01 || siyah boya ardında patlayıp sönen yıldızlar

1.3K 115 93
                                    

━ [now playing]: billie eilish, everything i wanted

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

━ [now playing]: billie eilish,
everything i wanted

Yalnızca merak ediyordum, insanlar sarf ettikleri acı sözcüklerin ne kadar derine işlediğini bilselerdi yine de söylerler miydi? Birilerini yıkıma sürüklediklerini, parlak yıldızları bir bir söndürdüklerini, yavaş ve nazik cinayetler işlediklerinin farkında olsalardı yine de böylesine acımasız olurlar mıydı?

Yaptıklarını görselerdi pişman olurlar mıydı? Ağlarlar mıydı, canları acır mıydı?

Kendilerini suçlu bulurlar mıydı, emin değildim fakat ertesi gün bunları düşünmediklerine yemin edebilirdim. Bu soruların sahibi bendim, sorduğum kişi de benden başkası değildi çünkü vicdanlarının bu kadar suskun olmasına şaşırıyordum. Kimse umursamıyordu, kimse ne yaptığını görmüyordu.

Soruyordum çünkü herkesi ayakta dikilirken görmüştüm; ağlamıyorlardı, bakışları donuk, yüzleri ifadesizdi. Yalnızca bir kabus olabilirdi fakat gerçek gibi hissettirmişti.

Aklımda hissettiriyorlardı, kalemimde, renklerimde, henüz lacivertin birkaç koyu tonuyla boyadığım bulutların içinde, kağıtlarda, her yerde yaşıyorlardı ve ben çizdiğim resimlere zehirli kelimelerin dökülmesini engelleyemiyordum. Tıpkı henüz çiziyor olduğum parlak gecede olduğu gibi yıldızların patlayıp sönmesini engelleyemiyordum. Ben beyaz kalemle ışıklar ekledikçe daha çok kararıyorlardı siyah boya ardında.

Vazgeçtim bu yüzden, karanlığa gömülmesine izin verdim ve ayın cılız ışığında aydınlanan büyük ağaçları boyamaya başladım, ardından taş yolu, sokak lambalarını ve mavi yurt binalarını. Öylesine çizdiğim resim neredeyse bitmek üzereyken saatin oldukça geç olduğunu anca fark edebilmiştim, neredeyse on bir olmuştu.

Kalemlerimi hızlıca topladım, boya çantama ağzına kadar tıkıştırdıktan sonra defterimle birlikte resim çantama attığım sırada büyük spor salonunun duvarlarında gıcırdayan kapının sesi yankılandığında olduğum yerde kalakalmıştım. Eğer biri bu saatte kapalı spor salonunda olduğumu görürse başım derde girebilirdi, her hafta düzenli olarak gelip kafamı dinleyebildiğim tek mekanımdan uzaklaştırılmak istemiyordum, bu yüzden olduğum yere sindim ve gelen kişiyi görmek için bakışlarımı tribünlerin alt tarafından gelen koridora çevirdim.

Fakat tahminimce lacivert üniformalı, elinde beyaz fenerle dolaşan bir bekçi yerine gözlerime siyah saçlar ve tanıdık bir sima takılırken kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Asla çıkarmadığı beyaz basketbolcu ayakkabıları yerine giydiği siyah botlarının yaptığı yankıyka sahanın ortasına yürüyen okulun basketbol takımı üyesi Hwang Hyunjin idi fakat bu saatte yalnız başına burada ne aradığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Her zaman giydiği sarı forması yerine üzerinde siyah bir kot ve beyaz, ince bir gömlek giymişti, sahanın tam ortasına vardığında tek omzuna astığı çantasını tribünlerin olduğu tarafa fırlatmış ama beni görmemişti. Fakat asıl ilgimi çeken oldukça öfkeli duran ifadesiydi çünkü Hyunjin bu güne kadar gördüğüm en sakin insandı, onu yıllardır tanıdığım halde bir kere bile birine sesini yükselttiğini veya biriyle tartıştığını görmemiştim.

Liseden tanıyordum onu; aynı sınıfta falan değildik, hatta benden büyüktü ve aynen şimdi olduğu gibi basketbol takımındaydı. Hiçbir alakamız olmadığı halde bir gün birkaç kızın beni sıkıştırdığını görüp yardım etmişti, ben kızların bana bir daha bulaşmayacağını düşünerek sevinsem de öyle olmamıştı elbette. Hyunjin'in benden hoşlandığı için beni koruduğunu düşünmüşlerdi, böylece daha çok zorbalığa uğramış ve bir daha birkaç yüz metre yakınından bile geçmemiştim.

Onun bunların hiçbirinden haberi yoktu tabii. Artık üniversitedeydik, lisedeki halimden eser yoktu ve ortak arkadaşlarımız olsa da konuşmak istememiştim, onun da pek umursadığı yoktu zaten.

Ben dikkatini çekmemeye çalışarak kalemlerimi kutularına yerleştirirken Hyunjin sepetinden aldığı basketbol topunu sert bir şekilde birkaç kez yere vurmuş ve rastgele potaya atmıştı. Iskalamasıyla ifadesi daha çok gerilirken bu sefer pozisyon alıp atmıştı fakat yine de ıskalamıştı, ardından bir tane daha ve bir tane daha. Hwang Hyunjin oldukça iyi bir oyuncuydu, bu kadar çok ıskalaması beni bile sinir ederken o sepete sert bir tekme savurup bedenini yere bırakmış ve sahanın tam ortasında soğuk zemine uzanmıştı.

Gitmenin tam sırası diye düşünürken çantamı omzuma astım ve oturduğum yerden sessizce kalkıp tribünlerin basamaklarını yavaşça inmeye başladım. Birkaç basamak ardından sola döneceğim sırada dizim mavi koltuklardan birine çarpmış ve her şey o kadar hızlı gelişmişti ki neler olduğunu kavramam birkaç saniye sürmüştü.

Dengemi kaybetmiş ve kalan son üç veya dört basamak mervidenden bedenim yere savrulmuştu, fermuarını kapatmayı akıl edemedğim resim çantamdaki her şey bir tarafa saçılırken merdivene çarptığım dizim feci acıyordu, hatta kanıyor bile olabilirdi.

Bakışlarım Hyunjin'in koyu gözlerini bulduğunda bakışlarındaki şaşkınlık nidasıyla beni izlediğini görmüştüm. Dudakları bir şey söylemek için aralansa da konuşmadan tekrar birbirine bastırmış ve kalkacak gibi olduğunda ise yardım etmesine izin vermeden serildiğim yerden doğrulmuştum. Birkaç saniye içinde eşyalarımı toplayıp çantama tıkmış, bu sefer fermuarını özenle çekmeyi unutmamış ve spor salonundan hızla ayrılmıştım.

3.12.20
28.1.23
©hisblackpearl

selamlar efendimmm sinava calistigim sure boyunca bir suru bolum yazdim ve muhtemelen bizi sinava atacak yeterince bolum var bu yuzden fici tekrar hortlattim hehe

benim icin cok ozel bir fic bu, sosyal baski ve zorbaliga dikkat cektigim bir kurgu oldu ve size cokca sey katmasini umuyorum 💘

ayrıca okumasını istediğiniz arkadaşlarınızı etiketleyerek destek olabilir ve daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz :")

ileriki bolumlerdeki yardımları icin haechaniefied askima tesekkur ediyorum 💗


başlangıç: 11.9.20
yayımlanma: 3.12.20
yeniden yayımlanma: 28.01.23
bitiş: ━

the remedy for a broken heart :: hyunjin Where stories live. Discover now