7.Bölüm

895 108 36
                                    

Sahildeki kumlar rüzgarın esintisiyle savrulurken ayakta durmakta zorlanan genç kız bir anlık sendelemişti. Hazal'ın bu halini gören Defne ise korkuyla kardeşinin koluna girerek düşmemesi için onu tuttu.

''Sen iyi misin? Neyin var? Yüzün bembeyaz olmuş!'' diye çıkıştığında Hazal titreyen bedenine rağmen bakışlarını tekrar tanımadığı adamın gittiği yöne çevirmişti. Fakat ondan geriye kalan hiç iz yoktu. 

Yoktu...

''İyiyim.'' dediğinde Defne'nin koluna tutunarak eve doğru yürümeye çalıştı. 

''Hava soğuk değildi ama yine de çarptı sanırım.'' Kendisine inanmasını istiyordu. Şu an son istediği yaşadıklarının bir açıklamasını yapmaktı. Daha kendisi bile anlamamıştı ki neler olduğunu... Aklına gelen kişiyle duraksayarak Defne'nin endişeli yüzüne döndü.

''Aras neden gelmiş?'' Yıllardır adını anmamış olmasına rağmen nasıl da kolaylıkla çıkmıştı ağzından.

''Bilmem pek bir şey soramadık. Öylesine görünmek için uğramış ama görmen gerekiyordu Hazal! İçerideki kızların hepsi aç kurt gibi bakıyordu çocuğa! Gerçi artık çocuk denilecek bir görüntüsü de yok...'' dediğinde keyifle gülümsemişti. Aras'ı çocukluğundan beri tanıyordu. Onunla aynı okula gitmiş olmalarının yanı sıra sınıftaki ilk arkadaşı olduğu için de şanslı hissediyordu. Her ne olduysa bu yakınlıkları Aras'ın aniden ülkeyi terk etmesiyle son bulmuştu. Hazal ise duyduklarıyla kaşlarını çatarak kardeşinin kolundan çıktı ve hızla eve girdi. Gerisinde kalan Defne'de şaşkınlıkla giden kızı izliyordu. Neden sinirlenmişti şimdi?

''Neredesiniz siz?'' diye hayıflanarak oturduğu koltuktan kalkan Emre, kapıdan içeriye hızla giren Hazal'ı görünce gerilmişti. Duruşunu bozmamaya çalışsada bakışları merak doluydu.

''İyi misin Hazal?'' Genç kız başını eğerek onaylamış ve Emre'nin oturduğu koltukta duran çantasını almak için oraya ilerlemişti. Onun hemen arkasından içeriye giren Defne ise hala şüpheyle kardeşinin hareketlerini izliyordu.

''Bir sebebi olmalı...'' dedi ve kıstığı gözlerini sevgilisine çevirdi. Genç adam kız arkadaşının dikkatine gerçekten hayran kalmıştı fakat şimdi onu övmenin hiç sırası değildi. Bilmemezlikten gelerek sordu.

''Sorun ne güzelim?'' 

Defne bakışlarını bir süre daha Hazal'ın üzerinde gezdirdikten sonra karşısındaki adama dikti. Emre'yi de en az Hazal kadar iyi tanıdığı için artık bir şeyler olduğuna emindi.

''Aras ve Hazal'ın arasında bir sorun mu var? Ona biraz önce Aras'ın geldiğini söylediğimde yüzünü görmeliydin! Neden bu kadar sinirlendi? Aralarında benim bilmediğim bir şeyler mi oldu?'' diye sorduğunda özellikle üzerine basa basa konuşmuştu. Genç adam şaşkınlığını belli etmemek adına içten bir kahkaha attı.

''Yıllardır görüşmüyorlar sevgilim. Çocukluk anıları yüzünden birbirlerine öfkeli olduklarını hiç sanmıyorum!'' 

''Defne! Artık gidelim mi?'' diye bağıran Hazal'la her ikisi de ona doğru dönmüştü. Gecenin ilerleyen saatleri olduğu için kalabalık azalmış ve yüksek sesle çalan müzik artık daha kısık seste çalmaya başlamıştı. Kalan kişiler gelişigüzel koltuklara ve yerlere oturmuş sohbet ediyordu. Hazal çantasını alırken kendi aralarında konuşan kızların sesine istemesede kulak misafiri oldu. Aras'ın gelişinden bahsediyorlardı... Gülmemek için zor tuttu kendini. Yıllardır onu beklediği halde gelmemeye yeminli adam nihayetinde dönmüş ve bu sefer de o hariç herkesle görüşmüştü. Farkıda olmadan sıktığı çantasıyla Defne ve Emre'ye seslenirken artık sabrı kalmamıştı. Buradan gitmek istiyordu...

Neden SEN?Where stories live. Discover now