)42(

1K 72 13
                                    

Yekta'nın başını boynuma gömüp, "Mükemmel bir detaysın." Demesiyle mutlulukla araladım gözlerimi ve boynumda oluşuyla kıkırdamadan edemedim. Uyuşuk hareketlerle kollarımı ensesine doladım ve saçlarının üzerini öptüm. "Günaydın bir tanem." Diye mırıldandım.

"Günaydın." Dedi o da, boynumda oluşu nedeniyle sesi boğuk gelmişti kulaklarıma. "İyi uyuyabildin mi?" Diye sordu. Aslında kendisi de biliyor cevabı. "Bu gece de sana yapışarak uyuduğum için cevabım evet. Asıl sen iyi uyuyabildin mi?"

"Uyudum tabii." Dedi ve burnunu boynumda hareket ettirdi. Fena halde huylanıyorum! Kahkaha atarak başımı iyice yastığa gömdüm. "Yekta, huylanıyorum ama öyle yapınca." Onun yanında nazlanmaktan da hoşlanıyorum.

"İyisin değil mi güzelim? Miden bulanıyor mu?" Diye sordu ilgiyle bana bakarken. Başımı iki yana doğru salladım ve güzel yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "İyiyim." Diye de ekledim.

"Kahvaltıyı dışarıda yapalım. Birlikte vakit geçirmiş oluruz, sana uyar mı?" Diye sordu başını yana yatırarak.

Sana aşık olmamak elimde değil ki. "Uyar tabi, niye uymasın bebeğim?" Yanağına da ufak bir öpücük bıraktım. Dudakları iki yana doğru kıvrıldı. "O zaman sıkı giyin."

"Peki, daha fazla oyalanmayalım da kalkıp hazırlanalım."

Bugün onunla uyumlu bir şekilde giyinmiştik. Siyah pantolon, siyah kazak ve kabanlarımız ile botlarımız... Birlikte el ele arabasına doğru ilerlerken bugünü tamamen birbirimize ayırmaya karar verdik.

Girdiğimiz kafede iki kişilik deri koltuğa yine yan yana gelecek şekilde oturduk ve önümüze gelen kahvaltılıklara kısa bir bakış attım. Açıkçası pek de iştahım açık değil. Yekta, sürdüğü ballı ekmeği bana uzatıp tek kaşını da kaldırınca mecbur yemeğe başladım.

"Bu masada ki her şeyden yiyeceksin."

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Hepsini almaz midem." Diye mırıldandım. Gülümsedi ve yeni bir ekmeği daha uzattı bana ve keyifli bir şekilde, "Alır alır." Dedi.

Biraz o benim uzattıklarımı, biraz da ben onun uzattıklarını yedikten sonra dolu dolu hissettiğim karnımı ovalayarak geriye doğru yaslandım ve içime derin bir nefes çektim. "İmkanı yok daha hiçbir şey yiyemem."

"Pek de bir şey yemedin zaten." Yekta'nın cevabına karşı gözlerimi büyüterek ona baktım şaşkınca. "Çok bile yedim, pardon çok yedirdin." Dedim gülerek. Elini yanağıma yerleştirdi.

"Seni her gün böyle yedirmeyi düşünüyorum."

Sonra da onun kucağında ki yerimden olurum! Başımı iki yana salladım. "Hayır sonra beni kucağına alamazsın. Yerimden mahrum bırakma beni."

Bu dediğime gülüp ardından da cevap verdi. "Orayı dert etme güzelim." Beni kendine doğru çekti ve yanağıma art arda öpücükler kondurdu. Bu onun ilgisi ve sevgisiydi... Şuan ki keyfimi hiçbir şey bozamaz. Bugün çok mutluyum, yanımda ki adam sayesinde.

Biz öyle kendi halimizde takılırken karşıdan gördüğüm kadınla kaşlarımı çattım. "Şu karşıda ki kadın Elif mi?" Diye mırıldandım istemsizce. Oysa eğer yine döverim.

Yekta kolunu omzuma atmıştı ve burnu saçlarıma gömülü şekilde konuştu. "İlgilenmiyorum."

O tarafa doğru bakmaması bile beni ister istemez mutlu etmişti. Ona duygularımı açmadan önce o kıza karşı içinde büyük bir sevgi var sanıyordum ama kendini tamamen bana açtığı zaman anladım aslında bir yeri olmadığını.

O kadın da Elif değilmiş zaten.

Yanağına hafif bir öpücük kondurdum.

***

Terk Edilenler Durağı Where stories live. Discover now