İMDAT.

657 53 13
                                    

Evet o şuanda kendisine attığım tokatı yedirememişti , belkide bunu benden hiç beklemiyordu. Açıkçası bende beklemiyordum ama bu sinirle birtek bunu yapabilirdim. Klakıp benden onun saçlarını çekmemi bekleyemezsiniz. Yada yumruk atmamı.

Kısa zamanda ikimizin gözleri birleşti. Son defa belkide.

''Bana bunu niye yaptın...'' diye bildim sadece kısık sesim ile. New York benim için harika bir yerdi hep gelmek istediğim bir yerdi. Ama beni kendisine aşık edip şuanki durumumuzu boka çeviren kişiydi o.

''Neyi?'' diye kükreyi verdi.

''Ne demek neyi , Harry o kız kim?'' teker teker düşen göz yaşı damlaları öylesine akıp gidiyordu.

''söyle'' dedim. ''o kız benden daha mı güzel ? , daha mı seksi yada daha mı modern.?'' bunları söylerken sesimde kırıklık,hüzün,kızgınlık herşey vardı. Aldatılmayı hak etmiyordum ki ben. 

''ne kızı artık biri bunu bana ve sana açıklasın!'' gittikçe sesi yükseliyordu. 

''harry'' dedi selena. ve devam etti

''seni bu sabah, biri ile konuşurken duydum. ama bu konuşma pek tekin değildi.''

''sadete gel.''

selena, '' anlayacağın resmen telefondaki kıza ' Akşam seni alırım saat 8.30 gibi' dedin ve bu bir kızla buluşma randevusu gibi birşey değilse, söylesene pekala nedir ? bak Taylor çok kırıldı belki evet ama bunu söylemek zorundaydım yoksa bu gerçekleri öbürükü türlü görmesine göz yumamazdım.''

Zayn güldü. ''selena herşeyi bok ettiğinin farkındamısın ? neden herkesin işine karışıyorsun! artık vazgeç. o bir kız değil ahmak ! o Niall! turnedeki stilist  ile kavga etmişler ve herzaman ki gibi Niall sinirlenmiş evet belki bu çocukça ama doğrusu bu. bizde Harry, ben , Niall olarak NYC Caffee ye gidecektik. erkek erkeğe takılmak stilistleri değiştirmek için birşey düşünüp Louis ve Liam'a söyleyecektik. ama sen ve gerizekalı hayellerin buna engel oldun! harry çok mu hak ediyordu o tokatı ? yaptığını beğendin mi? bir pazar sabahı bu haldeysek senin yüzünden.!''

''Ne'' ve ekledim, ''hepsi bu kadar mı ?, bu muydu ?''

''evet buydu diye hırslandı harry.'' haklıydı. şuanda bana trip atıyor olabilirdi ama ben nerden bilebilirdim ? 

''Ben, özür dilerim ... Harry,'' sesim çelimsizdi o kadar kötü çıkmıştıki içinde pişmanlık , özür dileme , ve bir çoğu şey vardı.

''Taylor'' dedi. ''bugün yaptıklarını bıraz daha düşün. kalbimi nasıl kırdığını ve nasıl düzelteceğini.'' ve ardından çekip gitti.

Zayn,'' hay harry ! bekle!'' gene bir başıma kalmıştım. selena ya arkadaş diyemezdim. gerçi o da haklıydı sadece amacı iyiliğimi düşünmekti ama ne yaparsın işte olmayınca olmuyor. kırılınca kalp affetmiyor ve en kötüsü herşey eskisi gibi olmuyor.

bende biraz sonra deri ceketimi alıp evden çıktım. yürüdüm yürüdüm...

yağmur insanı dinlendiriyordu heleki böyle mutsuz duygularını yerli yersiz anlatamayan birisi için çok iyi geliyordu.

sanki birtek seni yağmur anlıyordu.

onun yağışı içindeki birebir üzüntüleri söküp alıyordu sanki.

sağ tarafımda New York'un çok güzel bakımlı bir caffee si duruyordu. fakat içi berbattı. neden mi? çünkü oradaki sevgilileri görmek beni bunaltıyordu.

harry ile ben geliyorduk aklıma. en güzel günlerimiz. romantik anlarımız. ilk tanışmamız... daha ne kadar kötü olabilirdi ki birgün?

onsuz yapamazdım. benim için en değerli varlık olmuştu sadece birkaç ayda. ne kadar çok bağlanmıştım ona. 

sokakta bir hareketlenme vardı sanki. bir kaç siyah gömlekli adam mafya babalarının kolları gibi koşuşturuyorlardı. acaba sorun neydi. aklımda türlü türlü sorun varken,

pat!

kendimi yerde buldum

***

uyandığımda depo gibi bir yerdeydim. burası lağam kokuyordu. evet evet bildiğimiz lağam. bağlıydım ağzım ayaklarım ellerim ve vücudum bir kazığa bağlıydı. depodan gülme daha çok 'kahkaha sesleri gelmeye başladı.

''Şu işe bak Jason! uyanmış sarışın güzelimiz...'' dedi siyah ceketli saçları joleli tipinde meymenet olmayan adam. adının jason olduğunu öğrendiğim adam ise , '' hadi yanına gidelim.'' dedi.

kimin benimmi ? gerçi benden başka kimse yoktu. bu bir rüyaymıydı ? hadi bir kabus olsun ve harry gelip beni uyandırsın. ama değildi! bu bir rüya değildi !

hani size az önce dediğim ''daha ne kadar kötü olabilir'' cümlesini kafanızdan silin. asıl bunu şimdi diyorum.

DAHA NE KADAR KÖTÜ OLABİLİR Kİ BİRGÜN ?

Jason denilen kılıksız ağzımı açtı. ve karşımdaki masaya dayandı.

''evet '' dedi. uzatarak. serseri işte

'Taylor , Alison , Swift...'' isim ve soyismimi vurguladı.

''dünyaca ünlü star. her erkeğin elde etmesi gerekeninden!'' deedi ve bir anda kahkaha ya güldü.

''ne oldu Alison? Styles nerede? göremiyorum onu ?'' dedi alaycı bir ses tonu ile. 

''onu bu işe karıştırma seni ahmak ! '' dedim.

''oda sen bilirsin Alison ama sevgilin seni kurtarmaya gelmeyecek mi yoksa? ah ne yazı ...'' dedi yine alay ederek.

''bak!'' dedim. devam ettim. ''her kimsin bilmiyorum ama , sonun kötü olacak.''

''vah vah'' dedi.

''benden ne istiyorsun, para mı ? eğer gerçekten para ise hemen verebilirim ama beni bırak ''dedim

''ne parası Alisoncığım. ben zaten zenginim , ben seni istiyorum.'' dedi

güldüm.

''Harry bunu yanına bırakırmı sanıyorsun salak ! '' diye cırlayı verdim

''harry artık yok seni kaltak ! o gitti. tamam mı? seni bulamaz.''

''hayır '' dedim. ''harry beni, bulmadan hiç biryere gitmez !''

bana yaklaşdı , yaklaştı ve yaklaştı.

artık ne yapacağıma dair hiçbirşey bilmiyordum. 

tek bildiğim 'özür dilerim harry... beni al artık''

tek diyebildiğim ise ''imdat kurtarın beni !''

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

merhabalar ! birazcıcık geç geldi evet ama size kırgındım çünkü 10 voteluk şeye zar zor sınırı geçmezin neyse iyi okumalar bu sefer sınır

13 vote 

10 yorum

öptüüüüm :*

Haylor-ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin