6.

4.4K 541 70
                                    

Jeongin: Hyunjin neredesin

Hyunjin: Bey diyordun en son

Jeongin: Kes dalgayı nerdesin?

Hyunjin: otomattan kahve alıyorum ne bu sinir

Korktum valla

Gene mi döveceksiniz beni

Jeongin: Kal orda
gelince ben, kendin öğrenirsin :)

Hyunjin: KORKUYORUM

***

Jeongin telefonunu sırt çantasına atıp orta kattaki otomata yöneldi.

Hyunjin far görmüş tavşan gibi gözlerini irileştirmiş ona gelmesini bekliyordu.

Jeongin Hyunjin'in dibinde bitince Hyunjin kollarını ileri atıp Jeongin'i kendinden uzaklaştırdı.

"Jeongin acı bana!"

Ne drama ama diye içinden geçirdi Jeongin.

Hyunjin'in yüzüne kapanmış ellerini çekip ceketini düzeltti sarışın oğlanın.

"Kendine gel Hyunjin." dedi nefesini verip.

Hyunjin dudağını sarkıtıp kısa olana baktı.

"Bana vurmayacak mısın?"

"Ben şiddet yanlısı değilim." dedi Jeongin gözlerini devirip.

"Hiçbirimiz değiliz."

"Changbin öyle."

"Değil."

"Öyle."

"Değil."

"Öyle."

"Hyunjin!"

"Tamam değil." dedi Hyunjin hemen kedi moduna girip.

"Sen ne için arıyordun beni?"

"Hyunglara eziyet etme." dedi Jeongin kesin bir dille.

"Bana istediğin gibi davranabilirsin iş konusunda ama onlar daha yeniler."

"Sen hala okul okuyorsun ama onların on katı iş yapabilecek seviyedesin bırak kime nasıl davranacağıma ben karar vereyim."

Hyunjin tam bir patron gibi konuşmuştu.

"Haklısın ama iki saatlik yere göndermek de abartı."

Hyunjin gözlerini kısa olana dikip iç geçirdi.

Jeongin'i ilk gördüğü andan beri ona karşı koyamıyordu. Bu durum korkutucu bir hal almaya başladığındaysa onunla 'takılma'yı bırakmıştı.Okul bitecekti ve Jeongin'i zaten bir daha görmezdi bile. Atlatır yoluma bakarım diye düşündü. Birine bağlanmaktan ölümüne korkuyordu. Hatta herhangi bir şeye. Çalıştığı ofiste bile yıl tamamlanınca ayrılacaktı.

Ama Jeongin'in gelmesi her şeyi altüst etmişti. Ona karşı koyamıyordu. Ve şimdi yine ona böyle bakarken Hyunjin şöyle düşündü: Bu çocuk benim sonum olacak.

"Jeongin." dedi Hyunjin derin bir nefes alıp kalp atışlarını dizginlemeye çalışırken.

"Sadece takılsak olmaz mı?"

"Sen de bana karşı boş değilsin, bu gerçeği görmezden gelme artık."

"Görmezden gelmek değil iş-"

"İş teferruat." dedi Hyunjin.

"İşi bahane ediyorsun gibi geliyor. Babam görevlerden kaytarmadığımız sürece bize karışmaz."

Bu konuşmada etkilenen taraf Hyunjin olmalıyken Jeongin şu an arkasına bakmadan kaçmak, Hyunjin'den uzakta bir yere gitmek istiyordu.

"Bak sadece-"

"Sen çok kalp kırıcı birisin." dedi Jeongin Hyunjin'in lafını havada bırakarak.

"Canın sıkılınca konuşmayı kesip bir şey olmamış gibi davranacağın biri değilim ben."

Jeongin gözlerini tavana dikip dolmalarını engelledi her şeye ağlama huyundan nefret ediyordu.

Hyunjin ne diyeceğini bilemeyerek Jeongin'e baktı. Onu kırdığını bile düşünmemişti. Hatta onun kendisine bağlandığını bile fark etmemişti.

"Kısacası-" dedi Jeongin gülmeye çalışarak.

"Hyunglara haksız davranma. Onlar işten kaytaran kişiler değil."

Sonra ardına bakmadan aşağı arşivin yolunu tuttu. Alması gereken dosyaları ararken bu sefer sinirden değil kalp kırıklığından ağladı.

***

Hyunjin: Bugün dediklerinde haklıydın Jeongin.
Artık seni rahatsız etmeyeceğim.
Özür dilerim.

✓✓ (23.38)

[görüldü] (00.12)

Sunbae. skzTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang