Muhteşem bir hikaye karşınızda iyi okumalar🤗

135 34 20
                                    

Bugun 14 KASIM 2020 kitabıma başladığım tarih🤗
Sizde hangi tarihte başladığınızı yazarsanız çok mutlu olurum🤗
Diğer bölümler hızlı şekilde gelecek inşallah 😍
Hepinizi öpüyorum 😘
UMUDUNUZU HİÇ KAYBETMEYIN UMUT GÜZEL ŞEY 👍
Iyi okumalar PITIRCIKLARIM🤗

Lise hayatımın ilk sabahında gözlerimi yabancı bir odada açmıştım.Hatta yatağımı yadırgamış olmalıydım ki pek uykumu aldım sayılmazdı.Ama bugün yeni bir gündü.Bugün yeni okulumun ilk günüydü. Içimde biraz heyecan birazda burukluk vardı. Heyecan yeni okulumun heyecanıydı.Burukluk ise bu zamana kadar ailesinden hiç ayrı kalmayan benim bundan sonra ayrı kalmasıydı.

Her sabah kömür kokusuyla yattığım evde kömür kokusuyla uyanırdım.Ama bundan şikayetçi değildim. Gıcırdayan kapı sesi bile huzur verir mi insana bana veriyordu.Ama bu kaldığım apartta kömür kokusu yoktu kalorifer vardı.Evi soba kadar ısıtmayan kalorifer. Gıcırdayan kapılar yoktu. Yanyana yattığımız yer döşeği yoktu. Ayrı yataklarımız vardı.Herkese özel dolap özel komidin...
Ama şimdiden özlemiştim gecekonduyu...

Didem:"Günaydın Bade"

Didem oda arkadaşımdı. Kollarını arkaya doğru götürerek hem esnemiş hemde yataktan kalkmıştı."Günaydın"
deyip tebessüm ettim ve bende gözüm yarı açık yarı kapalı yataktan kalktım.

"Hiç uyumamış gibisin"

"Biraz uyudum"

desemde göz kapaklarımın şişligini bende hissediyordum.Ama aynadaki tipimi görünce ; saçlar birbirine girmiş, gözler şiş , kazagımın kolunda sümük izi...
Şok olmustum ve Didemin bu paspal halimi görmesi beni birazcık olsada utandırmıştı.
YüZüme sert şekilde iki defa su çarptım.Başımı kaldırıp aynaya baktım.

"Yeni okulda sosyete okulunda yapabilecek miydim?"

"Şımarık,kendini beğenmiş , zengin züppeleriyle uğraşabilecek miydim?"

"Hayır hayır kimseyle uğraşmak sataşmak yoktu .
Ne olursa olsun derslere odaklanacaktım ."
Ben bunları düşünürken mutfaktan Didem'in " Hadi kızım ya tuvalete mi düştün " demesiyle yüzümü havluyla silip yanına gittim .

"Geldim"
"Bian tuvalet yuttu sandım "

Ellerini kahvaltıya uzatarak
"Süper kahvaltı emrinize amade " demişti.
"Estağfurullah "

Herşey çok güzel gözüküyordu.
Sucuklu yumurta , peynir , zeytin , reçel, sos , patates kızartması...
Kızarmış sıcacık ekmek.
Daha ne olsun ki?
Ama bizimkiler yine aklıma gelmişti. Acaba onlar ne yiyordu.
Bizim kahvaltımızda bu kadar çeşit olmazdı. O yüzden kahvaltıya bakakalmıştım.

"Beğenmedin mi?
"Olur mu ! beğendim herşeyçok güzel gözüküyor"

"Buyrun majesteleri" diyerek mini barımızın sandalyesini benim oturmam için çekmişti.
"Teşekkür ederim"

Bu jesti çok hoşuma gitmişti.
Çok güleryüzlüydü.
Oda arkadaşımla iyi anlaşacaktık bu belliydi.

Didemin deyişiyle MİNİ BAR Amerikan mutfağımızın ismi olmuştu.
Kahvaltıda birbirimizi biraz daha detaylı olarak tanımaya çalışmıştık çünkü taşınma acele olmuştu.

Taşınma yerleşme derken ayak üstü sohbet etmiştik.Zaten Didem Okul sezonu olduğu için boş apart bulamamış, bizim apartın ilanını son dakika internette görmüş ve apartopar dün benim odaya yerleşmişti.

Çünkü diğer odadaki Hale abla tek kalıyordu.Yanına kimseyi istemiyordu.Pekte konuşkan değildi.
Sadece 22 yaşında olduğunu,isminin Hale olduğunu biliyordum.Birde hafızamda taşınırken gördüğüm tıp kitapları vardı.

"Diğer odada kim kalıyor?"
"Hale abla."
"Hangi okula gidiyormuş?
"Kaç yaşındaki abla diyorsun?"
"22 yaşındaymış galiba tıp okuyor."
"Galiba derken "
"Yani onu konuşmadık sadece taşınırken kitaplarını gördüm.
Konuşmayı pek sevmiyoda"

"Tıp okuyo ya ondandır.Benimde tıp okuyan arkadaşlarım var onlarda biraz soğuktur"
"Tabi kişiden kişiye değişiyor "
Sanki tıp okuyan arkadaşın varmış gibi bu açıklamayı yapıyorsun gerizekalı diye içimden geçirmiştim.

"Kafası çalışıyor demekki"
Sorgular biçimde "Yani "dedim.
"Derslerde diyorum bize yardım eder"deyip sırıtmıştı .

Didemle ilk günden yakınlaşmıştık.Kendiside evdeki gürültüden,misafirden kaçmıştı.Evde ders çalışamadığı için benim oda arkadaşım olmuştu.
IYI Kide olmuştu.
Böylece canım sıkılmaz hem ders arkadaşım hem dedikodu ortağım olurdu.Ama ne yazık ki farklı okullardaydık.
Hatta ben aynı sınıfta aynı sırada olmak isterdim ama şartlar buna elverişli değildi.Olsun okul dönüşü okulda olup bitenleri kaynatırdık.
Böylece iki ayrı okul ve birsürü dedikodu olurdu.

Kendi kendime içimden "Allahım! Düşündüğüm şeylere bak ya "demistim.
Ben buraya okuyup hem ailemin hemde kendi hayatımı kurtarmaya gelmiştim.

"DEDİKODU KAZANINA ODUN ATMAYA DEĞIL "

Aslında Hale abla biraz değişik bir insan olsada bir tıp öğrencisiyle aynı evi paylaşmak beni gururlandırıyordu.
Tıp kitaplarını görünce çok mutlu olmuştum.Onun yüzü asık olsada bende tatlı bir telaş olmuştu.

Didem 17 yaşındaydı Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisiydi.
Anlattığına göre Avukat olmak istiyormuş. Çünkü babası da avukatmış ve onu idolü olarak görüyormuş. Annesi ise ev hanımıymış ve yine anlattığına göre annesinden çok yakınıyor.Sürekli evde altın günü olurmuş.

"Kızım yemeklere yardım et"
"Kızım misafirlere hoş geldiniz de"
"Kızım bulaşıkları makineye döşe"
"Ayıp olur az yanımızda otur"
"Telefonu bırak "

Yorumlara cevapları alalım bakalım sizin anneniz en çok hangi kelimeyi kullanıyor PITIRCIKLARIM😍

Bütün bunlardan bıkan Didem artık benim ev arkadaşımdı.
Sohbet koyuydu ama okul vakti yaklaşmıştı.Didem karttan para çekeceği için benden önce evden çıkmıştı.Didemle ilk günden iş bölümü bile yapmıştık o kahvaltıyı hazırladığı için bende sofrayı kaldıracaktım.Masayı toparlayıp bulaşıklarıda makineye döşemiştim çoktan.

Bulaşık makinemiz yoktu ama tabakları nasıl döşeyeceğimi, tahta kaşık ve bıçakların bulaşık makinasına konmayacağını annemle gittiğimiz ev temizlemelerinde öğrenmiştim..

👭HAYAT OKULU 👫Where stories live. Discover now