18| Senden gittiğimi sandım ama kalbim hala seninle.

2.5K 184 55
                                    

🐰🐯

Bu sabah da her zaman olduğu gibi gözlerimin hafif kızarmış ve şiş olduğu bir güne uyanmıştım.

Çok kötü ve halsiz hissediyordum, jungkook ile o gece konuşalı dört gün geçmişti ama beni hergün arıyor özlediğini ve her şey için üzgün olduğunu söylüyordu.

Ağlayarak her konuştuğunda tuttuğum gözyaşlarım, yüzüne kapattığım telefon ile gün yüzüne çıkıyordu.

Jimin'in birçok kez sildiği gözyaşlarıma yenileri ekleniyor, sessiz hıçkıraklarımı engellesemde olmuyordu.

Minguk ise sabahları beni uyandırmak için geldiğinde, hafif kızarmış gözlerimi tane tane öperken burnumun kızarıklığı sayesinde sürekli beni üzdüğü konusunda endişeleniyor ve gözleri doluyordu.

Şimdi ise her gece olduğu gibi jungkook'un ısrarla beni aradığı ama benim ise inatla açmadığım bir gecedeydik işte.

Jimin sürekli bana bakıyor ve dizini sallamasıyla sinirli olduğunu anlamam kolay oluyordu.

"Dayanamıyorum, izin ver ben konuşayım"

"Açmıyalım, elbet bitiricek aramayı"

"Günlerdir aralıksız arıyor taehyung"

"B-biliyorum ama açmayalım işte"

"Neyse sen bilirsin, en iyisi yatalım da erkenden kalkıp küçük bebeğimize kahvaltı hazırlayıp beraber uyandıralım. Çünkü her gece onu uyutmaya giderken gözleri dolu dolu senin minguk'u uyutmaya gelmediğin için artık onu unuttuğunu ve sevmediğini düşünüyor. Artık jungkook'u düşünmeyi bırak taetae, minguk senin için endişleniyor"

Kafamı salladığımda kalkıp odalarımıza geçtik, jimin haklıydı, bebeğim benim sayemde üzülüyordu ve bunu istemiyordum.

Odama geçtiğimde pijamalarımı üzerime geçirip yatağa girdiğimde yorgun gözlerimi kapamam ile duyduğum çığlık ve ağlayış sesiyle açmam bir olmuştu.

Üzerimdeki örtüyü hızlıca atıp kalkarken düşmemle hemen kendimi toplamış minguk'un odasından gelen sese doğru koşmaya başladım.

Odaya girer girmez yattığı yerden doğrulmuş şekilde ağlayan bebeğimi görmemle endişeyle yanına ilerledim.

"B-bebeğim ne oldu, n-neden ağlıyorsun ?"

"B-ba-bacım"

Hızlıca kollarını boynuma dolarken, nefes nefese kalan jimin odaya girdiğinde yanımıza gelmiş sorar gözlerle bana bakmıştı.

"K-koytum b-baba, ş-şen -hıck- b-beni iştemediğini söyyedin -hıck-"

"Ö-öyle bir şey yok bebeğim, o bir kabustu hem ben seni nasıl istemem hm? Senin kadar tatlı kalbe sahip birine nasıl olurda bunu söylerim. Ağlama sakın, sadece kabustu o kadar"

Yanaklarından süzülen yaşlarını silmiş, hızlıca öpmüştüm pembe yanaklarını.

"K-kaybuştu, ş-şen beni ş-şeviyoysun"

𝐦𝐲 𝐥𝐲𝐢𝐧𝐠 𝐡𝐮𝐬𝐛𝐚𝐧𝐝Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin