İMGE - II

1. Bölüm: Bir Son, Bir Başlangıç

İmge yazmayı çok özlemişim... O zaman hiç olmadığı kadar heyecanla, TAM TEMPO OKUMALARRR!

*
Yazardan..

Genç adam dehşetle önündeki kapıya bakarken yanındaki doktorlar durumu izah etmekte oldukça zorlanmışlardı.

Burada daha önce defalarca kez sorunlu hasta yatmıştı ancak bu seferki...

Bu seferki başkaydı.

Adam elini yarısı erimiş olan kapıya sürdü. Bu kapının hâlâ dayanıklı olduğuna inanıyordu fakat içerideki şey...

"İçeride ne var?" diye sordu yanındaki genç kıza.

"On yedi yaşında bir kız."

Adam yanındaki genç doktorun söylediklerine hayretle baktı. On yedi yaşında bir kız... İçeride ki bir insan, üstelik henüz on yedi yaşında bir kız mıydı?

"Bunu o mu yaptı?" diye sordu kapıyı göstererek. Doktor kafasını salladı.

"Efendim," dedi kızın yanındaki oğlan çekinerek. Genç adam bu oğlanı daha önce gördüğünü hatırlamıyordu. Hasteneye yeni gelmiş olmalıydı.

"İçerideki kız... Normal bir insan değil."

"Buradaki kimse normal değil." dedi adam. "Zaten bu yüzden buradalar."

Yeni doktor hızla başını salladı. "Haklısınız ama o diğer hastalardan farklı,"

Biraz durduktan sonra ekledi. "O herkesten farklı."

Adam bu genç doktorun ne demek istediğini anlamıyordu çünkü kafasında kurduğu şeyler sürekli birbiriyle çelişki halindeydi.

Yanındaki genç ve bayan doktor, yeni oğlanın aksine daha cesur konuşuyor ve daha net cümleler kuruyordu.

Yine de, gördüğü bu şeyleri anlatmak onun gibi cesur biri için bile oldukça zordu.

"Efendim," dedi cümleleri bir araya toplamak için.

"İçerideki kız... Ellerinden ateş çıkarıyor."

Genç adam, duyduğu bu şeyle büyük bir kahkaha patlatmak istedi ancak karşısında içerideki şeyden bahsederken bile kaskatı kesilmiş iki yardımcısı varken gülmek pek mümkün değildi.

Kız elindeki dosyayı genç adamın eline tutuşturdu.

"Adını bilmiyoruz, bizimle hiç konuşmadı ve kimseyi yanına yaklaştırmıyor fakat çok güçlü. Çok güçlü ve çok öldürücü."

Adam kızın uzattığı dosyadaki fotoğrafa baktı. Bu, içerideki kızın fotoğrafıydı. Simsiyah uzun saçlara, koyu kahverengi gözlere ve küçük bir buruna sahip kızın suratı fotoğrafta kan içindeydi.

"İki ay önceki tarihi New York yangını," dedi yeni oğlan. "Elimizde net bir bulgu yok ama onun çıkarmış olma ihtimali çok yüksek."

Adam elindeki dosyayı kızın göğsüne doğru attı ve omuzlarını dikleştirerek önündeki kapıya baktı.

"Kapıyı açın."

Bu sözüyle yanındaki iki doktoru şiddetli bir panik rüzgarı ele geçirmişti.

"Efendim bu çok riskli," dedi kız. "İçerideki kız tam bir ölüm makinesi."

"Geldiğinden beri on sekiz kişiyi öldürdü," diye arkadaşını destekledi oğlan.

Fakat genç adam kararlıydı. İçerideki her neyse, onu görmek istiyordu.

"Size açın kapıyı dedim."