-Bölüm 7-

168 17 0
                                    

Aşkın Hafızası adlı kitabıma bakarsanız sevinirim.
Multimedya Poyraz

-

Barda boş bir masaya oturdum.Çantamdan telefonumu çıkardım.32 cevapsız arama vardı.Telefonumu tekrar çantama attım.Ellerimi alnıma koyup kendimi sakinleştirmeye çalışırken bir tane viski sipariş ettim.Viskimden iki yudum aldıktan sonra gözlerimi kapattım.

Annemle babamın arası hiçbir zaman iyi değildi.Babamın annemin aldattığını keşke hiç duymasaydım.

Karşımdaki sandalyenin çekildiğini ve birinin oturduğunu duyduğumda gözlerimi açtım.Kafamı o yöne doğru çevirecekken "Beni mi görmeye geldin?" dedi Poyraz.

Keşke buraya oturmadan önce lavaboya gidip kendime çeki düzen vermiş olsaydım.Ağlamaktan yüzümün nasıl bir hale geldiğini tahmin edebiliyordum.Muhtemelen gözlerim şişmiş ve kızarmıştı.

Poyraz'a bakarak ne kadar zor olsa da gülümsemeye çalıştım.

"Bir sorun mu var Öykü?" dediğinde endişeli gözüküyordu.

"Ailevi mesele." dediğimde sesim ağlamaklı çıkmıştı.

Viskimi kafama diktiğimde gülerek "Her ailevi meselede içer misin?"dedi.

Kahkaha attığımda şaşırsa da o da güldü.Etrafı izlerken "bugün yaptıklarım için özür dilerim dedi.

"Gerizakalı" dedim.

"Bir şey mı dedin?" deyince kahkaha attım.

"Kalksam iyi olur" diyerek ayağa kalktım.Sanki dünya etrafımda dönüyordu.Ayaklarım uyuşmuştu.Düşecekmiş gibi olunca  masaya tutundum.

Poyraz "seni evine bırakayım" diyerek o da ayağa kalktı.

"Eve gitmeyeceğim" dediğinde kaşlarını çattı.

"Nereye gideceksin o zaman?"

"Bilmiyorum"

Bileğimden tutarak barın çıkışına doğru yürüdük ve bardan çıktık.Soğuk hava birden ürpermeme sebep oldu.

"Piç olduğun kadar yakışıklısın."

Yapmacık gülümsemeyle "Biliyorum bebeğim." dedi.

Bu kadar güzel gülmek zorunda mıydı?Sabaha kadar burada durup onu izleyebilirdim.Ama bir dakika.Poyraz bana bebeğim dedi!Bana.Bebeğim.Poyraz.Allah'ım sana geliyorum!

Üzerimden bu şoku atlatamamışken Poyraz yoldan taksi çevirdi ve çekiştirerek beni taksiye çevirdi.Bir an beni tek yollayacak sandım ama o da yanıma oturdu.Hala kendime gelememiştim.Böyle içtiğim için kedime küfür ediyordum.Hayatımda ilk defa içki içmiş ve sarhoş olmuştum.

Yolda giderken hiç konuşmadık sonunda araba durdu ve "in" dedi.Hemen arabadan indim ve çöp kutusuna doğru koştum.Hayır şimdi zamanı değildi.Poyraz'ın beni böyle görmesini kesinlikle istemiyordum.

Kendimi daha fazla tutamadım ve öğürmeye başladım.Midemdekileri çıkarttıktan sonra ağzımdaki iğrenç tattan dolayı yüzümü ekşittim.

"İşin bittiyse yürü."Poyraz'ın sesini duyunca utanarak ayağa kalktım ve onu takip etmeye başladım.Bir apartmandan içeriye girdik ve merdivenleri çıkmaya başladık.Neden ona güvenip onun peşine takılmıştım ki.Olduğum yerde durunca Poyraz bana soru sorarcasına baktı.

"Nereye getirdin beni."diye sordum.

"Benim evime,Dışarıda kalamayacağına göre burada kalman daha güvenli.Seni dışarıda bırakacağımı mı sandın?"

"Poyraz okulda yaptıklarından sonra sana güvenmeli miyim sence?"

Poyraz bileğimden tutarak "Uzatma Öykü özür diledim,bitti."dedi.

Kapıyı açınca içeriye girdik.Bir süre etrafı inceledikten sonra koltuğa oturdum.Poyraz içerlerde bir odaya girince bakışlarımı yeniden etrafta gezdirmeye başladım.Koyu gri ve açık grinin uyumu oldukça iyiydi.Poyraz'ın ailesiyle yaşadığını düşünmüştüm.

Uzun bir süre oturduğum yerde düşüncelere daldım.İçeriden yemek kokunu gelince o yöne doğru yürüdüm.Mutfağın kapısına yaslanıp Poyraz'ı izlemeye başladım.

Beni fark edince "İçeriye bir şeyler koydum,giy." dedi.

İçeriye geçip bana bol olan eşofmanları giydim.Poyraz'ın eşofman takımı.

Mutfağa gittiğimde Poyraz tabakları masanın üzerine koyduktan sonra üzerimdekilere bakarak güldü.

Masaya oturduk.Çatalı elime alarak makarnalardan birini ağzıma attım.Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.Makarna pişmişti.Göz ucuyla Poyraz'a baktım.O da makarnayı ağzına attıktan sonra yüzünü ekşitti.

"Olmamış."diye mırıldandı."Yeni yapacağım."deyip önümdeki tabağı aldı.

"Bende sana yardım edeyim "diyerek ayağa kalktım.

Kaşlarını çatarak "gerek yok" dedi.Neden inat etmek istiyordu ki.Sadece yardım etmek istiyordum ve gerçekten çok acıkmıştım.

Elimdeki tabağı göstererek "Emin misin?" dedim.Bir süre sonra Poyraz'ı ikna etmeyi başarıp yemek yapmaya koyulduk.Yemek hazırlarken iki de bir çarpışsak ta bir şey demedi.Mutfak küçük olduğu kadar da şirindi.

Yeni pişirdiğimiz makarnaları tabağa koyduktan sonra yemeğe başladık.İlk yaptığından çok daha iyi idi.Bir ara durup Poyraz'ı izlemeye başladım.Şu anda aynı masada yemek yiyorduk.Ne kadar bana hayal gibi gelse de gerçekti.

"Yemeğini ye."diye beni uyarınca bakışlarımı tabağa çevirdim.Bu öğle arası yaptıklarından dolayı ona kızgın olmam gerekirken ona daha çok kendimi kaptırıyordum.Buna engel olamıyordum.

Yemeklerimizi bitirdikten sonra bulaşıkları makineye yerleştirdik.Poyraz tek kelime bile etmiyordu.İçeriye geçtiğimizde geldiğimiz ilk zaman oturduğum koltuğa yönelerek oturdum.Uykum gelmişti.

Poyraz bunu anlamış olacak ki "Ben burada yatarım sen benim yatağıma geç." dedi.Tam ağzımı açmış itiraz edecekken "Geç." diye yeniden emir etti.

Dediğini yapıp odaya gittim.Kapıyı kapattıktan sonra yatağın örtüsünü kaldırıp yatağa uzandım.

Bu gün olanlar tek tek gözümün önünde canlanmaya başladı.Annem ile babamın tartışması canımı acıtmıştı.Babam, ben olmasam evde kalmayacaktı.Bu söz annemin canını ne kadar çok acıtsa da benimkini de bir o kadar çok acıtmıştı.

Yanaklarımda ıslaklık hissedince elimin tersiyle yanaklarımı sildim.Üzerimdeki örtüyü boğazıma kadar çektim.Poyraz'ın ferahlatıcı kokusu içerlerimi doldurunca örtüye daha sıkı sarıldım.Bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerimi kapatarak uykunun derinliklerine daldım.

-

Gözlerimi açıp etrafa bakınınca Poyraz'ın odasında olduğumu hatırlattım kendime.Duvardaki saate baktığımda der zilinin çalmasına bir saat vardı.Kafamdaki o felaket ağrıyla doğrulup ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım.Kapıyı ses çıkmamaya özen göstererek açtım.

Muhtemelen Poyraz uyuyordu.Mutfağa gidip bir şeyler atıştırdıktan sonra buzdolabında bulduğum ağrı kesiciyi masanın üstüne koydum.Bardaktaki suyla ilacı yuttuktan sonra içeriye yöneldim.

Poyraz'ın uyuduğu kanepenin önünde durarak onu izlemeye başladım.Benim yüzümden bu kanepede uyuyordu.Bu yüzden ona bir teşekkür borçluydum fakat bunu daha sonra düşünecektim.Çünkü önümdeki kanepede uyuyan Poyraz düşünmemi engelliyordu.

Dağılmış saçlarıyla bile mükemmel gözüküyordu.Bu bende ki onu öpme isteğimi büyütüyordu.Saatlerce hatta günlerce burada durup onu izleyebilirdim.Ona bakınca başımın ağrısı azalmıştı.Ona dokunmak istiyordum.

İçimdeki bu isteğe karşı koyamayarak elimi onun yanağına doğru yavaşça uzattım.Elimi onun yanağına koyduğumda Poyraz ani bir hareketle beni kolumdan tutunca kanepeye takılarak Poyraz'ın üstüne düştüm.

Bir hafta içerisinde bir insan kaç kere rezil olabilirdi ki.

Mucize DedikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin