💙ILK HEYECAN💙

53 25 12
                                    

İçimde tarifsiz bir his vardı.Meriç şovunu bitirip yerine oturmuştu ve artık sıra bendeydi.Ayağa kalktım ve "Ben Bade" dedim.Onlar kadar etkili olmamıştı kendimi tanıtmam.

Bartu : Seni hangi okuldan attılar güzelim? Dedi ve güldü.
Ceren' Yağız ve Berkcan dışındaki herkeste ona eşlik etmişti.

"Okuldan atılmadım. Bursluyum." dedim.Ve Burslu olduğumu söylerken kendimden emin bir şekilde  hiç çekinmeden söyledim.Idil öğretmende bu dik duruşumu taktir eder şekilde bakıyordu bana.Ilk izlenimim Idil ogretmende iyi olduğunu anlamıştım.

Idil Öğretmen hangi okuldan geldiğimi sordu. Amacı beni biraz rahatlatmak ve beni arkadaşlarıma tanıtmak istemesiydi.Hemde biraz sınıfta ki ortam yumuşasin istiyordu.
Eski okulumun adını söylememle birlikte Talha 'nın
"Neresi orası ya köy mü?" demesiyle bütün sınıfın "Orda bir köy var uzakta  o köy Badenin köyüdür " demesi bir olmuştu.
Ama onlara katılmayan Ceren,Yağız ve Berkcandi. Beni ilk günden yalnız bırakmamışlardi.Onlarin bu tutumu beni mutlu etmişti.
Idil Öğretmen dişlerini sıkarak başını  Talha'ya  çevirdi.
"Artık sessiz olur musunuz?"
Idil öğretmenin ciddiyetinden sonra sınıf sessizleşmişti.
Ama hakkımda konuşulan fısıltıları duyuyordum ve bu benim hiç umrumda değildi.Kim ne derse desin ben hep dik duracaktım.

Ve nihayet zil çalmıştı.
Tanışma merasimi biraz stresli geçmişti.Ilk okul günüm baya beni yormuştu.Bu yorgunluk beden yorgunluğu degil zihinsel ve ruhsaldi.

Eve geldiğimde Didem telefonda annesiyle konuşuyordu.
Telefon konuşması bitince bende bi haller olduğunu anlayıp ağzımı aramaya başladı.

Aslında böyle birşey nasıl söylenir nasıl anlatılır bilmiyordum.
Telaffuzu zordu.

Hadi söyle bakalım Okulda ilk günün nasıl geçti?

"Iyiydi." dedim sadece.Iyiydi kelimesi tehlikeliydi.Nasılsın sorusuna iyi olmadığın halde iyiyim demek gibiydi.
Yanaklarım al al olmuştu.Sıcaklığı tüm vücudumu sarmıştı.
Utandığım tüm halimden belliydi.
Bütün beden hareketlerim
Bu Kız Aşık Aşık diye avaz avaz bağırsada bu öyle basit bir konu değildi.
Ilk defa böyle hissediyordum.
Içimde anlam veremediğim bir huzur.
Yüzümde şapşal gülümseme.
Ve birsürü hayaller.Ve hayallerimi süsleyen Meriç.
Engel olamazsam hayallerimizde Meriçle çocuğumuz olucak AZ kaldı.
"Anlamadım"
Olamaz ben Meriçle alakalı hayalleri dışımdan mı söylüyordum.
"Meriç kim?"
"Dur ben tahmin ediyim"
"Karataş ailesinin soylu ve yakışıklı Veliahtı"
Bütün bunları nerden biliyordu.
Meriçi ,Alarayi ,Talhayi, Bartuyu herkes nerden tanıyordu?
"Meriç ve grubu sosyal medya fenomeni gibi bir şey"
Sosyal medya kullanmadığım için bütün bu olup bitenlere neden anlam veremediğimi şimdi anlamıştım.
Demekki Meriç beyin hayranları çoktu.
Yanında taş gibi sevgilisi varken gözü kimseyi görmezdi.Bu kişi ben isem tenezzül bile etmezdi.
Didem aslında her şeyin farkındaydı.
Benim Meriç için yanıp tutuştuğumu anlamıştı.
"Bence taş gibi çocuk hatta meteor. Ama sevgilisi var ve tam 4 yıldır beraberler"
"Beni sevgilisi ilgilendirmiyor hem öyle abartılacak bir yakışıklılığıda yok"
Yok mu.?Bu sözlerime bende anlam veremiyordum.Nasıl yok Bade diye içimden bir ses çığlık atıyordu.
Yakışıklı olmaz mı bu tatlılığın eşi ve benzeri olduğunu düşünmüyorum.
Düşünülemez.
"Bade sevmek güzel şey ama sen Kazanmadan Kaybetmişsin."
Dogrumu söylüyordu.Ben kazanmadan kaybetmişmiydim.

"Senin nasıl geçti okul?"

"Konuyu değiştirme benim aynı okul aynı arkadaşlar.Tabi kankalarimla kavuştuğum için mutluyum ama konumuz sensin."


👭HAYAT OKULU 👫Where stories live. Discover now