Ev arkadaşım deli!

2K 28 7
                                    

Sam'e bakmak için arkamı döndüm ki. "bence sam biraz daha dinlense iyi olur." Dedi Laura.
"hayır. Sam iyi sen onu iyileştirdin ve o şimdi iyi. Daha fazla kalmasına gerek yok burada işimiz bitti."
Elimden tuttu. " hadi ama" elimi çektim. "bak Laura neyin peşindesin bilmiyorum. Ama benim önceliğim sam tamam mı? Ona bir şey olmasına izin vermeyeceğim. Ve yanından ayrılmayacağım. Millie senin için nasılsa sam de benim için öyle yanlış düşüncelerin peşine düşme."
"Hayır, değil!"
"Ne. Ne demek istiyorsun?"
"Millie benim arkadaşım. Sadece arkadaşım. Ama sen sam'le sadece arkadaş olmak istemiyorsun. Onu seviyorsun, bunu anlamamak için aptal olmak gerek."
"tabii ki seviyorum. O benim arkadaşım çünkü tamam mı. Arkadaşım. Başka bir şey yok."
"tabii justin. Tabii ama benden tavsiye ona karşı daha açık olmalısın. Yoksa elinden kayar gider." "kayar gider" lafını uzatmıştı.
Yan bir bakış atıp sam'in odasına doğru gittim. Sam gözleri açık bir şekilde odanın tavanını izliyordu. Sırttım çok komikti. Gülümsemem yüzümden silini verdi. Laura'nın haklı olmasından korktum bir anda.
"neredeydin? Hemşire gideli çok oldu. Burada sıkıntıdan ölmek üzereydim." Bakışlarını üzerime dikti beni, incelemeye başladı. Baştan ayağı süzüp sonra tekrar gözlerime baktı. Cevap bekliyordu.
"Laura ile biraz konuştum, o yüzden oyalandım." Sam anlamış bir şekilde başını salladı. "işe yarar bir bilgi var mı?"
"sen şimdi düşünme bunları merak etme. Nasıl hissediyorsun bakalım?"
"iyi ama buradan çıkmak istiyorum."
"güzel zaten seni çıkarmak için gelmiştim. Ben danışmaya gidip seni hangi doktor'un taburcu edeceğini sorayım." Başıyla onayladı.
Ben çıkarken Laura odaya girmek üzereydi. Durdurdum onu "nereye?" aklından ne geçiyordu bu kızın? "ne? Dışarıda canım sıkıldı hem, sam'in nasıl olduğunu merak ediyorum."
Sert bakışlarımı Laura gönderip danışmaya gideceğimi söyledim. Danışma sam'in doktorunu telefonla arayıp taburcu işlemlerini başlatabileceğini söylediler.
*

Hastaneden çıktık sam iyileşmiş olmasına rağmen ona dinlenmesi gerektiğini vurguladım. Sam itiraz etse de sonunda yola gelip benim sözümü dinledi. Sam eve kendi başına gidebileceğini bundan sonrasını tek başına halledeceğini söyleyince biraz kırıldım. Laura ise sam'e hak verdi. "iyi görünüyorsun sam eskisinden bile iyi. İyi iş çıkardım haha." Laura'ya ters ters baktım. Espirisine de kimse gülmemişti zaten, sam yalandan bir gülümsedi.
"istersen seni evine kadar bırakabilirim?"
"hayır. Gerek yok gerçekten teşekkürler." Dedi sam.
Laura tam ağzını açtı ki benim kızacağımı tahmin edip geri kapadı. Sonra tekrar açıldı. "eee ben hangi yakışıklıda kalıyorum?" ne "nasıl yani?" dedim.
"ne nasıl yani? Benim bir evim yok unuttunuz mu? Şurada iki dakika yalnız kalmak bile beni ürpertiyor. Size ihtiyacım var en azından bunu bana borçlusunuz!"
"elbette sana can borcum var. Bende kalabilirsin Laura odam yeterince büyük. Ben misafir odasında kalabilirim." Ah ne? Sam ve laura aynı evde mi? Buna müsaade edemem! Hem bu kızın güvenilir olduğunu bile bilmiyoruz. "ne gerek var sam? Laura bende kalacak senin dinlenmen lazım. Hem Laura'ya soracak bir sürü sorum var." Laura onaylarca başını salladı. " evet o haklı sam. Justin de kalmam daha doğru olur." Laura'yı yeni tanıyordum ama şuana kadar söylediği bir şeye hiç bu kadar katılmamıştım.

Eve varmıştık. Akşam olmuştu eve girerken sağı solu kolaçan edip öylece girmiştik. Laura'yla yemek yedikten sonra mutfakta kahve yapıp soru yağmuruna tuttum.
Arkadaşın millie için ne yapacaksın? Sence o adamların planı ne? Thomas veya başka biri bu adamları durdurabilir mi? Bundan sonra ne yapacağız? Laura soruları tek tek yanıtlmaya başladı. Şuanda millie kurtarmak için ufak tefek planlar yaptığını, Thomas kısa zamanlı geleceği görmekten başka bir şey yapamadığını, bundan sonrası ise bizim yanında yaşamak istediğini ve burada okula başlayacağını söyledi. Bunları söylerken ağzım bir açılıyor bir kapanıyordu. Biz sohbet ederken evin kapısı açıldı ve annemle babamın konuşmalarını duydum. Odamın kapısına yönelip hemen kapıyı kapayıp kilitledim. Laura bunu neden yaptığımı ailesine okuldan arkadaşı olduğumu söylemesinin ikisi içinde daha kolay olacağını söyledi. Bunları söylerken ekledi; " ne de olsa artık burada yaşayacağım." Güldü kendi kendine. Tabii ben yine şaşırmıştım aptal aptal laura'nın suratına bakıyordum. "ağzını kapa sinek girecek" dedi gülerek. İçimden neyse bunun da icabına bakarım sonra diye geçiştirdim kendimi. Aklıma sam geldi " keşke telefon numarasını alsaydım." Her şey o kadar hızlı gelişti ki bu aklımdan tamamen uçup gitti. "yarın alırsın okulda merak etme. Hem sam demişken onun neyinden hoşlandın?" bu neydi şimdi birden bire "bunu konuşmak istemiyorum!" Laura gözlerini belertip " hadi ama dedikodu yapmayı özlemişim" pekala sanırım bu soruyu cevaplamadan kurtulamayacaktım "her şeyinden. Gözerinden, dudaklarından, saçından, teninden, ifadesinden ve mimiklerinden oldu mu? Luara" sinsi sinsi sırttı "kesinlikle. ONA AŞIKSIN." Bunu derken "ı" harfini uzattı. "hadi kes zırvalamayı şimdi uyumalıyız. Bugün çok yoğun geçti ve yarın senin için okulun ilk günü." Doğru dedi
ona yaptığım yer yatağında uzanıp uykuya dalmaya başladı. Bende ışığı döndürüp yatağıma girdim.

Biliyorum. Biliyorum. Hikaye çok sıkıcı geçiyor gibi görünüyor ama hakikaten öyle değil! Motivasyonunuzu düşürmeyin ileride efsane bölümler gelecek.

YETENEKLİ boyxboyWhere stories live. Discover now