Bir Hasbihal

341 36 0
                                    

 Bir Hasbihal.Harem Kurumu hakkında şimdiye kadar bir çok iddia ortaya atılmıştır. Bunlardan biri Yıldırım Bayezıd Han'ın eşi Olivera Hatun, Timur'un eline düşmesinden ötürü Padişahların bir daha Hanedan kızı ile evlenmediği, Harem'e alınan kadınlarında hepsinin "Hristiyan / Gayri Müslim" olduğudur. Aynı şekilde her Haseki için bir Şehzade / Oğul kaidesinin uygulandığı düşünülmüştür. Fakat artık yapılan son araştırmalardan dolayı gerçeklerin böyle olmadığı ve bu tür iddiaların ya Osmanlı / İslam düşmanlığından ya da kaynak yetersizliğinden olduğu anlaşılmıştır. Osmanlı Padişahları kuruluş devrinden itibaren komşu Devletlerin kızlarıyla siyasi nikâh akdetmişlerdir; bu sebeple kadınların bazıları Türk kökenli bir kısmı ise yabancı kökenlidir. Alman Tarihçi Salome Woronzow'un çalışması ile Bizans Prensesleri ile evlenen en son Hükümdar, Fatih Sultan Mehmed Han olduğu tespit edilmiştir. Onun devrinde ise başka milletlerden olan kadınlara Türk - İslam ahlakı vermek için Harem-i Hümayun kurulmuştur. Harem'e giren kız için nereden geldiğine bakılmaksızın "... Binti Abdullah" ibaresi kayıt tutulur. Hususi arşivler sayesinde bu kadınların bir kısmının Osmanlı'ya tâbi olan Asilzade kızları olduğu ve Padişah - Cariye ilişkisinin ilk defa Hürrem Sultan ile başladığı, 2.Selim zamanından sonra Cariye ilişkisi yoğunlaştığı anlaşılmıştır. Asilzade kızlarına nikah kıyılırken; Harem'in bir diğer mensupları "Odalık" tabir edilen esire kadınlarda istifraş hakkı denen hukukî statüye sahiptiler. Bu Hanımların ekseriyeti Kafkas kökenli olup misal olarak; Çerkeslerin, bir kısım Arnavud ve Abhaza kızlarının Müslüman olduğu bilinmektedir. Hanedan'ın neslinin devamı için var olan Hatun / Haseki birden fazla Taht Varisine sahip olabilirdi. Örneğin; Devletşah Hatun'un 4 Şehzadesi, Hatice Halime Hatun'un 2 Şehzadesi vardı.

Mahidevran SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin