Bölüm 1 - Sihirli Balo Gecesi

290 11 4
                                    

        Hiç ulaşamadığınız hayalleriniz oldu mu ? Yaşamak istediğiniz, ama yaşayamadığınız mesela...

     Küçükken hep bir tasarımcı olmak istemişimdir. Sahip olamadığım kıyafetleri almak için değil ama. Sadece yeniden tasarlayıp, farklı ölçülerde kıyafetler üretebilmek için. Her zaman yeniden ölçmek bedeni. Kim bilir ? Ön yargılarıda buna benzetiyorum. Bir farkı var sanırım. Her defasında yüzüne baktığın insana ön yargıyla yaklaşmak olmuyor. Sürekli ön yargılı davranıyorsun. Hiç bir kez daha dinlemiyor, sürekli küçümseyerek bakıyorsun. Ama tasarımcıların sadık olduğunu söyleyebilirim. Çünkü tek bir bedene değil, her ölçüye kıyafet tasarlanıyor..

   Ne var ki, bende bu küçümsenilenlerdenim. Her defasında yüzüme bakarak gülümseyenler, arkamdan konuşup, kibirleniyorlar. Yeni bir hayat istiyorum. İçinde kibirin, nefretin, ön yargının bulunmadığı bir yer. Rimeline aşık olan kızlar değil, kitaplardeki karakterleri yaşayan ruhlar...

       Yarın benim için özel bir gün olacak. Ama bu iyi mi ? Kötü mü ? Bilmem. Yeni okulumda liseye başlayacağım. Yeni arkadaşlar, yeni kitaplar ve benim için başlayacak olan yeni zorluklar. Tek zorlanmayacağım nokta sekiz yıllık arkadaşımla aynı okulda olmamdır. Koleje başlayacağım. Kazandığım bursla. Annemin temizlikçi olarak çalıştığı yer. Burslu olmasaydım koleje gidemezdim herhalde. Babam yoktu. Çok uzaklardaydı. Bir daha geri dönmesi imkansız olan bir yer...
        Ben küçükken yıllar önce ölmüştü. O günü hala unutamam.   Sırtımı yasladığım, ona güvendiğim adam beni bırakıp çok uzaklara gitmişti. Annem geçindiriyordu bizi. Okuldan aldığı üç kuruş maaşın yanında evlere temizliğe gidiyordu. Bazen düşünüyorum kendi kendime. 

      " Neden ? beni bırakıp gittin ? Sen değil miydin bana daha yaşayıp göreceğin çok şey var, ben hep senin yanında olacağım diye ? Sen değil miydin ? Şimdi neden beni yalnız bıraktın ? Neden gittin baba ? Hani yanımdaydın ? Hani hep birlikte mutlu olacaktık ? "

      Göz yaşlarımı sildim. Babamın bana ben küçükken hediye ettiği günlüğü küçük, tahta masanın üzerine bıraktım. Yatağıma uzandım. Sadece düşünmeye başladım. 

      Bu hayatta olsa, bizimle olsa ne değişecek ? Eskisi gibi mutlu bir aile olacak mıyız ? 

      Kapı seslerini duydum. Gelen annem olmalıydı. Okuldan gelip, temizliğe gitmişti yine. Buna üzülüyordum. Işığı kapattım. Yarın okulun ilk günüydü ve erken kalkmalıydım.

*************************

       Yatağımın yanındaki, küçük çekmecenin üzerinde duran minik saat, uyanmama yetebilecek kadar güçlüce ses çıkarıyordu. Kalkmaya üşeniyordum tabii. Saatin çalan alarmını kapatmayada ...

          Sonunda yeni okulum ve uzun bir gün geldi aklıma. İstemsizce kalktım ve alarmı kapattım. Küçük bir tebessümle üzerimi değiştirip mutfağa gittim. 

***************************

            Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Ne olursa olsun bugünü mutlu bir şekilde tamamlamak istiyordum. Mutfak masasının üzerinde duran müzik kutusu duygulanmamı sağlamıştı. Ayak üstü onu elime aldım ve çalıştırdım. Bir melodi beni götürmüştü maziye sanki...  

               Derin bir iç çekerek müzik kutusunu masanın üzerine koydum. Ben 5 yaşımdayken o kutuyu bana doğum günümde armağan etmişti. 

                Kahvaltı hazırlayan annemin yanağına bir öpücük kondurarak   " günaydın.. " dedim. Birlikte kahvaltımızı yaptık. Ve artık okula gitmek için hazırdım. Beni ne bekliyordu acaba ? Bu merakla çantamı aldım ve yola çıktım.

EZİK (Kül Kedisinin Hikayesi...)Where stories live. Discover now