Eğlenceli pijama partisinin ardından bir gün geçmişti , canı sıkılıyordu. Aklına gelen fikirle telefonunu eline aldı, tanıdık numarayı tuşladı ve beklemeye başladı.
-Alo +Alo Changkyun -Nasılsın? +İyiyim, sen? -Ben de iyiyim. Ne yapıyorsun? +Boş boş oturuyorum, sen? -Ben de aynı şekilde, şey için aramıştım. Dany'i parkta gezdirecektim belki Honey'le bize eşlik edersiniz diye düşündüm.
Genç adam heyecanına engel olamadı. -Aaa çok iyi olur, zaten sıkılıyorduk biz de +Tamam o zaman yarım saate parkta buluşalım. -Tamamdır
Changkyun telefonu kapatır kapatmaz zıplamaya ve bağırmaya başladı. "Başardım başardım başardım!!"
-Neyi başardın? Aniden gelen ses ile irkildi. +Kihyun hyung burada ne işin var ,beni korkuttun? -Seni aradım telefonun meşguldü ben de evine geleyim dedim. +Kapıyı çalsaydın? - Çaldım ama duymadın, ben de anahtarla girdim. +Anladım pardon tamam. -Neyi başardın? +Ne neyi başardım? -Az önce kendin dedin ya +Yok demedim. Kihyun kaşlarını çattı. -Changkyun salak değilim ve yalan söylemede berbatsın ,anlat hadi. +Ah pekala, size dün bahsettiğim çocukla buluşacağız. Kihyun piçimsi gülümsemesini yüzüne takındı. -Neden? +Hyung öyle bakma, Dany'i gezdirmek için -Dany'i gezdirmek bahane gibi geldi. +Tanrı sana da hayat vermiş ona bak Dedikten sonra hazırlanmak üzere odadan çıktı. Kihyun arkasından göz devirdi. Ardından mutfağa doğru yürürken konuştu. -Yemek yemeden çıkmayı düşünme!
Yarım saat sonra;
Dany ve Changkyun, Jooheon ve Honey'i beklerken çok heyecanlıydı...Evet Dany de çok heyecanlıydı -Oğlum sakin ol ve otur kıçının üstüne Dany tamam dercesine oturdu. -Ne akıllı bir çocuksun sen. Dedikten sonra gülümseyerek tüylerini okşadı genç adam.
Uzaktan gelen Jooheon'u fark edince eli ayağına dolaşmıştı , içinden: "Changkyun bu bir date değil sakin ol" Diye tekrar ediyordu. Jooheon yaklaşınca gamzelerini çıkartarak gülümsedi. -Selam +Selam Yürümeye başladıktan sonra konuşmaya devam ettiler. -Nasılsın ? +İyiyim sen? -Son görüşmemizin ardından baya geçti, seni iyi görmek beni mutlu etti. +Bir daha arayı bu kadar çok açmayalım o halde. Changkyun kendi dediklerine kendisi bile şaşırıyordu. Jooheon'la konuşurken sanki beyni duruyordu, o yanındayken sadece kalbinin hızlı attığını hissediyordu... Bir de huzurlu olduğunu. Sohbet edip yürümeye devam ettiler bir saat kadar. Jooheon en sonunda yorulduklarını fark etti. -Changkyun eğer işin yoksa, bana gelsene yiyecek bir şeyler hazırlarız birlikte Changkyun'un kalbi yeniden halay çekme moduna geçmişti bile. Neden böyle oluyordu? Neden heyecanlanıyordu?
+Olur çok isterim, gidelim hadi.
Jooheon aldığı cevabın mutluluğuyla içten bir şekilde gülümsedi ve birlikte evin yolunu tuttular.
--------------------------------------------------------- -Changkyun sos yapmada bu kadar iyi olduğunu daha önce öğrenmeliydim, kokusu güzel diyip duruyordum ama tadı çok daha iyiymiş! Bayıldım.. +Teşekkür ederim beğenmene çok sevindim ve sen istersen hep yapabilirim. -Hep yap evet Birilerine bakıp gülüştükten sonra makarnalarını yemeğe devam ettiler.
"Güneş yavaş yavaş batarken Bazı hisleri yeni yeni doğuyordu..."
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
İyi geceler İyi sabahlar İyi akşamlar Ne zaman okursanız! 💋