﴾1.9﴿

4.7K 471 874
                                    

Şshht! Sakın ses çıkartma!Çıkartırsan yaşarsın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Şshht!
Sakın ses çıkartma!
Çıkartırsan yaşarsın.
Hemde can çekişe çekişe.

Sena Şener| Parya için hep gün öte

﴾ 19. BÖLÜM ﴿

Yanağımı ıslatan rahatsızlığa karnıma saplanan sancılar eşlik etmeye başladığında uzandığım yatakta doğrularak yorgun bakışlarımı odada gezdirdim. Jeongguk'un odasında tek başıma uyuyordum.

Gün henüz ağarmamamıştı, perdelerin arkasından gökyüzünü kuşatan karanlığı görebiliyordum.

Odaya loş bir ışık saçan gece lambasının ışığını arttırarak yataktan kalktım.

Jeongguk'un nerede olduğunu bilmiyordum, neden burada uyuduğumu da. Hatırladığım son şey ona sarılarak ağladığımdı.

Yanağımdaki ıslaklığı silerek odada ağır adımlarla yürümeye başladım. Her adımda karnımda hissettiğim sancı kendini belli ederek bana eşlik ediyordu.

Jeongguk'un odasından çıkarak kendi odama girdiğimde odanın boş olduğunu farketmiştim. Onu burada bulma umudum da kırılıp bir duvarın altına çökerken banyoya girerek regl döngümün ilk gününe merhaba dedim.

Bazı aylar regl sancılarım o kadar katlanılamaz oluyordu ki gözlerimi açtığımda kendimi bir hastane odasında buluyordum.

Banyodaki işim bittiğinde odamdam dışarıya çıkarak koridorda yürümeye başladım.

Dün gece ne kadar çok ağladığını, ne kadar çok parçalandığını hatırlıyordum. Gün ağarmadan kırık kalbini de alıp nereye gittiğini merak ediyordum.

Merdiven basamaklarını usulca indikten sonra gözlerimi etrafta gezindirerek onu aramaya başlamıştım.

Şafak daha sökmemiş olsa da belki kendine bir kahve yapıp camın önünde dikiliyordur diye düşünmüştüm fakat Jeongguk ne mutfaktaydı ne de gün doğumunu izlediği camın önünde.

Oturma gruplarına doğru ilerleyerek camın önünde konumlandırılmış olan üçlü koltuğa oturarak bacaklarımı hafifçe kendime doğru çektim ve yüzümü camdan dışarıya çevirdim.

Perdelerin aralığından dışarıyı görebiliyordum. Karanlık gökyüzünden yağmur damlaları akıyordu.

Evde olmadığından neredeyse emindim, fakat bu havada dışarıya çıkmış olması kulağa çılgınca geliyordu. En azından henüz gün doğmamışken.

Yanağımı koltuğa yaslayarak kirpiklerimin ardından yağmuru seyretmeye başladım.

Yağmur korkularımı gün yüzüne çıkartırken bana sormuyordu. İçimdeki hüznü saklayan perdeleri yırtıyor ve ardında saklanan acıyı meydana çıkartıyordu. Yine de yağmuru seviyordum. Beni acılarımla yüzleştiriyordu.

god plucked the flower ❧ roségguk ✓Where stories live. Discover now