Ne Tarafa Gülüyoruz?

336 53 73
                                    

Hafif bir esintiyle gözlerimi açtım. Lan bu gökyüzü benden ne istiyor. Şunu alın aşırı mutlu bu.

Gene doğruldum, bir tarlanın içinde yatıyormuşum meğersem. Üstümde de siyah bir elbise. (Yazar notu #1: Aslında bu elbiselerin bir anlamı var. Mesela Güç'de Su'yun elbisesi beyazdı. Bu elbiseler umut elbisesidir. Şovalyelerin inanışları, hayalleri ve umutları ne kadar büyükse o kadar açık bir renk olur. Ama artık hiçbir umudu kalmamış ve hayali yoksa onun elbisesi koyu tonlarda olur. Bu elbiseler cidden görev verilirken işe yarar.
Arada gelip bu tür bilgiler verilcektir.)

Saçlarım rüzgarda özgürce uçuyordu. Nedensiz yere yüzümde bir gülümseme belirdi.

"Tolunay Güneş?"

Başımı çevirdim. Kumral saçlı ve mavi gözlü bir kız bana bakıyordu, üzerinde yeşil tuhaf bir kıyafet ile. Kız bana biraz yaklaştı ve gülümsedi.

"Demek yeni Kader Bulma Şovalyesi sensin. Tanıştığımıza sevindim."

Kaşlarımı çattım ve ona tamamen döndüm.

"Ne diyorsun anlamıyorum."

"Ah üzgünüm. Unuttum bir an. Hımm sana açıklama yapmak bana düştüde kısaca."

Beni gözleri ile baştan aşağıya taradı. İç çekti ve cebinden bir şey çıkartıp bana uzattı.

"Al hadi iyi gelir."

Bir şeker. Beleş iyidir. Şekeri elinden aldım ve paketinden çıkartıp ağzıma attım. Gözlerim büyüdü.

"Bunun tadı harika."

"Evet öyledir. İnan bana ben de bayılıyorum. Her neyse, bakalım."

Elinde birden birkaç kağıt belirdi. Ulan ne oluyor ben anlamıyorum. Öldüm mü lan ben!? Eğer öldüysem umarım cennetlik kızımdır.

Kağıtlara bir süre baktı. Arada benim yüzüme bakıyordu. İç çekti ve kağıtları yere attı.

"Cidden zor bir şey verilmiş bana. Oysa daha stajyerim. Her neyse. Tolunay Güneş. Sen bir Kader Bulma Şovalyesisin."

İlk anlamadım tabii. Daha sonra da gülmemi zorda olsa tutmaya çalışırken kahkaha atmaya başladım karnımı tutarak. Biraz zaman geçtikten sonra durdum ve nefes nefese ona baktım.

"Ne-ne iyi şakaymış. Rüyada garip zaten. Daha demin ki rüyamda da Çapulcular vardı yanımda. Şimdi de bu. Diğer rüyamda da kesin İbrahim Tatlıses ile kadeh kaldırırız. Ki umarım öyle bir şey olur. Çok isterim."

Kız göz devirdi ve bileklerimden sıkıca tutup bana baktı ciddi bir şekilde. Biraz canım acıdı. Canım acıdı evet. Ama rüyalarda böyle bir şey olmaması gerek. Yoksa...

"Lan yanlışlıkla cennete gittim diye beni cehenneme mi çağırdınız öldüm de!? Ya valla eğer cennette Çapulcular varsa beni geri yollayın."

Kız kafama vurdu. Dudaklarımı büzüp ona baktı.

"Acıdı abla."

"NE ABLASI BEN SENİNLE AYNI YAŞTAYIM BE!"

Korkarar uzaklaştım. Cidden cehennemdeyim. Ahh Sirius'u gördüysem ve Remus aşkımı bu yeter.

Kız ellerini omuzlarıma koydu. Üzgün bir yüzle bana baktı.

"Cidden üzgünüm. Normalde sakin olanlar bana gelen kişiler. Ama sen aynı patronum gibi delisin."

Burnumu çekip soran gözlerle ona baktım kedi gibi.

"Patronun mu?"

"Ah evet. Buranın başındaki en güçlü kişi. Hem de türk. Bizimle aynı kafa ve aynı yaşta. O da Marvel evreninde Peter Parker'ın şovalyesi. Şanslı kız."

Delilik/Çapulcular/Askıya AlındıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin