schizoid #35 (final)

909 75 31
                                    

Jeongin haricinde herkes liseden mezun olmuştu. Dün karnelerini alan dörtlü oldukça neşeliydi. Hyunjin ve Seungmin, birlikte dışarı çıkmışlardı. Felix, bir kafede oturmuş Changbin'le sohbet ediyordu. Jisung ise onlarla büyükannesine gitmemek için ailesini ikna etmeye çalışıyordu.

Sonunda babası bu isteğini kabul ettiğinde onları uğurlayıp Minho'ya mesaj attı. Onu görmek istemişti ama iki yıldır üniversite öğrencisi olan sevgilisi sınavı olduğu için yanına gelemeyeceğini söylemişti. Biraz film izledikten sonra yiyecek bir şeyler almak için markete gitmeye karar verdi.

Acıktığında çabucak yapmak için birkaç paket ramen almıştı. İçeceklerde göz gezdridiği sırada duyduğu sesle arkasını döndü.

"Ben yanında yokken böyle mi besleniyorsun sen?"

Sahte bir kızgınlıkla konuşan Minho'yu gördüğüne şaşırmıştı. Sınavı olduğunu sanıyordu.

"Hani sınava girecektin?"

"Sana sürpriz yapmak istemiştim. Evden çıktığını görünce de peşine takıldım."

Gülümsedi ve etrafa kısaca göz atıp Minho'nun dudaklarına minik bir öpücük bıraktı. Minho da gülümsedi ve onun elinde tuttuğu ramen paketlerini aldı.

"Mezun olmanın şerefine bugün sana yemek yapacağım. Sadece içecek ve birkaç atıştırmalık alalım."

"Benim için yemek mi yapacaksın?"

"Yalnızca iki defa yemek yaptım ama çok kötü değilim."

"Göreceğiz."

İçecek ve atıştırmalık alıp marketten çıktılar. Ellerini birbirine kenetleyip konuşmadan eve doğru yürüdüler.

İkisi de sınavlara çalışmakla meşgul olduğu için, telefonla konuşmak dışında, haftalardır birbirlerine vakit ayıramamışlardı. Üniversite sınavına çalışması gereken Jisung'u özleyeceğini düşünen Minho, ailesiyle konuşmuş ve ona ders çalıştırmak istediğini söylemişti. İki yıl önce sınava girmiş olması ve Kore'de en iyiler arasında olan Yonsei Üniversitesi'ni kazanmış olması ailesini ikna etmeye yetmişti. Jisung hâlâ bunu bilmiyordu.

Eve girdiklerinde aldıklarını mutfağa bırakıp ellerini yıkadılar. Tekrar mutfağa döndüklerinde Jisung'un yönlendirmesi ile gerekli eşyaları bulan Minho, buzdolabından malzemeleri aldı ve yıkamaya başladı.

"Ne yapacaksın?"

"Bibimbap."

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?"

"Sebzeleri doğrayabilirsin."

"Pekala."

Minho'nun yıkadağı sebzeleri bir kaseye koyup dolaptan kesme tahtasını çıkardı. Havuçları ince uzun şekilde kesmeye başladığında hepsinin eşit olduğundan emin olmak için dikkatli davranıyordu. Havuçları bitirip mantarları doğramaya başladığı sırada Minho'da makineye pirinç ve su koyup kapağını kapatmıştı.

Ellerini yıkarken bakışları Jisung'a döndü. İşine oldukça odaklanmış görünüyordu. Bir havluyla elini kurulayıp ona doğru yürüdü. Ellerini iki yandan tezgaha koyup bedenini Jisung'a yasladı. Minho kendini ona yasladığında panikleyen Jisung, Minho'ya döndü. Artık yüz yüzelerdi.

"Sadece doğra gitsin. Aynı boyutta olmaları kimin umrunda?"

"Benim umrumda. Eşit ölçülerde olmaları gerekiyor."

schizoid [sᴋᴢ] ✅Where stories live. Discover now