21

140 13 11
                                    

Bir haftadır odasından nadiren çıkıyor. Kendisini sorguluyordu. Beyni kendisinden geçmiş bir şekilde işlemeyi bırakmıştı neredeyse.

Susmasını istiyordu kafasındakilerin. Alkol işe yaramadı, sesler çakırkeyif olunca daha şenşakrak ve çığırtkandı. Karanlık bile renkliydi onlar varken.

O yüzden alkolden vazgeçmişti. Çekmecesinde duran küçük kare kağıtlar ise, paralel evrendi sanki. Sesler kokulara dönüşüp içine giriyordu. Sonra kokuları müzik olarak atıyordu burnundan. Bedeniyle değil, zihniyle dans ediyordu o kağıtları tadınca.

Balkondan çıktı kahvesini bitirince. Kafein anksiyetesini tetiklese de vazgeçmedi içmekten hiç. Daha çok aldı hatta.

Odasına geri girdi. Çekmecesini açtı. Palmiye resimli minik kapıdı parmağının üzerine koydu. Kapıyı kilitledi.

Yatağına yattı ve kağıdı diline koyup emmeye başladı. Etkisini göstermeye başlayınca üzerindeki kıyafetleri çıkardı ve iç çamaşırıyla tekrar yatağa yattı.

Asidin kanında hunharca koştuğunu hissedebiliyordu. Gözleri kapalıydı. İnancını gördü önünde. Elveda dedi ince sesiyle. Sesi kemanlarınki gibi, uzadı gitti. Sesiyle birlikte, kendisi de gitti.

Ellerini kaldırdı. Ama yüzmeye başladılar odanın içinde. Gözlerini açtı. Elleri hemen yerine geri döndü.

Ne kadar zaman geçmişti? Bilinci yerine gelmeye başlamıştı sanki. Havadaki insan çığlığı kokusu silinmişti çünkü.

Kapı sarsıldı. Zorlanarak açıldı.

Telaşlı gözler Sehun'a baktı.

"Günaydın."

Sehun güldü.

"İyi geceler."

Bir alkolik ve LSD kullanıcısı selamlaştı.

"Kapıyı  kilitleme. Kafayı yiyorum korkudan."

Alkolün etkisiyle uyuşan vücudu, konuşmasına da yansıyordu.

"Ya bir şey olsa sana? Ya kriz falan geçirsen? Müdahale edemezsem ne olacak? Cesedini nasıl taşıyayım ambulansa?" Alkolik gülmeye başladı.

"Cesedini taşıttırma bana."

Sehun sinirlendi.

"Çocuk değilim ben! Kapıyı kilitlesem ne yazar? Kırarak açıyorsun işine gelince. Sürekli başıma üşüşülüyor zaten. Baksana Baekhyun bile gitti. Evde iki kişi var artık.

Baek çıldırdı benim yüzümden gitti. Herkes gitsin mi böyle böyle? Yetişkinim ben siktirtmeyin kapıyı! Jongin bile gitti zaten. Herkesi kaçırdım bakalım en uzun kim dayanacak. Sen de sırıtma arkadan!"

Avazı çıktığı kadar bağırdı Sehun. Kapının önündeki babasına da çığırdı en son. Babası sinirlenip silindi ortalıktan.

"Büyüdüm ben. Bıktım olmamış gibi olmaktan. Çocuk değilim ben!"

Yeşil, mavi, pembe parlayan alkolik gözlere baktı. Gözlerinden oluk oluk akıyordu Sehun'un sözleri.

Hipnotize oldu söylediklerini izlerken.

"Ben çocuk değilim." Hareketli dudakları öpmeye başladı.

"İlk seferimde de seni sevdim."

Kucağına tırmandı alkoliğin. Kıvırcık saçları sıkıca kavradı.

"Son seferimde de seni seveceğim."

Çırılçıplak yatağa yattı.

"Güzelliğimi saklamayacağım senden."

Güçlü elleri vücudunun her yerinde hissetti. Ağzından umursamazca inlemeler kaçıyordu. Kasıkları kor gibi yanıyordu.

"Küçükkenki gibi oynayacağım seninle."

Kalçasından yayılan büyük acı, zevk verdi her zerresine. Zevkten değil, acıdan alıyordu bu zevki.

Ağlamaya başladı bir anda. Gözlerinden altın nehirleri aktı bütün gece.

"Beni ilk günkü güzelliğimle hatırlayacaksın."

Eller boğazını sıktı, canını yaktı. Ama sevgi gibi hissettirdi. Ölecek miydi? Çok acıyordu. Ama güzel hissettiriyordu. Zevk yeterli gelmiyordu.

"Bana yine güzelim demeni sağlayacağım."

Darbeler yedi vücuduna, hediyesi bir kaç morluk oldu. Çığlık atmaya başladı. Birikmeye başladı tek noktada bütün hisler.

"Kasıklarının ateşi sadece ben olacağım."

İnlemekten açık kalan ağzından öpüldü. Zehir miydi bu sevgi mi? Bacaklarındaki eller sıkılaştı. Kalçasını yoğurdu eller.

Yüzünde utanma yoktu. Acısını çıkarıyordu geçen bütün günlerinin.

"Benim için dua edeceksin."

Göğsüne bir ağırlık oturdu. Damarları genişleyip patlayacaktı sanki. Ayak parmaklarını sıktı. Beyaz tene tutunan tırnaklar boylu boyunca yırttı güzel omuzları. 

Gecenin en parlak yıldızı kaydı gözlerinden.

Ağzını bıçak açmayan alkolik inleyerek bıraktı kendisini yanına.

"Bana sahip olduğun için tanrına dua edeceksin."

Konuşan dudakları değil, hisleriydi.

Yanındaki Jongin değildi, ama sözlerin yerine ulaştığına emindi.

Hislerinin amacı da telepatiydi. Sehun sirenler gibi renk değiştirerek uçan sözlerini izledi. Doğru yere gidiyorlardı, çok fazla uzak değildi.

Alkolik, gözlerine baktı çocuğun.

"Çocuk olmadığını biliyorum. Ve özür dilerim. Bunu yapmamalıydık. Ama kafam yerinde değil düşünmeyi unuttum."

Sehun gülümseyerek kıvırcık saçları okşadı.

"Önemli değil. Hiç yaşanmadı say. Aramızda kalsın. Benim kafam yok zaten hiç. İlgi görünce dayanamıyorum. İkimiz de aptalız biraz.

Bunların hepsi bir ilüzyondu, ama ilk bakışta fazla somuttu diye anarız bu geceyi."

Alkolik güldü uzunca.

Sehun tekrar baktı gözlere.

"Teşekkür ederim, tekrar büyüdüğümü hissettirdiğin için."

Gözler uykunun cilvesine kapılmıştı bile.

"Tatlı rüyalar Yixing."


                                         •••






Ups..

Ağzıma sıçmalı küfür mesajlarım yükleniyor, hissettim.

Winter And Night // SeKaiWhere stories live. Discover now