blue orangeade -6-

577 61 108
                                    

medya : the neighborhood - w.d.y.w.f.m.

iyi okumalar

yeonjun

Kollarım sinirle kasılırken, adımlarımı yavaşlattım ve önümdeki beni bekleyen uzun boylu çocuğa karşı gözlerimi devirdim. Bu aptal, hırslı ve utanmaz çocuk, uzun zamandır peşimi bırakmıyor, bana sürekli Soobin hakkında sorular sorup duruyordu. Ki zaten o aptala Shubin diyememek yeterince canımı sıkıyorken, onun modeli olma fikriyle de bu pekişince, ona olan nefretime sanki bir kademe daha eklenmiş gibi hissediyordum, sorulanlara verdiğim cevaplar ise aşikardı. Bir insanın bir insana kolay kolay duyamayacağı cinsten bir nefret damarlarımda geziyordu, içim çoktan onu öldürme isteğiyle dolup taşmıştı, sadece nasıl öldüreceğimi düşünüyordum. Dün gece eski devirlerden kalan işkenceleri bile araştırmıştım, ama yeterli değildi sanki. Bunları onun üzerinde uygulayacağım düşüncesi dahi beni rahatlatamıyordu. Biliyordum ki rahatlamak için bunu eyleme dökmem lazımdı, ve aynı zamanda bana sürekli o lanet şeytan Soobin hakkında sorular sorup saçımı yoldurtan Huening Kai beni buna daha da yaklaştırıyordu.

Aniden dibime giren Huening Kai ile, şaşırmaktan uzak, daha çok bıkmış bir yüz ifadesi takınarak onun o hevesli yüzünde döndüm. Sanırım artık Soobin'e olan nefretim aktarmalıydı, çünkü şu anda Huening Kai'nin yüzüne çakmak istememin başka bir sebebi olamazdı.

"Junie Hyung, Junie Hyung! Soobin Hyung'un yanına mı gidiyorsun? Beraber çalışacak mısınız? Seni mi çizecek? Fotoğrafını mı çekecek? Konsept tartışacaksınız biliyorum evet. Heyecanlı mısın? Bak ben çok heyecanlıyım! Soobin Hyung hakkında ne düşünüyorsun? Bence çok tatlı ve tam da senl-" Sinirle ofladım, ve aşırı konuşmaya başlayan -ayrıca gereksiz konuşan- Huening Kai'nin yüzüne avucumu bastırarak onu geriye doğru ittirdim. O kadar hevesli bir şekilde konuşuyordu ki yüzü sıcacık olmuştu, buna karşın iğrenmiş bir ifadeyle yüzümü buruşturdum. Bu çocuk Soobin'den mi hoşlanıyordu? Ne vardı o sanki o tavşan suratlı devde? Önce Beomgyu'yu, şimdi Huening Kai'yi kendi tarafına çekmişti. Neden kimse benim onda görebildiğim gıcıklığı göremiyordu ki?

Evet, itiraf ediyordum, ben oldum olası kıskanç ve paylaşımcı olmayan, açgözlü bir çocuk olmuştum. Dışarıdan bakan bir insana göre yaptıklarım kişiliğime uyan hareketlerdi, kıskançtım, bencildim, düşüncesizdim, mızmızdım, hakkımda söylenen şeylerden o kadar haberdardım ki, saymakla bitmeyeceklerinin de farkındaydım ve asıl üzücü olan, bunların hepsinin doğru olmasıydı. İnsanların bana dediklerinin hepsine, hatta fazlasına sahiptim, lakin işte, her durumda bu özelliklerimi kullanmak zorunda da değildim ki. Soobin'e olan nefretimin kişiliğimle değil, daha çok sevgimle alakası vardı fakat kimse buna inanmıyordu. Ben onların gözlerinde çoktan kalıplaşmıştım. Huening Kai ve Beomgyu bile bu nefreti benim çocuksu kıskançlığıma yoruyor, sadece susuyorlardı. Oysaki alakası bile yoktu, benim Soobin'e olan nefretim en iyi arkadaşıma olan sevgimdendi. Bunu bilen ve fark edebilen tek kişinin Taehyun olması (belki birazcık da Soobin'di ama işte, o insanlıktan ne anlardı ki?) beni her ne kadar üzse de, takmamayı öğrenmiştim. İnsanların benim için koydukları etiketleri umursamadan yaşamayı öğrenmiş, böylece de büyümüştüm. Şimdi ise, arkadaşımı ölesiye üzen birisinden nefret ediyordum, ve bu yüzden benim hakkımda denilenlerin gayet farkında olmama rağmen umurumda değildi. Kulağıma dolan fısıltıların hepsinin farkındaydım, ama yaşadıklarım bana bunları umursamamayı öğretmişti.

"Sanırım en yakın arkadaşından ilgi alamayınca üzüldü, şımarık çocuk. Ne yapsaydı, onu Choi Soobin'e tercih mi etseydi? Maalesef insanların hâlâ gözleri ve duyguları var."

"Kıskanç bencilin teki. Choi Soobin bu çektiklerinin hiçbirini hak etmiyor."

"Yeonjun onu dışlamakta kararlıymış, daha ne kadar şımarık ve düşüncesiz olabilir bu çocuk? Choi Soobin gibi mükemmel olamadığından kıskanıyor olmalı. Keşke bu okuldan gitse, diğer dördü birlikte daha iyiler."

blue orangeade | yeonbinOn viuen les histories. Descobreix ara