1.

689 98 7
                                    

Her gün gözümün içine bakarken beni öldürdüklerini fark edememiştim...



1 ay sonra...

Yatağın köşesine oturmuş yine ağlıyordum. Uçurumdan atladıktan sonrasını hatırlamıyordum.

Sadece oradan kendimi serbest bıraktığımı hatırlıyordum. Şimdi ise Buğra yine beni esir almıştı.

Niye ölmemiştim ki ben? Burada onunla birlikte olmakdansa toprağın altında olmak daha iyiydi.

Dostlarımın ve sevgilimin yaşadığını söylemişti bana. Sadece birisi ağır yaralıymış ama bana kim olduğunu söylemiyordu.

Neden kendimden nefret etme hissi içimde dolup taşıyor ki? Neden her şeyin suçlusu benmişim gibi hissediyorum?

Yoksa gerçekten öyle miydi?

Odanın kapısı açıldı ve içeriye birisi girdi. Yine maskeliydi. Bana doğru yaklaşınca geriledim.

Önüme oturdu ve cebindeki telefonunu çıkarttı. Çok hızlı hareket ediyordu.

Telefonundan bir numaraya tuşladı ve bana uzattı. Ona anlamaz bakışlar atarken telefon cevaplandırıldı.

"Buse nerede lan?!"

1 ay boyunca duyamadığım sesi içime öyle bir huzur getirmişti ki... Anlatamam.

Telefona yaklaştım ve "Kaan." diye fısıldadım.

"Buse." dedi az öncekine göre daha kısık bir sesle.

Sesimi çıkartamadım. Sadece hıçkırdım. "Ağlama." dedi sesi titrerken.

"Korkuyorum burada." dedim.

"Buse kurtaracağım seni güzelim!" dedi. "Sadece gülümse."

Gülümsemeye çalıştım. "Gülümsedim." diye mırıldandım.

"Gülümsedin mi?" diye sordu boğuk çıkan sesiyle.

"Eğer beni kurtaracaksan, binlerce kez gülümsedim."

"Seni seviyorum hatun." dedi.

Tam ona cevap verecekken önümdeki adam hoparlörü kapattı ve kendi kulağına götürerek bir adres verdi.

Yerimi mi söylemişti?

İyi de neden? Neden yapıyordu bunu? Ona bakmaya devam ederken kapıyı çarpıp çıktı odadan.

Ben ise bu karanlık odada yine tek başıma kalmıştım...

~~~~~

Gözlerim yanıyordu ağlamaktan. Uyuyamıyordum da. Uyusam da 2 saat falan uyuyordum.

Odaya yine o adam girdi. Gelip kolumu tuttu ve ayağa kaldırdı.

"Ne yapıyorsun be?!" diye bağırdım.

Hızla ağzımı kapattı ve gözlerimin içine baktı. Bu gözler çok tanıdıktı. Sanki her gün bu gözlere bakıyordum.

"Sessiz ol." dedi. "Geliyorlar."

"Neden bana iyilik yapıyorsun?" dedim anlamayarak.

"Çünkü..." dedi ama odaya biri daha girdi.

"Oğlum acele edin. Buğra gelmeden gidelim." dedi odaya yeni giren kişi.

"Buse iki dakika susmuyor ki." dedi ve tekrar kolumdan çekiştirmeye başladı.

Dışarıya çıkıp beklemeye başladık. Hava karanlıktı ve esiyordu. Üşümeme sebep oluyordu.

Adamlardan biri hırkasını çıkartıp bana giydirdi. Çok geniş olsa da giydim.

Bir süre sonra iki araba durdu önümüzde. Birinden Kaan, Yiğit ve Taha indi.

Diğerinden ise Arya, Yusuf ve tanımadığım bir çocuk. Kaan bana doğru yaklaştı ama devam edemedi.

Tam ben ona doğru yürüyecektim ki "Buse!" diye bağıran o lanet sesi duydum.

Önüme geçti ve silahını bana doğru tuttu. Neler oluyordu?

"Buğra yapma!" diye bağırdı bana hırkasını veren çocuk.

Bir süre durdu ve silahını yere attı. Bana durup öylece bakmaya başladı.

Daha sonra eli yavaş yavaş maskesine götürdü. Maskesini çıkarttığında onun kim olduğunu biliyordum.

Etrafına baktığımda diğer adamlarında maskelerini çıkarttığını gördüm.

Hayır olamaz. Kollarımla kulaklarımı kapattım ve olduğum yere çökerek seslice ağlamaya başladım.

Her gün gözümün içine bakarken beni öldürdüklerini fark edememiştim...

~~~~~

Evet ikinci cildin ilk bölümü geldi. Çok kısa oldu ama sonraki bölümler uzun olacak. Galppp.

Katil Kim? 2Where stories live. Discover now