benim kocamın karısı ol derim sesim taş bağrımı kırar da yükselir,

588 41 26
                                    


-


hişam'ın hangi karısı, koca karının mantar ini sarı tırnaklarını acar eşarbıma kesti bilmem, ben hişam'ın altıncı cariyesiyim, hişam donuna kızıl akanı kokusundan bulur derler buralarda, iyi derler, on üçünü geçemeden avret ve avrat olan kız çocukları sarınır karalara, gariplerim yine de kokularını saklayamazlar, hişam buruşuk bir kabağa benzeyen iri delikli burnuyla alır birbirine bastırılmış bacakların arasındaki o kokuyu ki ben de saklayamadım, bulundum, sabahında kan olmuştu donum akşamında geldi hişam, babamın önüne bir çuval un atıldı ben de bir eşeğin üstüne atıldım, akşamleyin eşeğin üzerine atılmış ağlayan kız çocuklarını susturacak olan avucuna sıkıştırılacak üç kesme şekerdir- ya da buna kanan tek bendim, sahi tek ben miydim, dün hişam'ın balgam attığı kabı kapı önüne boşaltırken bakır toprağı aşındıran kıçı kırık bir eşeğin üstünde ağlayan kara kuru kız çocuğunu gördüm avuçları boştu, buna kanan tek ben miydim, birazcık onuru olan o üç kesme şekeri eşeğin başını çeken zibidinin ensesine oturturdu, ben hişam'ın onursuz altıncı cariyesiyim, eşarbımda koca karının mantar ini sarı tırnakları serili, soran olursa şeker sevdiğimi söylerim. yalan mı, şeker de severim kahve de, kahvede şeker de severim. hişam bilir bunu, beni karısı yapmasa da iyi besler, bir kese kahve taşırım sütyenimde, hişam bana köz bırakır küçük cezvemle otururum yamacında kahvemi kavurur pişiririm, diğerleri kudursun kancık soysuzlar, bayılırlar hişam'ın cigarasını sarıp hişam'ın etrafında dikilen pazıları kafam kadar olan eşkıya sürüsünü cigaralamaya ki o it soyları da vatan kurtarır gibi ateşe tutarlar o lanet zıkkımı, oynak kancıklar, hişam az sikmiş gibi bir de bu itlere siktirirler kendilerini, cigara bahane, bakışırlar hişam uyuklarken, ben bakmam, oldum olası sevmemişimdir bizim buranın adamlarını, adam dediğin oynaşmaz efendisinin cariyeleriyle ama bu kızlar da... safiye eğilir eğilir gösterir iri memelerini, hacer sırnaşık sesler koyverir, şirin namusluyu oynar ama gözleri ağılı gösterir, oynak kancıklar it soylarıyla o ağılda birleşir, mümkün olsaydı hepsini kesme şekerlere değişirdim, ben hişam'ın altıncı cariyesi, hamile kalmamak için hişam'ı günaha sokarım bu bilinir, yüzüstü uzanırım sımsıkı tutunurum yastığa, öyle bir tutunurum ki önümü döndüremez hişam, terden kokar sırtıma vurur saçlarımı kökünden yolar yolar da yastığa basar yüzümü ama muvaffak olamaz, beni yakacan kız diye diye sokulur etime hiddetiyle, ateşlere boğulsa da közünde kahve kavursam, şeker olmasa da olur, çakıldak diye böğürüyor içeriden koca karı, başta bu koca karı hişam'ın anası sanırdım ama hişam'a karılıktan üç boş ol ile atılmış lakin evden atılmamış yatalak bir zavallıdan başkası değildi koca karı, hişam kimi atacaksa döşeğine atardı onun babasının ayakları önüne bir çuval un bir çuval fasulye, ne yapsın kocamış karıları, biz de kocayacağız hacer derim burun kıvırır haspam, kocayacağız ve dişlerimiz dökülecek ve kesme şekerler... kesme şekerleri kütürdetemeyeceğiz safiye derim, zilli gibi güler. dişsiz ağzından çakıldak diyen koca karıya koşturup gitmek istemiyorum, ben çakıldak değilim, meyvenin olgunlaşmamışına derler bunu, koca karı böyledir isim takar eski kocasının karılarına ve cariyelerine, safiye munistir, hacer katmer, şirin lalezar, çakıldak olan benim ama kabul etmem, on beşimdeysem de çürüdüm kaba etlerimden, büyük abdestimi tutamadığımı bilirler, acırlar mı bana yo acımazlar, kıskanırlar için için, sözlüsü var derler, kendini aşığına saklıyor derler, bakireyim sayarlar, sahi değil miyim, hişam döndüremez önümü, izin vermem, neden karşı korum böyle, daha çok acır arkadan ama neden inat ederim, ben de böyle zilliyim allahım, hişam belki yanar diye yakarım kendimi, bazen oturamam bacaklarım ayrık gezerim ama hiç umursamam bunu, neyim var böyle benim, meryem mi olacağım yoksa, nerede yavrum isa, hişam firavunundan bir kahve kesesi içinde saklarım onu, şekerle beslerim, ver onu bana allahım, bakir memelerimden emsin bakir dizlerimde uyusun, isa'mı ver, bir de eşarp uzat, bu tırnaklı eşarbı atamam başıma, su başına gidip bidon doldurmam lazım, evde kancık çok, hişam açgözü hepsinden bir yudum almak ister ama takati yetmez, su gerek, guslederiz akşamleyin ağılda, oynak kancıklar birbirleriyle de biraz oynaşır allahım, guslü iki ederler, ben hiç bulaşmam hiç, neme gerek ağzımı ağızlara komak, bu taze kancıklar ne hişam'da ne adamlarında bulmuşlardır okşamayı, yazık allahım, kızma onlara, ne olmuş kucaklaştılarsa, onların günahını bana yazarsın olur biter, biter tabii, ver isa'mı.

gövdemden içeri kız kardeşim zeydHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin