12

378 29 10
                                    

XVII

Gelir düzeyi yüksek aileler için tatil hem dinlenme hem de eğlenmedir. Ruth ve ailesi de uzun bir tatilin ardından evlerine dönmüşlerdi. Martin onların ne zaman döneceğini bildiği için çamaşırhaneyle ilgisini kesmiş ve hemen Oakland'da dönmüştü. Bu kez Martin Ruth'u bol bol görüyor, birçok konuda fikir alışverişinde bulunuyordu. Tatile çıkmadan Ruth tezini de verdiği için artık çalışmıyordu. Ne var ki, yazma konusunda kendine aşırı derecede yüklenen Martin yaşama isteğini kaybetmişti. Kafası ve bedeni yaşamın kurguları üzerine fikir üretemiyor, sorun çözemiyordu. Asıl önemlisi büyük hırsla yazarlığa soyunan Martin'in yazı yazdığı da yazı yazmaya isteği de yoktu. Bu da onlara beraber olabilmek için daha önce elde edemedikleri kadar çok fırsat veriyordu. Böylelikle içtenlikleri çarçabuk yakınlaşıverdiler. Bu yeni dönem Martin Ruth ilişkisine yeni ve farklı birtakım anlamlar da yüklemişti. İlişkilerinin ikinci döneminde Martin genelde susmayı Ruth'u dinlemeyi tercih etti. Hiçbir iş yapmadı. Bol bol uyudu. Fırsat buldukça düşündü. Son derece yorucu, müthiş bir mücadeleden çıkmış gibiydi. Yeniden canlanışının ilk işaretleri, gündelik gazeteye daha istekli bir ilgi duy-masıyla belirdi. Sonra, yavaş yavaş yeniden hafif romanlar, öyküler ve şiirler okumaya başladı; epeyce bir süre sonra ise, uzun zamandan beri ihmal etmiş olduğu Fiske'ye sarıldı. Muhteşem bünyesi ve sağlığı yeniden canlılık kazandı ve Martin gençliğin bütün o çabucak iyileşebilme yeteneğini ve dayanıklılığını elde etti.

İhtiyaç duyduğu kadar dinlenir dinlenmez, yeniden denize açılacağını söyledi. Ruth, Martin'in bu denize çıkma düşüncesini duyduğunda büyük bir hayal kırıklığına uğradı.

— Neden gitmek istiyorsun? diye sordu. Martin cevap olarak:

— Para, dedi. Editörlere karşı giriştiğim yeni hücumda hazırlıklı bulunmam lazım. Benim durumumda, savaş enerjisini para sağlıyor, para ve sabır.

— Eğer istediğin sadece paraysa neden çamaşırhanede kalmadın?

— Çünkü, çamaşırhane beni bir hayvan haline getiriyordu. Böyle bir işte çok çalışmak, insanı içki içmeye sürüklüyor.

Ruth, Martin'e dehşet dolu gözlerle baktı.

— Yani? diye kekeledi.

Martin için, Ruth'un şüphesini dağıtmak çok kolay bir işti; ama yaradılıştan açık yürekliydi o, üstelik ne olursa olsun, açık yürekli davranmak için verdiği kararı hatırladı.

— Evet, diye cevap verdi. Düşündüğün gibi. Birçok defa içtim.

Ruth ürperdi ve Martin'den uzaklaştı.

— Tanıdığım erkeklerin hiçbiri asla böyle bir şey yapmadı, asla yapmadı. Martin, acı acı gülerek:

— Öyleyse onların hiçbiri Shelley Hot Springs'de çalışmamış demektir, dedi. Çalışmak iyi bir şey, insan sağlığı için yararlı, vaizler öyle diyor ve Allah bilir ya, ben de ömrümde çalışmaktan yılmamışımdır. Ama iyi şeylerin dahi fazlası zarardır; şu çamaşırhanede bunlardan biri işte. Bir kere daha denize açılışımın sebebi de bu. Bu sonuncu gidişim olacak sanıyorum, zira döndüğümde dergilerin surlarını yıkacağım; eminim buna. Ruth suratı asılmış sessizce dinliyordu. Martin de küskün bir tavırla onu süzüp, Ruth'un, onun çektiklerini anlamasının ne kadar olanaksız bir şey olduğunu düşündü.

— Bunları yazacağım ismi de; 'Ağır İşin İnsan Ruhunda Yarattığı Düşüş', ya da 'işçi Sınıflarında içki Psikolojisi', veya bunun gibi bir şey olacak.

İlk karşılaştıkları günden beri, o günkü kadar birbirlerine uzak kalmamışlardı. Martin'in, içinde kaynayan isyan, ruhunu belli etmeden, açık yüreklilikle anlattığı itirafları Ruth'u itmişti. Ama onu asıl sarsan, içki içmeye iten sebepten çok; içki içmenin iğrençliğiydi. Bu aynı zamanda, onu, Martin'e ne kadar fazla yaklaşmış olduğu konusunda bir uyarı oldu, ama o, bir kere durumu böylece kabul edince, bu daha da büyük bir samimiyete yol açtı. içinde acıma duygusu ve Martin'i iyileştirmek için masumane, idealistçe düşünceler de uyanmıştı. Bu kadar ilerleyen bu genci kurtaracaktı. Onu eski çevresinin lanetinden kurtaracaktı; onu kendisine rağmen, yine kendisinden kurtaracaktı. Bütün bunlar Ruth'a soylu ve bilinçli bir insan düşünüşü gibi geldi; bunun altında ve bunun arkasında kıskançlık ve aşk arzusunun bulunduğunu aklına bile getirmedi.

Martin EdenWhere stories live. Discover now