ve çiçekli donu Talhaya doğru uzatmış üzerine denk getirmeye çalışıyordu.
Talha sinirle ona dönerken laflarını eksik etmedi.
"Yanlışın var o don, senin dolabında ki donların yanına daha çok yakışır."
Vayyy! Talhaya bak sen! Gerektiğinde laf sokabiliyormus.
Kabinden çıkan Gökhan'a gözüm kayarken baştan aşağı süzdüm.
Bu takım ona baya yakışmış.
Benim kardeşim her zaman yakışıklıdır zaten.
Düğünde ki bütün kızlar ona bakmazsa, kız kız değildir zaten.
Gökhan, Talha ve Timur'a kıyafet seçmiştik. Sıra bendeydi.
Bir mağazaya girip kıyafetlerin arasından geçmeye başladım.
Herkes bu kadar renkli mi lan!
Şuna bak!
Pembe renk mi?
Ha!
Buldum sonunda.
Elime aldığım siyah uzun eteği iyice inceledim.
Uyar bana ya.
Bizimkilerin yanına ilerledim.
"Tamam. Hadi kalkın."
"Oha lan! Sen kız değilsin. Normalde kızların bu kadar çabuk alışveriş yapması..."
Talha'nın cümlesini yarıda kesip cevabımı yapıştırdım.
"Ben senin bildiğin kızlardan değilim."
Gökhan gülümseyip kolunu omzuma atarken kasaya doğru ilerledik.
Ne kadar parayı ben vermekte ısrar etsem de Gökhan tehditle ödemişti.

Mağazadan çıkıp bir şeyler atıştırmak için tam karşıda duran lokantaya girdik.
Siparişlerimizi verip yemeklerimiz gelir gelmez gömülmüştük.

_________

Talha:"Şu kız bana göz mü kırpıyor. Bana mı öyle?"

Talha'nın söylediğiyle, merakla baktığı tarafa doğru başımı çevirdim.
Gülerken bir yandan da konuşmaya çalışıyordum.
"Oğlum bu kız yicek gibi bakıyor lan!"
Cümleme karşılık Talha kahkahayı bastı.
"Parçala beni pakizeee!"
Çüş! Kahkaham daha da yüksek çıkarken kafama yediğim şaplakla gülmem de yarıda kalmıştı.
Yanıma gelen Gökhan'a sinirle bakarken, Talha kızın yanına çoktan uçmuştu bile.
"Ne kızım! Kardeşimi kıskanamam mı?"
Dediğine gülümserken çevremi izlemeye başladım.
Gözüm en sonunda bana bakan kişi de kalmıştı. Sorgularcasına kaşlarımı çattım.
"Ne oldu?"
"Hiç."
Gökhan dediğime inanmayarak bakışlarımı takip etti.
"Siktir! Şimdi izle bebek?"
"Ne? Nereye?"
Çok geç kalmıştım.
Gökhan gidip çoktan yumruğu atmıştı bile.
Düğünde bile kavga etmezsek olmaz tabi?
Gökhan her zaman ki gibi kıskanç ve korumacılığını yine göstermişti.
Daha fazla ortalığın karışmaması için Gökhan'ı kolundan tutup zor da olsa sürüklemeye başladım.
"Bırak lan! Sana bakan gözlerini çıkarım su itin."
"Abicim, tamam yeter. Hadi gidelim. Şimdi polisler gelir bir de onlarla uğraşmak istemiyorum."
Dediğimi haklı bulup kafasını salladı.
Arabaya binip Talha ve Timur'u beklemeye başladık.
Onlarda koşarak gelip arabaya bindi.
Timur'un arabayı çalıştırmasıyla eve doğru ilerledik.
________

"Hayır hayır!"
Annem beni odaya kilitlerken. Korkuyla pençereye koştum.
"Gelme!"
"Yaklaşma bana!"
Diyerek sesimin çıktığı kadar bağırdım.
"Canını hiç yakmıcam küçük."
Deyip kahkaha atmasıyla korkarak masanın altına girdim.
"Nefret ediyorum hepinizden!"
İğrenç adamın kolumdan tutup masanın altından çekmesiyle bütün gücümle yine bağırdım.
"Bırak beni bırakkkkk!"

20.06.2020

İlk bölüm.

Umarım beğenmişsinizdir.

Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın.

Sizleri her daim seven ponçik yazarınız.
<3

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 13, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

°°İntikam Meleği°°Where stories live. Discover now