*tesadüf severler*

2K 148 17
                                    

Jungkook'dan

Olanlar üzerinden iki hafta geçmişte ve sömestr tatiline girmiştik de bu durum hem üzücü, hem de mutlu ediciydi.

Mutlu edici taraf dinlenebilecek ve Baekhyun benimle uğraşamayacaktı.

Üzücü taraf ise Taehyung'u göremeyecektim...

Okul zamanların da en azından onu dükkanın da iken görebiliyordum ve ara sıra konuşabiliyorduk bana :

"Seninle uğraşıyorlar mı ?" yada :

"Bir şey olduğun da bana söylemelisin." gibi sözler söylüyordu bun ister-istemez de güvende hissettiriyordu.

Ona olan duygularım galiba sadece minnettarlık ve hayranlıktı galiba ilerisi olamazdı o eşcinsel veya iki taraftan hoşlanmıyordu...

Her neyse bunlar hakkın da daha fazla düşünmemen gerektiğine kanaat getirip dolabıma ilerledim içinden,

Siyah bilekten lastikli bir eşofman altı üstüme ise siyah bol bir T-shirt almıştım akşam olsa da nem kendini belli ediyordu.

Bugün annem ile babam baş başa olabilmek için dışarıda yemek yiyeceklerdi ve annem de süslenmekten yemek yapamadığı için malum bende dışarıda yemek yiyecektim.

Evden çıkmadan önce cüzdan, telefon ve ev anahtarını aldım ve siyah converselerimi giyip sonunda evden çıktım.

Adımlarımı garaja çevirip yürüdüm ardından içeri girip çok sevdiğim kaykayımı aldıktan sonra restorana gitmek için yola çıktım.

*On beş dakika sonra*

Sonunda restorana gelmiştim kaykayımı elime aldım ve kovboy filmlerinde ki kapılara benzeyen kapıyı açıp içeri girdim.

Kapıda beni bekleyen garson ile şaşırmıştım ama muzip bir gülümseme takınıp gülümsedim ve rezervasyon işlemini söyleyip beklemeye başladım.

"Efendim böyle bir işlem gerçekleştirilmemiş." duyduğum ses ile ona döndüm ve :

"Anlamadım ?" ister-istemez sinirlenmiştim ve çok acıkmıştım.

"Böyle bir işlem gözükmemektedir efendim." kaşlarımı ufak çaplı çatılmıştı ve çenemde kasılmıştı kendimden bir bilgi verecek olsaydım bu :

Açken ben, ben değilim !

"Rezervasyon bu sabah yapılmıştı." demiştim sadece ve en sonunda bağırıp-çağırmak hem gereksiz hem de bana yakışmazdı o yüzden kaykayımı yerden alıp çıkacağım sırada birisi kolunu omzuma atıp :

"O benimle lütfen bir servis daha açınız." sesin sahibine baktığım da bunun Taehyung olduğunu fark ettim Tanrı'm cidden mi...?

"Ta-Taehyung ?" ağzımdan çıkan ismi ile gözlerim daha da açılmıştı o ise bana kare olduğuna yemin edebileceğim bir gülüş sunmuştu.

"Umarım kabalık etmemişimdir yalnız yiyordum ve bana eşlik edebilirsin diye düşündüm." kafamla onu onaylamıştım ve açlığın ve anın verdiği stres ile başım dönmüştü.

O da bunu anlamış olacak ki bir elini belime koyup diğer elini sırtıma koymuştu.

Tanrı'm bu çocuk cidden temastan çekinmiyordu !

"Jungkook-ah, iyi misin ?"

"Şey iyiyim ve teşekkür ederim ama artık masaya oturabilir miyiz ?" dediğimi onaylayıp, elimden tuttu ve masaya gidip, oturmuştuk.

"Jungkook-ah bu arada lütfen artık benimle resmi konuşma." dediğini anlayabiliyordum ama saygılı olmak benim için önemliydi ve nasıl sesleneceğimi bilmiyordum o yüzden :

PRIDE *TAEKOOK*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin