Do you think me stupid? 😜

360 40 10
                                    

"Ne demek ölme ihtimalimiz var? Ne? Nasıl bir cümle bu? Nasıl bu kadar sakinsin? Benle dalga mı geçiyorsun?"

"Sakin mi? Ve hayır dalga geçmiyorum. Polislerle iletişime geçtin mi?"

"Birazdan yola çıkacağım. Yine de hala aklımı kurcalayan şeyler var. Herneyse sen bu kadar çok telefonda oyalanma. Hoşçakal."

"Ama.."

Eğer konuşmaya devam etseydik eninde sonunda yakalanırdık. Seul karakoluna gitmek için yola koyulmuştum. Tam ilişkimiz mükemmel giderken yaşadığım şey hiç normal değildi. Eğer her şey planladığım gibi giderse Taehyun'a mükemmel bir sürpriz yapacağım.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

"Ne demek Busan Karakoluna gitmem gerek?"

Polis: Lütfen zorluk çıkarmayın. Busan'da olanlar ile Busan Karakolu ilgileniyor.

Ciddi ciddi 3 saattir başlarında bekliyordum. Olayı anlatmama rağmen sürekli Busan Karakoluna gitmem gerektiğini söyleyip duruyorlardı. Gitmemem gerektiğini söylememe rağmen umurlarında değildim.

"Anlamıyor musunuz? Sevgilim ve arkadaşları tehlikede!"

Polis ve diğer polis arkadaşları birbirlerine baktılar. Gözlerinden bişeyler anlamıştım. Hemen oradan uzaklaştım. Takip edilip edilmediğime de dikkat ettim. Eve vardığımda kalbim 27363772831838 hızla atıyordu. Polislerede rüşvet vermişti. Eğer yaptıkları şey ortaya çıksa polislerin de meslek hayatı biterdi. Peki bu patron o kadar parayı gerçekten uyuşturucu sayesinde mi alıyordu? Gerçekten merak ediyorum...

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Telefonumun çalması ile arayanın Beomgyu olduğunu gördüm.

"Çok büyük bir sorunumuz var."

"Yine ne var?"

"Polislere çoktan rüşvet vermiş. Beni sürekli Busan Karakoluna yönlendirmeye çalıştılar. Eğer oraya gitseydim.... Herneyse. Başımıza büyük şeyler gelirdi.."

"Sakın salakça bir şey yapma."

"Ama daha büyük bir sorunumuz daha var."

"Cidden yoruldum. Nedir söyle? Kafayı yiyeceğim."

"Seni özlüyorum."

"Cidden.... Bende seni özlüyorum. Bu iş bitince bir şeyler yapalım."

"Ne gibi şeyler?"

"N-ne?"

"Senin için fesat.."

"Ama. Neyse ne. İnkar edeceğim şey değil. Seni seviyorum bye."

"Ben daha çok hoşçakal!"

Telefonu kapatıp işe koyuldum.
Patron burda olmadan işi bitirip yurda gitmeliydim. Patronun yanında elim ayağıma dolaşıyordu ve kesinlikle çok dikkat çekiyordum. Tam çıkacakken patron beni durdurdu. Kalbim 8374837483848283827 hızla atıyordu. Evet Beomgyu'dan daha hızlıydı.

Patron: Tae yorgun görünüyorsun.

"Ş-şey e-evet biraz öyle.."

Kekelemiştim... NEDEN KEKELEDİM Kİ?

Patron: Pek iyi durmuyorsun bir şeyler içelim mi?

"A-aslında gerçekten yorgunum sağol-"

Patron: Hadi ama Tae. Hem sana soracaklarım var.

Soracaklarım mı var dedi o? Şimdi sıçt*m.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Patron: Seninle görüşmek istediğim konuya gelirsek..

Gelmeyelim...

"T-tabii."

Patron: Asistanım olmaya ne dersin?

"Asistan mı? Ama neden ben?"

Patron: Öylesine.. sen daha bir farklısın sanki.. değil mi?

Gözlerimiz kesiştiğinde gerçekten altıma etmeme az kalmıştı. Reddetmezdim. Ona yakınlaşıp kapana kıstırmam için belki de son şansımdı.

"Kabul ediyorum efendim."

Patron: Bu mükemmel. Hey hiç içmemişsin.

Patron... Beni aptal mı sanıyorsun?

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Bir kaç gün geçmiş olabilir ama Jisung, Yeonjun, Zico ve RM'in doğum gününü topluca kutlarım sjsjsjsjsj. İyiki doğdunuz bebeklerim 😗🎂🍭

My Favorite ' taegyu Where stories live. Discover now