Eleventh

940 140 82
                                    

Christina Perri - A Thousand Years

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Christina Perri - A Thousand Years

🍃

Her zamanki gibi dağınık olan odamı açtığım müzikle beraber toplamaya çalışırken bir yandan da yazın bitiş ve benim özgürlüğe kavuştuğum günü hesaplamaya çalışıyordum. Yaklaşık bir ay sonra eve dönebilecek olmanın verdiği mutluluğa daha baskın olan bir his vardı içimde. Moralimi bozan bir his. Taehyung ile sık sık görüşemeyecektik sonuçta ve ben ona fazlasıyla alışmıştım. Onunla geçirdiğim zaman kısıtlı da olsa her bir saniyesi çok güzeldi ve ben geri döndüğümde bu anları özlemekten korkmuyor değildim. Sevinirken üzülmek böyle bir şeydi galiba.

Odaklanmış bir şekilde kıyafetlerimi katlarken bir anda duyduğum garip bir sesle korkuyla yerimde sıçradım.

Bu şey sesi gibiydi.

Fare!

Çığlık atarak yatağımın üstüne çıktığımda yerimde zıplıyordum resmen. Farelerden bir insanın tahmin edemeyeceği kadar çok tiksiniyordum. Hatta adını duyunca bile kaşınmaya başlıyordum. Şu çiftliğe geldiğimden beri bir şeyi fark etmiştim ki ben kedi ve köpek dışında çoğu hayvandan korkuyordum.

Hala deli gibi bağırıp yatakta zıplarken çalınan kapımla kimin geldiğini anlamam zor değildi. Muhtemelen yan odadan sesleri duyup gelmişti. Hızlıca yataktan aşağı inip kapıyı açtığımda yarı uykulu gözlerle bana bakmaya çalışan Taehyung' un istem dışı gerçekleşen bir hareketle üzerine zıpladım.

"Fare var!"

Deli danalar gibi bağırıp Taehyung' un boynuna sarılırken beni zor da olsa belimden kavrayarak aşağı indirdiğinde "Sende de iyice alışkanlık oldu üstüme atlamak." diye söylenerek kıyafetlerini düzeltiyordu.

"Taehyung fare var. Ben hayatta o odada kalamam. Lütfen izin ver bu gece seninle yatayım." Ellerimi birbirine sürterek yalvarır biçimde ona bakmaya başladığımda bir anda gerildi ve öksürmeye başladı. "Teyzenin yanına git o zaman."

Göz temasını kesip başka tarafa bakmaya başladığında neden bu kadar sorun ettiğini anlayamıyordum. "Teyzem beni bir şey olmaz diyip geri yollar eminim. Lütfen Taehyung."

Uzun bir süre cevap vermediğinde tam umudu kesmiştim ki "İyi, tamam." diyerek kocaman gülümsememe neden oldu.

"Teşekkür ederim." Kolundan tutup zaten kapısı açık olan odasına soktuğumda ikimizi, gördüğüm manzarayla aklım yeni başıma gelmeye başlamıştı. Odada tek bir yatak vardı ve herhangi bir koltuk yoktu. Sağlıklı düşünemediğim için hiç bu olasılığı düşünmemiştim o teklifi yaparken. Yatak bozulmuştu muhtemelen uyuyordu ve benim yüzümden uyanmıştı.

"Ben yatıyorum." Üzerine geçirdiği ince hırkayı çıkarıp yatağa uzandığında öylece orada duruyordum.

Tabi ya onun için sorun değilse benim için de değildi.

Yani umarım.

Derin bir nefes verip yatağın diğer ucuna uzandığımda ikimizin de arkası birbirine dönüktü. Odada büyüyen sessizlik gerginliğimi daha da arttırırken titrek bir nefes daha verip gözlerimi yumdum ama yumduğum gibi geri açtım çünkü cidden bu durumda uyuyamazdım. Ne demeye aynı odada uyuyalım demiştim ki? Düşünmeden konuşmayı acilen bırakmalıydım.

Diğer tarafa dönüp kolumu katlayıp kafamın altına koyduğumda benimle eş zamanlı bir şekilde dönen diğer taraftaki beden kaskatı kesilmeme neden olmuştu. Oda fazlasıyla karanlık olsa da açık olan pencereden giren bahçe ışıkları zaten tehlikeli olan ortamı ayrı bir tehlikenin içine çekiyordu.

İkimiz de hiçbir şey demeden öylece birbirimize bakarken gözlerim yüzünün her bir detayında geziniyordu. Son zamanlarda biraz üzgündü. Aklını kurcalayan bir şey vardı sanki ve şu anda da bakışları yorgundu. Derin bakıyordu ve bir şeyler demek istiyor gibiydi. Eli yavaşça yüzüme tırmanıp yanağıma ulaştığında baş parmağıyla hafifçe okşadı orayı. Şaşkınlığım, karnımda oluşan tuhaf heyecan ve içimi titreten dokunuşuyla sakimliğimi korumaya çalışıp ona bakmayı sürdürdüğümde "Canını yakmak istemiyorum." diye çok alçak bir sesle konuştu. Ne demek istediğini anlayamadan "Mutlu olmanı istiyorum, Jennie." diye aynı tonda tekrar mırıldandığında kafa karışıklığım iyice artmıştı. İstemizce değişen surat ifademe yandan bir gülüş atıp elini çekti. "Hadi uyu artık. İyi geceler."

"Sana da." Arkasından onun gibi mırıldandığımda titrek bir nefes verip gözlerimi yumdum. O gün gözlerimi yumsam da sabaha kadar uyuyamamıştım. Aklımda dönüp duran cümlelerle birlikte geçen gün şahit olduğum konuşma çoktan içime garip bir huzursuzluk düşürmüştü çünkü.

Ve ben bu işin sonucunun böyle olacağını bilemezdim.

[🐁]

[🐁]

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
sweet night | taennie Where stories live. Discover now