:-) İKİNCİ BÖLÜM :-)

26 11 7
                                    

Bazı hayaller vardır gerçekleşmesi için neyin varsa vermeye hazırsındır, bazı hayallerde vardır ki tek şansın olanı dilersin içinden

Benim hayalim ne peki? Ben ne istiyorum
Bu evde ikinci günüm ilk gün o adamın saçma konuşması üzerine benim konuşmama izin bile vermeden çekip gitti. O günden beri karşılaşamıyoruz aynı evde nasıl oluyorsa.
Yataktan kalkıp camın önüne geçtim. Bana verilen oda çok büyüktü. Yani bana göre ben daha önce hiç böyle büyük bir odada kalmamıştım. Camla aynı hizada kocaman yatak var yatağın yanında komodin, odanın kapısı dışında iki tane daha kapı var birisi giyinme odası diğeri ise banyoya açılıyor.
Odadan gözlerimi alıp karşımdaki aynaya baktım. Bu odada her yerde ayna vardı. Sanki benim için döşenmiş aynaları çok sevdiğimi biliyorlarmış gibi aslında giysi dolabındada sevdiğim renklerde sevdiğim tarza giysiler var. Tekrar aynaya baktığım zaman üzerimde beyaz eşofman takımı vardı. Bana ait olmayan şeyler bana ait olmayan bir hayatın içindeydim.

Saate baktığım zaman daha 06.00 dı dün gece hiç uyuyamamıştım. Banyoya doğru yürümeye başladım duş almamın bana iyi geldiğini düşünerek.

Suyu açıp vücudumun ıslanmasına izin verdim. Düşünüyordum insan kızını hiç mi merak etmez hiç mi aramaz sormaz salaklık bende babamın umrunda bile değilken onun için ağlıyorum. Hemen kendime gelip saçlarımı köpükledim hayatımda hiç bu kadar rahat duş almamıştım. Babam neden çıkacak korkusu yok ama bir yandan da o adamın bana dedikleri canımı sıkmaya yetiyor. Ciddi değildir daha ismini bile bilmiyorum ne evlenmesi dimi ama.
Duştan çıkıp havluyu bedenime sardım, banyonun kapısını açıp giyinme odasına geçtim. Yanıma hiç kıyafet almamıştım. O yüzden bunlardan giymem gerekiyor. Hemen karşımdaki dolaptan iç çamaşırı alıp giydim Alttan kot pantolon üzerine ise hafif göbeği açık bir tişört geçirdim. Tekrar odaya geçip komodinin çekmecesinden tarağı alıp saçlarımı taradım. Kurutmayı sevmediğim için saçlarımı bağlamayıp salık bıraktım. Tekrar saate baktığımda 07.30 olduğunu gördüm. Daha çok erkendi ama uykumda yoktu odadan çıkıp etrafıma baktım. Benim odamın yanında iki oda daha vardı. Odaların karşısında boydan boya cam vardı. Camın yanından üst kata çıkan merdiven vardı. Merdivene yaklaşıp yukarıya doğru baktım. Bir an çıkmayı düşünsemde onunla karşılaşmaktan korktuğum için düşüncelerimi başımdan uçurup alt kata inen merdivenin başına geldim. Ev üç katlıydı ben ikinci katında kalıyordum. Aşağıya doğru indiğimde sol tarafımda salon salonun karşısında mutfak vardı. Tekrar etrafa göz gezdirdiğimde mutfak ve salon haricinde iki tane kapı daha vardı. Ama onlara bakmayıp bahçeye çıkmak için arkamı dönmüştüm ki sert bir şeye çarpmamla dengemi kaybedip geriye doğru sendelendim. Ama düşmemi engelleyen iki çift kol beni tuttu. Gözlerimi açıp beni tutan kişiye baktığımda. O evet o beni tutmuştu yaa Kayla sende nasıl bir şans var. Ona görünmeden iki günü bitirdin bu işmi şimdi ya
Elleri tişörtün açık kalan yerinden tenime değiyordu. Ellerine bakmayı kesip gözlerine çıkardım bakışlarımı
"Seni böyle ne kadar daha tutacağım"
Suratına anlamsızca bakıp durumumuz aklıma gelince hemen kollarından ayrıldım.
"Özür dilerim şey olunca şey oldu"
"Açıklama yapmana gerek yok evini istediğin zaman gezebilirsin karıcım"
Kaşlarımı çatıp ellerimi belime koydum.
Ne diyordu bu adam
"Ne saçmalıyorsun sen ne evlenmesi ben senin ismini bile bilmiyorum evlenmekten bahsediyorsun."
"ismimi mi merak ediyorsun"
Ya bu adam ne tür bir manyak onca söylediğim şeyden sadece bunu mu çıkardı.
Sağ elimi başıma koyup gözlerimi kapattım. Cevap vermek için ağzımı açmıştım ki
"Patron size bir kurye geldi"
Gelen Asaf'tı elindeki şeyi ona uzatıp bana baktı.  bakışlarını Asaftan  çekip bana baktı, üzerindeki ceketi çıkartıp üzerime attı. Bakışları bana uğramadan Asafa çevirdi.
Elindeki paketi açıp içindeki zarfı okudu sanırım resimde vardı. Okuduğu şeyle sinirlendiği belliydi sert çehresi kasıldı kaşlarını çattı. Delici bakışları beni bulunca aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattı ani hareketi üzerine gerildim elindeki resimi gözüme sokup
"Neredeydin"
Resime dikkatli bakınca ben olduğumu anladım. Bir ay önceydi babamdan dayak yediğim gündü elinden kaçtığım gibi asfaltın ortasında bulmuştum kendimi ama sonra gerisini hatırlamıyorum
"Bilmiyorum evden kaçmıştım o gün"
"Neden kaçtın evden"
"Babam beni düvüyordu artık kaldıramayacak duruma gelince evden kaçmıştım"
İkinci resime bakınca yine ben vardım ama bir yatakta yatıyordum. Başımda ise beyaz bir bez vardı. Kolumdada serum
"Bu resime ne gibi bir açıklaman var peki"
"Hatırlamıyorum"
Dedim söylediğimle elindeki kağıtları yere atıp
"Nasıl hatırlamıyorsun uçarak mı gittin o siktiğimin yatağa"
Dediği şeyle ağlamaya başladım.
"Hatırlamıyorum o gün çok korkmuştum. Asfalta attım kendimi..."
Düşünüyordum ama aklıma gelmiyordu gözlerimi kapattım o günü tekrar düşündüm.
###
Okuldan dönüyordum hala inanamıyorum babam beni üniversite okumama nasıl izin verdi aklım almıyordu. Çok mutluydum istediğim okula gidiyordum. Düşündükçe salak salak gülüyordum eve yaklaştığımı anlayınca yüzümdeki ifade soldu babam beni bekliyordu kapıda ama çok sinirliydi ona doğru yaklaşınca beni fark ettiği zaman üzerime doğru yaklaşıp. Saçlarımdan tutup eve doğru sürüklemeye başladı beni. Ne olduğunu anlamadan saç diplerimin ağrısıyla ağlamaya başladım.
"Baba canım çok acıyor"
"Acısın acısın ki bir daha orospuluk yapmazsın"
"Ne diyorsun baba ne yapmışım ben"
"Bilmiyormuş ayağına yatma ben seni okuyasın diye okula verdim elalemle fingirdeş diye değil"
"Anlamıyorum baba ne demeye çalışıyorsun"
Bana cevap vermeyip karnıma tekme attı karnımın acısından inleyince saçımdan tutup havaya kaldırdı. Bu sefer yüzüme tokat atınca yere yapıştım. Ağzımdaki demir tadı kendini gösterdi. Tekrar ayağa kaldırım kapının önüne fırlattı beni bu sefer kendime gelip açık olan kapıdan dışarıya attım kendimi.
Nereden geldiğini anlamadığım bir araba üstüme doğru geliyordu. Ayaklarımın beni daha fazla taşıyamayacağını anlayıp yere yığıldım. Sonrası karanlık
Gözlerimi aniden açıp
"Araba"
"Ne"
"Araba diyorum o gün evden çıktıktan sonra üzerime doğru araba geliyordu. Sanki hızını kesmek istemiyormuş gibi o an bende orda bayılmışım."
"Sana çarptımı araba daha bir şey hatırlamıyormusun iyi düşün"
"Hayır hatırlamıyorum"
Tekrar düşünüp aklıma gelen şeyle tüylerim diken diken olmuştu.
"Kıymetlisi sensin vazgeçilmezi sensin o zaman hedef sensin"
"Biliyorlar"
"Ne yapacağız patron"
"Neyi biliyorlar"
"Seni"
Anlamsızca yüzüne baktım.
"Bak ben Türkiye'nin büyük adamlarından biriyim tanınmış biriyim kimse kolay kolay tehdit edemez beni ama şimdi sen olunca"
Söyledikleri üzerine ellerini saçlarının arasına geçirdi.
"Senin zaafını bulup elindeki her şeyi almayı düşünüyor"
"Aynen öyle"
"Peki neden ben"
"Çok fazla soru soruyorsun"
Asaf'ın çıkması için işaret verince Asaf yanımızdan ayrıldı.
Başbaşa kalmıştık sağ elini bana uzatıp
"En baştan başlayalım ben Karan Soylu"
Gözlerim açılmıştı beni kaçırıp  bir eve tıktı sonra en baştan başlayalım diyor
"Sen iyi misin ilk önce beni kaçırdın sonra en baştan başlayalım diyorsun"
Hafifçe tebessüm etti
" Birincisi seni kaçırmadım sen zaten benimsin ikincisi. Ee ne güzel işte ismimi öğrenmiş oldun karıcım ha bu arada bu akşam seni her kesin fark etmesini sağlayacağız. En erken zamanda da okul kaydını halletmemiz lazım o yüzden hazırlan"
Bana kendine has lakaplar takıyor diye sinirlensem mi yoksa tekrar okula gidiceğim diye sevinsem mi Allahım ben nasıl bir şeyin içine düştüm böyle
Şuan içimdeki ses git atla boğazına desede öyle salakça bir şey yapmayı düşünmüyordum.
"Senin nasıl kuralların varsa benimde var ilk önce babamı rahat bırakacaksınız, benim bu evden gitmeme izin vermeyeceksin orası tamam okul için teşekkür ederim birde bana öyle değişik lakaplar kullanma"
Benim söylediklerimi kafasını sallayarak onayladı sözüm bittiğinde gözlerime baktı.
"Babanı merak etme o çok rahat, aynen dediğin gibi evden gitmek yok eğer olaki denersen neler olabileceğini az çok tahmin ediyorsundur. Hiç bir şey için teşekkür etmene gerek yok lakaplar kısmına gelirsek ben nasıl istersem öyle hitap ederim sana benim şimdi işim var akşama hazır ol dediğim gibi güzelim"
Güzelim mi ellerimi belime koyup kaşlarımı çattım. Arkasından bağırdım.
"Güzelim ne ya ben nerden senin güzelin oluyorum beni dinlesene hey kime diyorum."
Bana cevap olarak kapının kapanma sesi oldu. Sinirle ayaklarımı zemine vurup odama doğru yürümeye başladım.
Kahvaltımı odama getirmişti. Su, Su burada çalışan bir kız ilk gün ben ağladığımda yanıma gelmişti. Gerçi her ağladığımda yanımdaydı o günden beri çok iyi aramız
"Kayla hanım kahvaltınız hazır"
"Ben ne demiştim sana hanım yok sadece Kayla"
Bana bakıp tebessüm etti.
"Kayla"
Elindeki tepsiyi alıp hemen atıştırdım ilk kez böyle güzel yemek yiyordum. Kahvaltım bitince elimdeki çatalı tepsiye bırakıp elimi karnıma koydum.
Su ya baktığımda beni izlediğini gördüm. Hemen kendime gelip
"Şey ben aç olunca gözüm dönüyor seni unuttum eşlik etmek ister misin bana"
"Ben yaptım kahvaltımı sen ye akşama hazırlamamız lazım seni"
"Sende mi biliyorsun ben hiç biriyle dışarıya çıkmadım nasıl giyineceğim nasıl davranacağını bilmiyorum ki"
Su bana bakarak
"Elbise işini bana bırak nasıl davranıcan konusunda kendin ol yeter"
Evet başlıyoruz Karan Soylu

BİR UMUT SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin