Kanının çekildiğini ve az önce aldığı nefesi vermeyi unuttuğunu fark etti.Bugüne dek üç kez tanrının işini gücünü bırakıp kendisiyle şahsen uğraştığını düşündüğü olmuştu. Şimdi,bundan emindi. Kalbinin atışları zonklamahalini almıştı,sacma sapan ve birbirinden kopuk bir sürü anı zihnine üşüştü. Sersemlemiş bir halde,aheste hareketlerle ayağa kalkmakta olan adama baktı.Adam gülümsedi ve;
"Merhaba, hortlak görmüş gibisin"dedi.
"Gördüm" dedi. AslıÖmer yanaklarını öperken,o çoktan zangır zangır titremeye başlamıştı.Ellerini arkasına gizlemeyi başardı,ama bacakları için yapabileceģi birşey yoktu.Düşmekten korktu,sonra onun parfüm kokusunu duydu;değiştirmişti.
"Nasılsın?" diye sordu Ömer,omuzlarından tutarak.
"İyiyim.... Şaşırdım seni görünce,ne iďin var burada?"
"Seni bekliyordum....Şaka şaka, Melihe uğramıstım"
Masa başında oturan adam -yani Melih-Aslıyı başıylaselamladı.Aslı ona standart bir gülümsemeyle karşılık verdikten sonra Ömere "Bakıyorumda zaman espiri anlayışını saçların kadar etkilememiş"dedi.Biraz zorlanıp yüzune tatlı bir gulümseme oturtmaya başlayınca;
"Neyse seni gördüğüme sevindim ama şimdi gitmem gerek" dedi."Bende çıkıyorum zaten,bırakırım seni".
"Benim iş yerim sana ters".
"Hayır,değilBen artık eski yerde değilim ve sende yolumun üstündesin".
"Bende eski yerde değilim"dedi Aslı,alaycı bir tonlamayla.
"Nerede çalıştığından haberim var merak etme".Cevap aynı tonlamayla gelmişti.
"Melihciğim,hanımefendi yabancı degil,sen arabasıyla ilgilenirsin"."Yabanci değil" derken Ömerinsesinde beliren vurgu, Aslının sinir sistemine bir ok gibi saplandı ve elindeki çantayı onun suratının ortasına vurmayı çok istedi.
"Hanımefendinin içi rahat olsun,ne gerekiyorsayapariz"dedi Melih.Şu anda istedigi son şey Ömer le bir arabada yan yana oturup sohpet etmekti,ancakkaçtığını düşünmesini de istemiyordu. Tıpış tıpış ömeri takip etti...
![](https://img.wattpad.com/cover/244083055-288-k727739.jpg)