xxxıv • anons ve mesaj

15.4K 1.3K 1.7K
                                    

- - -

34| Sayın Min Yoongi, idareye bekleniyorsunuz

Hafif dokunuşlar, tatlı bir koku, ufak ufak hissettiğim ürperti ve belli belirsiz mırıltılar.

Gözlerimi açmama neden olan ilk şey bunlardı. 

Odanın puslu görüntüsü netleşmeden önce kalçamdaki bariz sızıyı hissettim. Hemen ardından bana sıkıca sarılan bedenin kolumu tutan elinin aşağı yukarı hareketlenerek tenimi hafifçe okşadığını. Yoongi'nin göğsüne yaslıydım. O ise bana bir şeyler diyordu. 

"Hm?" Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp görüşümün netleşmesini bekledim. Cam, kenara çekilmiş perdeler.. Sadece şehrin yüksek binaları görünüyordu. Minicik kar tanelerini son anda fark ettim. "Hyung?"

"Günaydın." Dudaklarını saçlarımın arasına bastırdı. "Kış güneşi."

Dudaklarımda belli belirsiz ufak bir tebessüm oldu. Yeni uyanmanın ve sanırım çıplaklığın verdiği ürpertiyle kollarının arasına biraz daha sindim ve bacaklarımızı birbirine geçirirken kollarımı sıkıca karın kısmına sarıp hemen dudaklarımın dibindeki boynuna minicik bir öpücük kondurarak yeniden kapattım gözlerimi.

Sahiden kendini belli eden bir acı çekiyordum ama böylesine güzel bir sabaha uyandıktan sonra bu şikayetlenmek isteyeceğim son şey bile değildi. 

"Jimin... Bebeğim uyanmalısın."

"Hayır..." diye sızlandım pürüzlü çıkan sesimle. "Böyle kalmak istiyorum. Uzun bir süre." Başımı hafifçe oynatıp daha düzgün yerleştiğimde o tatlı kıkırtısı kulağıma doldu ve beni mümkünmüş gibi daha çok kendine çekip uzun bir soluk aldı. Hemen ardından kolumu okşayan parmakları belime doğru inmiş, o kısmı turlamaya başlamıştı. 

"Senin için küveti hazırladım." dedi hareketlerini kesmeden. "Yıkan. Ben de arabadan kazağını getireyim, gece almayı unutmuşuz."

Kapalı gözlerim usulca yeniden açıldığında birkaç saniye söylediklerini idrak etmek için bekledim. Hemen ardından yeni fark ediyormuş gibi burnuma o tatlı meyve kokusu doldu. Kendisine ait bir koku değildi. Kendisi kokmuyordu. 

Çoktan uyanıp yıkanmıştı. 

"Neden.." diye sızlandım ondan uzaklaşmaya çalışırken. "Ne zaman uyandın?"

"Çok olmuyor, yeni uyandım ama annen mesaj atmış Jimin. Evde olduğumuzu yazdım çünkü öyle söz vermiştim. Sabaha doğru döneriz demiştim annene." Gözlerine baktığımda beni ikna etmeye çalışır gibiydi. "Daha sonrasında izin alırken zorlanmak istemiyorsak gitmemiz lazım ama söz veriyorum evde aynı bu şekilde uyuyacağız tamam mı?"

Dudaklarımı büzüp derin bir nefes aldım. Bu an bozulsun istemiyordum. Bu yataktan çıkmak bile istemiyordum. Bıraksalar onunla bir ömür bu pozisyonda kalabilirdim ve bundan bir an bile şikayetlenmezdim. 

"Peki." dedim sonunda tatsız bir sesle. "Dediğin gibi olsun."

Düşen moralim yeterince belliydi. Bunu Yoongi de fark etmiş olsa gerek daha çok gülerek beni yeniden kendine çekti ve aramızdaki mesafeyi bir kez daha en aza indirdikten sonra yukarıda kalan eliyle çenemi tutup yüzümü yüzüne yakınlaştırdı. Hemen ardından dudakları dudaklarımın üzerinde oldukça yavaş bir şekilde hareket ediyordu. 

Ona ayak uydurdum. Bacakları bacaklarımın arasında kasılıp beni her anlamda kendine çektiğinde alt dudağımı emmesine müsaade ediyordum. 

Sonunda ıslak bir sesle benden ayrılıp çenemi tutan elini boylu boyunca kolumdan aşağı indirip belimden aşağısına getirdiğinde uyluklarımda durdu ve bacağımı kavrayarak bana baktı. 

teenager : yoonmin ✓Where stories live. Discover now