prince celebration.

"Anemon Flower"

Merhabalar 👋🏻

Nasılsınız?

Ben iyiyim 👅

Şimdi bahsetmek istediklerim var biraz.

Öncelikle bu oneshotun başları tam istediğim gibi oldu fakat sonları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Bunun sebebi de yeni fic için oldukça heyecanlı olmam ve o yüzden buna odaklanamamam. Bunu sonra yazmayı düşündüm fakat sadece az bir kısmı kalmışken böyle bırakmak istemedim. Yazdığım en kötü smut olabilir cidden bunun için üzgünüm. Son kısmını da bağlayamadım pek.

Yeni fice gelirsek görmemiş olabilecekler için söylüyorum. Bir oylama başlatmıştım büyücü mü, peri mi, merman mı olsun diye ancak kimse bir karar veremedi. Ben de en son olarak üçünü de birleştirmeye karar verdim. Fici taslakta hazırlayacağım bir süre çünkü fazlasıyla iyi düşünmem gerekiyor. Umarım bu fazlaca göstereceğim çaba karşılıksız kalmaz...

Kontrol edemedim, yanlışlarım yoktur umarım

Bu fic aOTAKUarmy sana ithaf Brom (çok yalvardı .s )

Neyse, iyi okumalar dilerim yorumlarınızı eksik etmeyin 💛✨

•

•

•

İnsanların birbirlerinden üstün oldukları yanlarını öne çıkarmaktan çekinmediği bir toplumda yaşamak, çoğu kişiye göre oldukça zordu fakat Çin yönetimi aldındakiler için değildi. Çin'de yaşayan Omega'lar, olmaları gerektiği gibi naif ve sevecen olmanın aksine çoğu zaman sert kişiliklerini öne koyuyorlardı. Çoğu Alfa'ya veya Beta'ya oldukça tuhaf gelen bu durum, Omega'ların daha fazla eziklenmemesinde en büyük rolü oynuyordu.

Bu örnek gösterdikleri cesareti ise Omega Prens Kim Taehyung'dan başkasına borçlu değillerdi. Omega Prensi, reşit olduğu zamandan itibaren her daim kendi cinsiyeti olan omegaları sonuna dek korumuş, içtenlikle sevip saymış ve onlara saygısızlık yapanlara da haddini en iyi şekilde bildirmişti. Güçlü ve sert bir omegaydı Kim Taehyung. Gözü pek, sözlerinden dönmeyen ve o herkesin dilinde sakız gibi gezinen klasik omega düşüncelerinin özünden sıyrılan bir yapısı vardı. Öyle ki, babası Alfa Kral Kim Yongsun'dan bile daha gaddar olan ceza teknikleri ile halkın saygısını çoktan kazanmıştı.

Bir Omega olmanın kendisine bir şey kaybettirmediğini, aksine belirgin özellikleri ile her dilediğini yapabileceğini her zaman söyler, kendisine karşı çıkan ve Prens hükmünden çekilmesini söyleyenlere de en güzel cevabı bir dövüş daveti ederek verirdi. Dövüş sanatlarına küçüklüğünden beri merak saran Prens, festivallerde özellikle dövüşlere katılır, her daim de kazanan kendisi olurdu fakat ödül olarak verilen parayı da halkına dağıtırdı.

Ancak, ne kadar güçlü ya da sert olursa olsun kanında bir Omega'nın genlerini taşıyordu ve bu onu hiçbir zaman yıldırmıyor olsa bile kendisi de biliyordu eksi yönlerinin fazla olduğunu. Öncelikle bir Omega, belli bir yaştan sonra kendisine bir eş edinmek, onunla ömrünü geçirmek zorundaydı çünkü Omegalar eşleri olmadan yaşamlarına anatomik açıdan devam edemezlerdi. Doğurganlıkları onlara Tanrı tarafından verilen bir lütufken bunu reddetmenin doğalarında olması söz konusu dahi olamazdı.