0.1: one shot ✔

522 50 81
                                    

"Şu çocuğu nasıl sevebiliyorlar aklım almıyor!" dedi Olivia, kötü telaffuzuyla. Arkadaşı Seo Jin kahkaha attı. "Telaffuzun berbat Olivia."
Olivia güldü ve tekrar o kötü telaffuzuyla konuştu. "Ne yapabilirim ki? Amerika'dan geçen sene gelmiş biri olarak çok da iyi konuşuyorum bence."

Seo Jin kafa salladı. "Orası doğru tabii."

Olivia o sırada kantine giren Hyunjin ile yüzünü buruşturdu. "Benim moralim bozuldu yine."

Seo Jin, Olivia'nın baktığı yere baktığında o da Hyunjin'i gördü. Yüzündeki gülümsemesi artarken Hyunjin'e el salladı ve Hyunjin de ona el salladıktan sonra  arkadaşı Olivia'ya döndü.

Kaşlarını çatıp kollarını birbirine kavuşturdu. "Anlamıyorum seni gerçekten. Çocuğun ne günahını gördün de nefret ediyorsun?"

Olivia'ya attığı onaylamaz bakışları ve sözleri Olivia üzerinde hiçbir şey değiştirmemişti. Omzunu umursamazca salladıktan sonra masanın üzerindeki kahvesini eline aldı ve birkaç yudum içti.

O sırada arkadaşlarıyla gülüp eğlenen Hyunjin için oldukça sinir bozucu olduğunu düşünüyordu.

Seo Jin, Olivia'nın bu sert hâllerine hak veremezken aklına gelen bir fikirle heyecan içinde konuştu.

"Bak Olivia bu çocuk gayet nazik ve gayet iyi bir kalbe sahip ancak sen o kalbi kırıyorsun sana platonik diye. Bana hak vereceğine emin olduğum bir anlaşma yapacağız şimdi seninle, olur mu?"

Olivia'ya beklenti içinde bakan Seo Jin'i kırmak istememişti bu sefer Olivia.
"Tamam, söyle bakalım."

Mutlulukla, "Sadece bir gün şu çocuğu izleyeceksin. Eğer kötü bir davranış görürsen ben de Hyunjin ile bozuşacağım."

(...)

Dün arkadaşı Seo Jin ile sözleştikleri gibi Hyunjin'in evinin önüne gideceklerdi. Her zamanki gibi kendi mahallelerindeki marketin önünde buluşup oradan Hyunjin'in evine gideceklerdi. Bugün günlerden Cumartesi olduğu için okulları da yoktu.

Sonunda marketin önünde buluşan iki arkadaş önce birbirine sarıldı.
Seo Jin heyecanını ses tonundan da belli edecek şekilde "Ben senden daha heyecanlıyım! Sizin aranızı yapmak benim görevim gibi hissediyorum." dediğinde Olivia göz devirdi. "Seo Jin, lütfen böyle hissetme çünkü benim seveceğim kişiyi sen bilemezsin bu yüzden görevin de değil!" dedi.

Seo Jin ağzına hayali bir fermuar çektikten sonra yola koyuldular. Onlar tam Hyunjin'in mahallesine vardıkları sırada Hyunjin de kendi evinden çıkıyordu.

Binalardan birinin ardına gizlendikten sonra onun ne yöne gideceğine baktılar merakla. Hyunjin Olivia ve Seo Jin'in tersi yönüne gittiğinde onlar da hemen peşine düştüler.

Köşedeki kediyi görünce dayanamayan Hyunjin ona baktı ve gülümsedi. Kedinin pis görünümü kızların dokunma isteğini yok ederken Hyunjin o küçük kediyi elleri arasına aldı. Olivia da kedileri severdi, hayvanları severdi ve Hyunjin'in bu yaptığı kalbinde bir farklılık hissetmesine neden olmuştu.

Biraz daha ilerlediklerinde Hyunjin'in markete girdiğini gördüler. Birbirlerine bakıp "Biz de girelim mi? Yakalanır mıyız?" dedikten sonra orada kalmada karar kıldılar.

Just One Day ➵ hyunjin hwang ✔Kde žijí příběhy. Začni objevovat