forty three'

4.4K 501 64
                                    

Koşuyordu. Ezbere bildiği o yolu nefes nefese koşuyordu. Ona kocaman sarılabilmek için tüm gücüyle koşuyordu.

Dizlerinin sızlaması umrunda değildi, insanların attığı garip ve sorgulayıcı bakışlar umrunda değildi. Kalbi delicesine atarken bunun koşmaktan mı, yoksa bu koştuğu yolun sonu Taehyun'a varacağından mı olduğunu bilmiyordu. Olabildiğince hızlı varmak istiyordu yanına.

Sonunda evlerinin önüne geldiğinde ellerini dizlerine koyup derince soluklandı. Nefesleri düzene girdiğinde eliyle koşmaktan dağılmış saçlarını düzeltip, zaten açık olan apartman kapısından içeri girdi. Neden açık olduğunu sorgulamak şu an düşüneceği son şey bile değildi.

Asansörün en üst katta olduğunu görünce onu bekleyecek kadar sabırlı olmadığı için 2.katta olan daireye merdivenlerden çıkmaya başladı. Dairenin önüne geldiğince yine derin bi nefes alıp çaldı kapıyı. Bir süre sonra kapı açıldığında karşısında annesini görmesi ile ufak bir hayal kırıklığı yaşa da bunu çaktırmadan kibarca gülümsedi. "Merhaba efendim, Taehyun evde mi acaba?"

40'lı yaşlarına rağmen gayet genç duran kadın da ona kibar bir gülümsemeyle karşılık verip "evde oğlum gel" diyerek içeriye davet etmişti. Beomgyu, çekingen tavırlarla içeriye girdiğinde ise ekledi orta yaşlı kadın. "Aptal çocuk sanki dayanabiliyormuş gibi tüm gece içip midesini bozmuş."
Beomgyu bu dediğine hafifçe güldükten sonra "ben bir bakayım ona" diyerek odasına doğru yürüdü.

Aralık olan kapıdan kafasını uzatıp Taehyun'a baktı. Sırtı Beomgyu'ya dönük bir şekilde cenin pozisyonunda yatıyordu. Uyuyor muydu? Daha 10 dakika önce konuşmuşlardı ve buraya geleceğini de biliyordu. Belki hastalığın verdiği kırgınlıkla uyuyakalmıştır diye düşündü ve ses çıkarmamaya özen göstererek girdi içeriye. Kapıyı yine aynı sessizlikle kapatıp yanına doğru adımladı. Bu şekilde küçücük gözükmesi Beomgyu'yu gülümsetmişti. Yanına uzanıp kollarını sardı küçücük kalmış bedene. Taehyun, vücuduna sarılmış kollar ve ensesine çarpan nefeslerle açtı gözlerini.
Hızla Beomgyu'nun kolları arasında ona döndü.

"Gelmişsin." dedi yüzünde tatlı bir gülümsemeyle.

Beomgyu burnuna ufak bir öpücük kondurdu. "Geldim sevgilim."

Taehyun karnındaki elinin birini Beomgyu'ya sararken diğerini güzel yüzüne çıkarıp okşadı.

İkisi de bir süre birbirini öylece izledikten sonra Beomgyu derin bir nefes alıp söze girdi.

"Özür dilerim."

Taehyun gözlerini kapatıp açarken 'önemli değil' dercesine gülümsemiş, ardından yaklaşıp bir öpücük kondurmuştu sevgilisinin birkaç gündür hasret kaldığı dudaklarına.

"Küs kalamıyorum ki sana ben. Sana delicesine kırgınken bile bu kırgınlıktan daha ağır bir yük vardı üzerimde. Seni üzmüş olma düşüncesi. Nasıl bağladın beni böyle kendine, nasıl tutulmuşum sana."

Dediği şeyle Beomgyu dolan gözlerini kırptığında, bir damla yaş süzüldü yanağından. Taehyun yaklaşıp öptü yanağına doğru süzülen yaşın üzerinden. Beomgyu mümkünmüş gibi kollarını sevgilisine daha sıkı sarıp başını boynuna gömdü. Derin bir iç çektikten sonra fısıldadı dudaklarının altındaki boynuna doğru.

"Yüzün kadar güzel olan kalbinden öpmek istiyorum seni. Çok seviyorum, her şeyinle, her zerremle."

__________________________________

kıyamadım size barıştırdım hemen,
hadi yine iyisiniz @taegyu


medya: çok hoş bir fmv, izlemeden geçmeyin derim 🥺💖

🌈💙

🌈💙

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
friend? || taegyuDonde viven las historias. Descúbrelo ahora