Louis'nin kaybettiği, kıymetlisi olan köpeği Clifford'ı Harry buluyor ve evine alıyor. Köpekle geçirdiği altı ayın sonunda ise kötü bir haber alıyor ve dünyası yerle bir oluyor: Clifford'ın asıl sahibi bulundu.
Bu minik sevimli one-shot benim köpüşüm benkopegim'e ithaf edilmiştir.
6 Ağustos
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Harry yüzünde hissettiği tüyler sayesinde uyanırken duyduğu havlama sesleriyle sırıttı. Gözlerindeki uyku bandını yukarıya doğru ittirdi ve aniden yüzüne gelen güneş ışığıyla yüzünü buruşturdu. "Günaydın Cliff, erkenciyiz bu sabah?"
Başını Harry'nin boynuna sürten küçük köpek ona cevap verircesine havladı, böylece Harry'nin gülümsemesi daha da büyüdü. Tek eliyle onun siyah kıvırcık tüylerini okşadı. "Tamam, uyandım. Kahvaltımızı yapalım ve seni yürüyüşe çıkarayım." deyip ona sarıldı. Köpeğin başını öptü, yavaşça doğruldu. Clifford yatağın tam ortasına kıvrılıp yatarken Harry onu geride bırakıp banyoya girdi.
Clifford tam altı aydır onunlaydı. Harry onu kendi doğum gününde, bir mezarlığın giriş kapısının önünde gezinirken bulmuştu. Ev köpeği olduğu belliydi, boynunda tasması vardı tasmadaki isme bakılırsa da adı Clifford'dı. Zaten Harry ona sorarcasına "Clifford?" dediğinde köpeğin havlaması da bunu kanıtlar nitelikteydi.
Yaklaşık bir saat boyunca etraftakilere sorup soruşturmuştu ama köpeğin sahibini gören, bilen yoktu. Bir saatin sonunda da artık hava karardığı için daha fazla bekleyememiş, Clifford'ı alıp evine götürmüştü. O akşam eve gelen arkadaşı Niall ile birlikte internetteki kayıp evcil hayvan ilanlarını aramış ama sahibini bulamamışlardı.
Başlarda Harry bir köpeğe bakabileceğine hiç inanmıyordu. Ruhsal olarak da pek iyi bir dönemde değildi, bir köpeğin sorumluluğunu alabileceğine inanmamıştı. Fakat ilk bir haftanın sonunda Clifford'ın kendisine ne kadar iyi geldiğini hissedince ondan vazgeçmemeye, sahibini bulana kadar onunla ilgilenmeye karar vermişti.
Sonuç olarak buradaydı işte, her sabah altı aydır baktığı Clifford'ın tüyleriyle uyanıyordu.
Hızlıca yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladıktan sonra banyodan çıktı, dolabının karşısına geçti. Yürüyüş için altına siyah bir şort, üstüne de beyaz tişört giydikten sonra hâlâ yatakta duruyor olan Clifford'ı kucağına alıp mutfağa doğru yürüdü.
Köpeği yere bıraktı, iki bölmeli mama kabına köpek mamasını ve suyu doldurduktan sonra buzdolabını açtı. Clifford yemeye çoktan başlamıştı, yemeğini bitirir bitirmez de yürüyüş yapmak isteyecekti. Bu yüzden uzun uzun kahvaltı yapmak yerine kendisine bir elma alıp yere, köpeğin yanına oturdu.
Sol eliyle Clifford'ın başını okşayarak elmayı yedi. Elinde elmadan geriye sadece çöpü kalınca tekrar ayağa kalktı, çöpü atıp yürüyüş için kendisine bir şişe su doldurdu. Mutfak masasında duran, muhtemelen önceki akşam bıraktığı bandanasını alıp dikkatlice başına geçirdikten sonra Clifford'ın tasmasının kayışını ve oyun oynadığı topu ile frizbisini sırt çantasına koydu. Son olarak da telefonu, cüzdanı ve ev anahtarını küçük bölmeye bıraktı.
